En başından beri bunu biliyordum. Aşkın,acıyla aynı anlama geldiğini biliyordum. Savaştım, çok uğraştım ama başaramadım. Aşka yenildim ve şimdi acısı da hemen peşinden gelmişti.
"Kararımın ne olduğunu biliyorsun. Ben yine Arel'i seçiyorum. Onu kurtaracağım." dedim sinirle. Onun da canı yansın istiyordum."Hep Arel'i seçeceğim çünkü onu çok seviyorum ve hep seveceğim. Sen beni ondan ayırmaya çalışsan da benim kalbim hep onun için atacak!"
Sinirle kollarımdan tuttu." Kes! Anladık kabul ediyorsun."
Hızla onu ittirdim." Kabul etmek için bazı şartlarım var."
Yüksek sesli bir kahkaha attı." Şartların mı var? Sence şuan şart sunacak konumda mısın? Neymiş şartların hadi söyle çok merak ettim?"
"Aramızda bir sınır olacak bana yaklaşmanı istemiyorum ve Arel'den hemen ayrılamam."
Bir süre sessiz kaldı." Neden ayrılamıyorsun acaba?"
Ne diyecektim şimdi? Eğer ben onu birden terk edersem çok üzülürdü ve haliyle bu çok mantıksız olurdu. Ama en azından onu kendimden soğutursam belki çok üzülmezdi. Ben yıkılırdım belki ama yapacak başka bir şey yoktu.
"Şimdi Arel'i bırakıp seninle sevgili olursam buna inanmaz ki. Ve bu çok saçma olur bir süre sonra ayrılırım ve inandırıcı olur."
Düşünüyor gibi duruyordu. Kabul edeceğini sanmıyordum.
"Bir süre?"
"İki hafta?"dedim kısık bir sesle.
"Yuh! Çok o kadar." dediğinde bakışlarımı gözlerine çıkardım. Onu yeterince net göremiyordum, gözyaşlarım engel oluyordu." Lütfen." diye fısıldadım. Kabul etmeliydi. Arel'i birdenbire yüzüstü bırakmak istemiyordum.
Bir süre suratıma baktı. Acımış olmalıydı." İyi tamam. Senin için kabul edeceğim. Sadece iki hafta,fazlası yok ona göre."
Onaylar anlamda kafamı salladım. "Arel'i bırak artık." dediğimde yüzünde hoşnut olmayan bir ifade belirdi. Ardından telefonunda birkaç dakika uğraştı ve telefonu cebine koyup bana baktı." Bıraktım. O artık özgür." dedi.
Evet Arel artık özgürdü ama ben tutsaktım.
***
Bir anda ağırlaşmıştı bedenim sanki. Ruhum bedenime ağır geliyordu. Yenilmişliğin,tükenmişliğin ve çaresizliğin yükünü omuzlarımda hissediyordum.
Almaya mecbur kaldığım bir karar bir anda bütün hayatımı tersine çevirmişti. Hissizleşmiştim bu yükün ağırlığıyla. Gözlerim kurumuş,duygularım birbirine girmişti.
Müthiş bir baş ağrısıyla evime doğru yürüyordum. Bedenim yorgundu. Ruhum yorgundu. Yorulmuştum. Hem de en çok savaşmam gereken yerde. Eğer kendimi şimdi bırakırsam mahvolurdum,kaybederdim. Ama en azından savaşırsam belki bu savaşın galibi ben olabilirdim. Bu çaresizliğin üstesinden gelebilirdim. Nasıl yapacaktım bilmiyorum ama deneyeceğim.
Evime girdiğimde doğruca odama girdim. Usulca yatağıma yerleştim ve gözlerimi kapattım. Sessizlik istiyordum,beynimdeki sesler sussun istiyordum. Ve uyumak,sadece uyumak.
***
"Nefes!"
"Nefes,hadi kalk!"
Ablamın sesiyle gözlerimi araladım.
"Hadi Nefes,çabuk kalkıp hazırlanıyorsun kahvaltı on dakikaya hazır. Seni bekliyorum oyalanma."
Sabah olmuştu. Yeni bir günün başlayışıyla heyecan yerine hüzün ve stres dolmuştu içime.
![](https://img.wattpad.com/cover/94311655-288-k914308.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARESİZ
Teen Fiction"Öp beni" "Ne! " Başını bana çevirdi. "Duydun, öp beni. " Dediklerini yapıyordum evet ama bu fazlaydı. Ben bunu yapamazdım. Başıma karşıya çevirdiğimde ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Tam karşıda Arel oturuyordu. Öfkeli gözlerini üzerimize dikmi...