Öncelikle şunu söyleyeyim, hayır ölmedim...
İyi okumalar🍂
Ezâ Demirel...
"Hazırsanız çıkalım?"
"Çıkalım abi." hep beraber evden çıkıp arabalara bindik. Bugün doğum günümdü ve ayrıca koleksiyon tanıtımı için bir davet düzenlemiştik.
"Çok güzel görünüyorsun." dedi Barış gülümseyerek.
"Teşekkür ederim, sende çok yakışıklı görünüyorsun."
"Biliyorum." dedi saçlarını düzeltirken. İyi ki hayatımdaydı.
"Ben bunları dinlemek istemiyorum." dedi arka koltuktan, Aren.
"Kapı orda abicim, atlayabilirsin." dedi Barış. Arabada; Ben, Barış, Aden, Aren ve Burak vardı.
"Ölmekten güldüm enişte."
Enişte mi?
"Enişte mi?" dedim dikiz aynasından Aren'e bakarken.
"Sorma abla, senin bu sevgilin tehdit ediyor beni. Enişte demezsen saçlarını keserim gece diyor."
"Barış!" dedim sitemle. Barış ise beni takmayarak müzik açıyordu. Başımı iki yana salladım.
Geldiğimizde derin bir nefes verdim. Davetleri sevmiyordum. Üstüne bugün birde doğum günümdü.
Arabadan indiğimizde, ne kadar itiraz etsem de Barış'ın sandalyesini Burak sürmüştü. Ben de yanlarında içeriye yürümüştüm. Daha kimse gelmemişti. Yarım saat sonra salon dolmaya başlardı.
"Kasma kendini güzelim." dedi Ezrâ elini belime koyarak.
"Gerginim." diye mırıldandım.
"Çıkışta masaja gideriz, şu an gidersek annem bizi masaj salonuna gömer." ister istemez güldüm. Bu sırada organizasyon şefi yanımıza geldi.
"Hoşgeldiniz Ezâ Hanım."
"Hoşbulduk, her şey yolunda mı?"
"Her şey istediğiniz gibi Ezâ Hanım, kuşkunuz olmasın." başımı salladım. Bu gecenin bir an önce bitmesini istiyordum.
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anemoia
Teen FictionKabul etmek istemiyordum. Ben yıllardır tek başımaydım. Bundan sonra bir aileyle yapamazdım. Fakat içimdeki bu hisse bir türlü anlam veremiyordum. Yüzüme beklentiyle bakıyordu İpek Hanım. Peki benim cevabım neydi?