11.BÖLÜM•ÖZÜR DİLERİM•

10K 842 65
                                    

Lütfen hikayem hakkındaki görüşlerinizi belirtin. Yorumlarınızı esirgemeyin 😊

•••

Vücudumdaki ağrılarla gözlerimi açtığımda Karan karşımda endişeli gözlerle bana bakıyordu.Etrafıma baktığımda yine aynı odada yatakta uzanıyordum.Doğrulmak istediğimde ayak bileğimdeki keskin sızı ve diğer ağrılar buna izin vermedi.Gözlerimi çevirdiğimde ayağımdaki sargılarla karşılaştım.Karan "Güzelim,iyi misin? "dediğinde başımı diğer tarafa çevirdim ve cevap vermedim."Bak,bileğini incittin bir süre üstüne basmaman gerekiyor. Dikkatli ol tamam mı canın daha fazla yanmasın.Zaten bunların hepsi benim yüzümden oldu!"deyip birkaç saniye bekledi ardından"Çok özür dilerim eğer kolundan çekmeseydim merdivenlerden düşmezdin."dedi.

Ayağımın üstüne basmadan nasıl hareket edecektim ben.Yine sinir beni ele geçiriyordu."Evet hepsi senin yüzünden oldu!Beni burda tutmaktan vazgeç artık!"

Oturduğu yataktan kalkarken"Beni sev istiyorum.O zamana kadar burada kalacaksın."dedi.Kapıyı ardından kilitleyip çıktı.Yatağa uzandım ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim.Hem sinir hem de hüzün vardı yüreğimde.İki gündür buradayım acaba polise gitmiş midir ablam?Umarım gitmiştir çünkü biran önce burdan kurtulmak istiyorum. Ellerimi gözlerimi kapatıp hıçkırıklarım artmasına izin verdim.Karan neden anlayışlı davranmadı?Neden istemiyorum dediğimde beni bırakmadı?Onu küçücük bir sevme olasılığım varsa bile şu saatten sonra yok oldu.Beni kaçıran birini sevmem mümkün değil!

Ayaklarımı kendime doğru çekmeye çalıştığımda yüzümü buluşturdum.Olanları unutmuştum, bu ağrı ne zaman geçer acaba?Sakat ayakla kaçmaya da çalışamam.Ne yapmalıyım?

Gözlerimi etrafta gezdirirken bir anda takılı kaldı.Çantam!Tabi ya telefonum çantamın içinde!Ama çantayı nasıl alacağım?Kıpırdayamıyorum ki!

Mutlaka almam gerekiyor.İyi de Karan çantamın kontrol edip telefonumu almamış mıdır?Umarım almamıştır!

Ağırlığımı ellerime vererek yataktan kalkmaya çalıştım. Çok şükür çanta çok uzakta değildi.Zaten yatağa yakın olan koltuğun kenarındaydı.Yataktan inmeden alabileceğimi düşünüyorum.Şimdiye kadar nasıl akıl edememiştim?Telefon nasıl aklıma gelmemişti. İyice yatağın kenarına yaklaştım.Ağrıdan dişlerimi sıkıyor bir yandan da ağlamaya devam ediyordum.Çantaya doğru uzandım biraz daha yaklaşmam gerekiyordu.Kendimi çekmeye çalıştığımda inlememek için kendimi zor tuttum. Bu defa ayak bileğim çok fena ağrımıştı.Ama çantayı yakalamayı başarmıştım.Gülümseyip fermuarı açtım.Lütfen telefonumu almamış olsun,lütfen!Birkaç saniyenin ardından gözlerim telefonumu bulduğunda hızla elime aldım.Ah!Şarjı azalmış!Ama şimdilik beni idare eder.Kimi aramalıydım?Ablamı endişelendirmek istemiyordum bu yüzden rehbere girip Ayza'yı aradım.Elim ayağıma dolanmıştı.Karan'ın odaya girmesinden çok korkuyordum.İkinci çalışın ardından telefon açılmıştı.Stresten sesim çıkmazken onun endişeli sesi kulaklarıma dolmuştu.

"Nefes! Nerdesin sen meraktan öldüm! İyi misin?"

Fazla zamanım yoktu acele etmeliydim.

"Bak Ayza beni iyi dinle. Karan beni kaçırdı! Bana yardım etmen lazım, polise falan haber ver bir şey yap! Nerde olduğumuzu bilmiyorum. "Ayza'dan bir süre ses gelmedi ardından "Ne demek Karan seni kaçırdı!"

Biran önce telefonu kapatmalıydım. Ona yakalanmamam gerekiyordu. "Ayza duydun işte! Fazla vaktim yok kapatmalıyım. Bana yardım et, lütfen! "dedim ve telefonun kapatma tuşuna bastım. Şu anda ne kadar endişelendiğini tahmin edebiliyordum.

Hızlıca arama kayıtlarına girip son aramaları sildim. Nefes alış verişlerim hızlanmıştı. Karan'a yakalanma düşüncesi beni korkutuyordu. Telefonu tamamen kapattığım sırada aniden kapının açılmasıyla korktuğum şeyin başıma geldiğini anlamıştım. Telefon elimden düşünce başımı kaldırdım. Karan ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bana bakıyordu. Gözleri telefona kaydığında hızlı adımlarla yanıma ulaştı. "Siktir!Ne yaptığını sanıyorsun sen!"Telefonumu eline almış ve bana bağırmaya başlamıştı. Gözlerinde gerçekten çok fazla öfke vardı ve bu korkumun daha da artmasına sebep oluyordu."Kimseyi aradın mı?Doğru söyle!"Sesi çok yüksek çıkıyordu. Sanki dilim tutulmuştu.Ağzımı açıpta bir şey söyleyemiyordum."Cevap ver bana!!"dedi.

"Ha-hayır."

Kahretsin!Kekelemiştim.Ondan korktuğumu bu kadar belli etmemeliydim.Telefonun açılma melodisi kulaklarıma dolarken o gelmeden önce arama kayıtlarını sildiğim için bir kere daha şükrettim. Bir süre telefonu inceledikten sonra dudaklarını araladı. "Son aramalar boş. Neyseki kimseyi aramamışsın."Gerçekten bazen fazla aptal olabiliyor. Kayıtları silmiş olma ihtimalim aklına gelmiyor muydu?

Üzerime doğru eğilip gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Benden kaçmaya çalışma! Buna asla...asla izin vermem!"

Yanağımdan süzülen bir damla gözyaşına engel olamamıştım. Hiçbir zaman hayatımda Karan gibi birine yer vermek istemedim. Ve asla da isteyeceğimi sanmıyorum. O benim hayatıma girmeye çalıştıkça beni kendinden daha da uzaklaştırıyor ama farkında değil.

Karan'ın yüzünde beliren yumuşamanın ardından benden uzaklaştı ve odanın içinde birkaç tur attı. Ellerini ensesine koymuş derin nefesler almaya başlamıştı.

"Ağlama! Lanet olsun ağlama,dayanamıyorum!"dediğinde sesinde hem bir burukluk hem de öfke vardı. Hem ağlatıyor hem de ağlama diyordu. Başını duvara yaslayıp bir süre bekledi. Bana döndüğünde gözleri kırmızılaşmıştı. Hızlı adımlarla gelip koltuğa oturdu. Ben ise yatakta biraz daha geriye gitmeye çalıştım ama başarılı olamamıştım. Ayak bileğimdeki keskin sızıyla inlememe engel olamamıştım. Karan endişeyle bana doğru yaklaşıp "İyi misin? "dediğinde hızla elimi öne uzatıp "Yaklaşma!"dedim.

Öfkeyle geri çekilip yatağın kenarına yumruğunu geçirdi. "Kahretsin!"diye mırıldandığında kollarını dizine yaslayıp başını ellerinin arasına almıştı. Bir ileri bir geri sallanıyordu ve bu benim daha fazla korkmama sebep oluyordu.

Gözlerimi yumup sakin olmaya çalıştım. Bileğimde hala bir sızı hissediyordum. Bütün bu olanlar aklımı kaybetmeme sebep olacaktı! Sakin geçen hayatım bir anda allak bullak olmuştu. Oysa ben eski hayatımdan gayet memnundum. Şu an her zaman yaptığım gibi odamda ders çalışıyor olmayı o kadar isterdim ki.

"Özür dilerim."

Başımı ona çevirdiğimde hala aynı pozisyonda duruyordu. Ellerini başından çekip bana bakmaya başladığında cevabımı bekliyordu. Ne diyebilirdim?

"Hangisi için Karan? Beni kaçırdığın için mi? Seni sevmeye zorladığın için mi? Neredeyse bana tecavüz edecektin yoksa bunun için mi? Ha! Hangisi için özür diliyorsun?"

Gözlerimden yaşlar durmaksızın akıyordu. Sinirlerim boşalmıştı. Sarsılarak ağlıyordum. "Hepsi için."dediğinde sesi mahçup çıkmıştı. "Ama sadece biri için pişmanım."dediğinde hızla başımı ona çevirdim. Ha bir de yaptığı şeylerin arkasında duruyordu!

"Sadece sarhoş olduğum gece için. Diğer şeyleri yine olsa yine yaparım. Yine seni kaçırırım! Yine 'beni sev' derim! "

"Ben de bir an gerçekten pişman oldun sanmıştım! Ama ne mümkün!Şunu bil ki Karan, ne yaparsan yap kalbimde sana asla yer olmayacak! Bu yüzden, yeni pişmanlıklarının olmaması için bırak artık beni!"dedim ve vereceği cevabı bekledim.

Yanıma oturdu ve "Ne zaman ki beni seversin işte o zaman burdan el ele çıkarız!"dedi. Sözleri biter bitmez ona verdigim cevap bir tokat olmuştu.

"Bıktım Karan anlamıyor musun? Sevmeyeceğim diyorum, bana bunları yaşatan birini asla sevmem! Senden ancak nefret edebilirim ben! Ki zaten bütün hücrelerimle senden nefret ediyorum."

Attığım tokat ve sözlerimin ardından hırsla ayağa kalkıp üzerime eğildi. "Sevmeyeceksin öyle mi? Nefret ediyorsun benden?" Kelimeler ağzından tıslarcasına çıkıyordu. Bu kadar sinirleneceğini düşünmemiştim.

"O zaman kal bakalım karanlıkta!"deyip hızlı adımlarla odadan çıkarken söylediği sözler beynimde yankılanıyordu.

Karanlık!

Düşüncesi bile nefesimin daralmasına sebep oluyordu.Kapının kilit sesinin ardından odanın ışıkları sönmüştü.

Bunu yapmazdı değil mi?

Beni karanlıkta bırakmayacaktı?

ÇARESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin