Bölümü birkaç güne atacaktım ama hazır olunca atayım dedim.
İyi okumalar 🍂
Ezâ'dan...
Uyandığımda başımda dikilen bir Seren görmeyi beklemiyordum.
"Ezâ Hanım! Çok korktum. Nasıl oldu? Daha iyi misiniz?"
"Sen gelene kadar gayet iyiydim Seren." dedim bezmiş bir sesle. O ise gözlerini devirmiş ve arkasını dönüp odadan çıkmıştı.
Geçen dakikaların ardından kapı açıldı.
"Seren gerçekte-" karşımda İpek Hanım'ı görmeyi kesinlikle beklemiyordum. Gitmemiş miydi?
"Ezâ. Biliyorum beni, bizi burda görmek istemiyorsun. Ama senden vazgeçemem. Kızım lütfen bir şans ver bize. Hem daha yeni kaza yaptın. Dinlenmen lazım, çalışma. Bizimle gel."
Gözlerimi sıkıca yumup, başımı yastığa geri koydum. Benden vazgeçmemesi sinirimi bozuyordu. Neden beni bırakmıyordu? Öte yandan, içimdeki bu aptal his de neydi?
Kabul et. Birinin senin için çabalaması hoşuna gitti.
Hayır, böyle bir şey yoktu. Var mıydı?
"Geliyorsun değil mi? Hem zaten sen gelmesen bile ben yanında kalacağım." dedi kararlılıkla.
"Geliyorum." dedim bir anda. Ne!?
Hadi ama. Birkaç günden bir şey olmaz.
•••
Çok bir şeyim olmadığı için hastaneden birazdan çıkacaktık. Sadece başım ağrıyordu ve bu da katlanılabilirdi. Dün Seren gelirken kıyafette getirmişti neyse ki. Bazen işe yarıyordu. Sabah İpek Hanım geldikten sonra Seren'i aramış ve olayı anlatmıştım. Bir süre işlerime İstanbul'dan devam edeceğimi söyledim. O da heyecanla kabul etmişti ailesi ordaydı.
Biz hemen bugün çıkacaktık ama Seren burdaki işleri düzene sokup öyle gelecekti. Üstümü giyip dışarı, İpek Hanım'ın yanına geçtim.
(Ben bunu koydum, siz istediğiniz şekilde hayal edebilirsiniz kıyafetleri)
"Ah kızım! Hadi gidelim. Babanlar da hava limanında bekliyorlar." başımı sallayıp yürümeye devam ettim. Yanlış mı yapmıştım acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anemoia
Teen FictionKabul etmek istemiyordum. Ben yıllardır tek başımaydım. Bundan sonra bir aileyle yapamazdım. Fakat içimdeki bu hisse bir türlü anlam veremiyordum. Yüzüme beklentiyle bakıyordu İpek Hanım. Peki benim cevabım neydi?