Onu gördüğüm anda öfke tüm bedenimi sarmıştı. Dün yaptığı hareketi halâ atlatamamıştım.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
Bileğimi ondan kurtarıp birkaç adım uzaklaştım.
"Seni görmek istemiyorum. Bana yaklaşmanı istemiyorum diyorum anla artık!"
Elimi kapı kulpuna uzattığımda kapıyı tuttu. Ona sertçe bakıp "Bırak kapıyı çıkacağım!" dediğimde bu umurunda bile olmamıştı.
"Nefes, sadece konuşmak istiyorum. Çok pişmanım, lütfen dinle beni."
"Karan dinlemek istemiyorum!"
"Özür dilerim, dün nasıl öyle davrandım bilmiyorum. Kendimi kaybettim Nefes. Kıskançlığıma yenik düştüm beni bir kerelik affedemez misin?"
Küçük bir kahkaha çıktı dudaklarımın arasından. Halbuki komik bir şey yoktu, ben ağlanacak halime gülüyordum.
"Hayır!"
Tekrar kapıyı açmaya çalıştığımda yine izin vermedi. Gözlerine baktığımda yenilmiş bir ifadeyle bana bakıyordu. Sinirden gözlerim dolmaya başlamıştı. Islak gözlerimle ona baktığımda bana acımış olmalı ki kapıyı bıraktı. Hızla çıkıp sınıfa gittim. Çantamı alıp koşar adımlarla sınıftan çıktım. Hiç iyi hissetmiyordum.
Okuldan çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Hıçkırarak ağlıyordum, çok yorulmuştum. Bedenim dayanabiliyordu ama ruhum cok yorgundu.Üstelik daha Arel'den ayrılmamıştım bile.
Arkamda hissettiğim adım sesleriyle hızlandım.
"Nefes bekle!"
Yine peşimi bırakmıyordu! Sadece kendimle baş başa kalmak istiyordum.
Hızla bana yetişip kolumdan tuttu. Kendimi ona kızacak kadar bile güçlü hissetmiyordum,sadece ağlıyordum.
"İyi misin?"
Sorduğu soruya bak şimdi! Evet, mükemmelim!
"Karan bırakır mısın? Gitmek istiyorum."
"Bırakamıyorum ki! Sen böyle ağlarken nasıl bırakayım."
"Karan beni ağlatan sensin farkında mısın?"
Derin bir nefes alıp biraz yaklaştı.
"Ama ben seni üzmek istemiyorum. Ben mutlu olalım istiyorum. Ağlamanı istemiyorum, sen de biraz benim dediklerimi dinlesen her şey yoluna girecek aslında."
Ona ne anlatsam boştu. Anlamak istemiyordu. Daha fazla muhatap olmak istemiyordum. Gözyaşlarımı silip suratıma bir gülümseme yerleştirdim.
"Ağlamıyorum bak hadi git. Ben de evime gideyim. Konuşmak istemiyorum."
Bir süre sakince suratıma baktıktan sonra önümden çekildi. Kaçarcasına uzaklaştım yanından. Dediklerini dinleyecekmişim! Ben onun kuklası değildim, mutlaka bir yolunu bulup tüm bunlara bir son vermem gerekiyordu.
Cebimden telefonumu çıkarıp kilidini açtım. Üç cevapsız çağrı vardı Arel'den. Ona acil işimin çıktığını ve eve gitmem gerektiğini anlatan bir mesaj yazıp gönderdim. Eve gittiğimde üstümü değiştirdikten sonra kendime acı bir kahve yaptım. Masama oturup saatlerce ders çalıştım. Bu düşüncelerimden uzaklaşmama yardımcı oluyordu.
***
Telefonumun çalmasıyla gözlerimi açtım. Ayza arıyordu. Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma yaklaştırdım.
"Nefes on dakika sonra çıkıyorum ben."
"Ayza ben uyuyakalmışım yaa! Neyse tamam hızlıca hazırlanırım ben."
![](https://img.wattpad.com/cover/94311655-288-k914308.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARESİZ
Novela Juvenil"Öp beni" "Ne! " Başını bana çevirdi. "Duydun, öp beni. " Dediklerini yapıyordum evet ama bu fazlaydı. Ben bunu yapamazdım. Başıma karşıya çevirdiğimde ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Tam karşıda Arel oturuyordu. Öfkeli gözlerini üzerimize dikmi...