32.Bölüm

20.5K 1.4K 321
                                    

İyi okumalar🍂

Ezâ Demirel...

"Abi!" yüksek sesle bağırıp, peşinden kalktım.

Giray abim de hızla kalkmıştı. Banyonun önüne gelince, kapıyı kilitlediğini gördük.

"Niye kilitli bu kapı, abi!?" telaşla konuşurken gerçekten korkmuştum. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. Yüzü bembeyaz bir şekilde Pamir abim çıktı.

"Pamir, iyi misin?" Giray abim dikkatle Pamir abimi süzüyordu.

"İyiyim, iyiyim. Sadece, restoranda çok yemiştim. Burda da yiyince, kötü oldum biraz." dedi hâlsizce. Derin bir nefes aldım, kötü bir şeyi yoktu.

"Gel hadi, yat dinlen." dedim koluna girerken. Başını sallayıp benimle yukarı çıkmaya başladı. Odasına girdiğimizde, kendini yatağına attı.

"Daha iyi misin? Rahatladın değil mi?" dedim yüzünü incelerken.

"İyiyim güzelim." dedi sadece gözlerini kapatırken. Derin bir nefes verip, yanağını öptüm. Ardından çıktım odadan.

•••

"İşte sonra Burak, ben senden çok hoşlanıyorum Aden dedi. Ben tabii şaşırdım yani. Sonra da, ben de dedim. Sonra o, şimdi biz neyiz dedi. Ben de arkadaşız falan dedim. Biraz saf yani. Şu an sevgiliyiz işte."

2 saattir, Aden'in Burak'la nasıl sevgili olduğunu dinliyordum. Yatağıma uzanmış ve işgal etmişti.

"Anladım Aden." dedim bıkkınlıkla. İlk söylediğinde sevinmiş ve sarılmıştım. Ama 20. kez anlatmasıyla onu o yatağa gömmeme az kalmıştı.

"Ne biçim ablasın ya? Milletin ablası onu ilgiyle dinler sen bıktın hemen." anında yüzüne baktığımda tekrar konuştu.

"Sen çok mükemmelsin tabii! Millettin ablası kapına köpek olsun ablam!" dedi telaşla.

"Aklım Pamir'de olduğu için pek keyfim yok." dedim sıkıntıyla.

"Takılma bence bu kadar. Pamir abim o, bir şey olmaz ona." dedi gülümseyerek. Ben de gülümsedim ve başımı salladım.

"Saat geç oldu, git yat hadi. Ben de Barış'a bakayım." dedim ayağa kalkarken. Anında ayaklanıp, boy aynamın önüne geçti. Saçını düzeltirken, aynadan bana bir bakış atıp göz kırptı.

"Ben de bir Burak'a bakayım. Bir şeye ihtiyacı vardır belki." dedi heyecanla. Sırıtıp konuştum.

"Aynen, aynen. Abimlerden biri yakalarsa ben yolladım seni." dedim göz kırparak. Üstüme atlayıp sarıldı.

"Ablaların gülü!" gülerek ayrıldım ondan. Beraber odadan çıkıp, aşağıya indik. Ben Barış'ın odasına, o da Burak'ın odasına girdi.

İkinizin de basılmasını bekliyoruz.

İçeriye girdiğimde kalakaldım. Gözlerim açılırken, ağzım da açılmıştı. Şaşkınlıktan adım bile atamıyordum. Ezrâ ve Barış sarılarak uyuyorlardı. Ne oluyor lan!?

AnemoiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin