Zihnimde binlerce düşünce dolaşıyordu. Başımın ağrımaya başlamasıyla daha fazla düşünmemem gerektiğini fark ettim.Gözüm sürekli saate kayıyordu. Saat altı buçuk olmuştu ama ben hala ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Cebimdeki buruşmuş kağıt parçasını çıkardım.
"Akşam yedide arka sokağa gel, yoksa ben gelirim."
Eve geldiğimden beri bu notu düşünüyordum. Gelir miydi?Buraya gelirse kesin olay çıkarırdı, üstelik ablam da evde.
Oflayıp ayağa kalktım ve hazırlanmaya başladım. Bir süre sonra saate baktığımda yediye beş dakika vardı. Telefonumu cebime tıkıştırıp evden çıktım.
Yavaş adımlarla ilerliyordum. Kısa süre sonra söylediği yere varmıştım. Duvara yaslanmış, bir elinde sigara öylece duruyordu. Ona doğru ilerledim. Beni görünce sigarayı yere atıp ezdi.
Karşısına geçtiğimde "Ne söyleyeceksen söyle, fazla vaktim yok." dedim. Kısa bir süre beni süzüp "Gelmeni beklemiyordum." dediğinde bir şey söylemedim. "Seni özledim,yanımda ol istedim."dediğinde hızla cevap verdim. "Bunun için mi çağırdın yani beni!" Birkaç saniye sonra arkamı dönüp yürümeye başladım. Hiç gelmemeliydim. Fazla ilerleyemeden yeniden sesini duydum."Nefes,bekle!" seri adımlarla kısa sürede yanıma gelip karşımda durdu."Özledim diyorum, sensiz yapamıyorum. Ne olur beni biraz anlamaya çalışsan. Seni Arel ile her gördüğümde paramparça oluyorum."dediğinde içimden kendimle kavga etmeye başladım. Ona acımamalıydım. Ama bir tarafım hâlâ ona merhamet etmemi, daha nazik davranmamı söylüyordu. Bunu yapmayacaktım!
"Karan sana daha kaç kere söylemeliyim. Ben seni sevmiyorum. Biz seninle olamayız. Bırak benim peşimi. Sen ve ben imkansızız anla bunu! "
Bana yaklaşmaya başladığında bir adım geri gittim. Durup sözlerine devam etti. "Bunu bana yapma, lütfen. Gör beni! Senin için nasıl yanıp tutuştuğumu gör!"
"Ben daha fazla bunları dinlemek istemiyorum." deyip gitmek üzere birkaç adım atmıştım ki bileğimden tutup gitmemi engelledi. "Peki, yine git. Ama bil ki bir gün sonsuza kadar kalmak için bana geleceksin!"dediğinde öfkeyle ona döndüm "Sen bu söylediklerine inanmaya devam et ama bu asla gerçekleşmeyecek! "deyip bileğimi elinden kurtardım.
Öfke bütün bedenime yayılırken evime doğru yürüyordum. İnsan neden kendisini zorla sevdirmeye çalışır ki! Zorla yanında tuttuğu biriyle mutlu olabileceğini nasıl düşünür?
***
Alarmın çalmasıyla gözlerimi araladım. Yataktan kalkıp lavabodaki işlerimi hallettim ve hazırlanmaya başladım. Yirmi dakika sonra hazırdım. Gelen bildim sesiyle telefonuma uzandım.
"Beş dakikaya kapıdayım."
Suratımdaki gülümsemeyle mesajı kapattım.Arel geliyordu. Birkaç dakika telefonda oyalandım ve yeniden aynaya bakıp odamdan çıktım. Ayakkabılarımı alıp giydim. Kapıdan çıktığımda Arel de buraya doğru geliyordu.Yanıma geldiğinde hızla beni kolları arasına aldı."Çok özledim."diye fısıldadı. Ben de onu çok özlemiştim. Birkaç saniye sonra elimi tuttu ve yürümeye başladık.
Kendimi onun yanında tuhaf hissediyordum. Alışamamıştım aramızdaki bu ilişkiye. Öyle beklenmedik bir şekilde başlamıştı ki. Kalbimi tamamıyla kapattığımı sanmıştım. Ama bu sadece Arel'i görene kadarmış. Onun güzel kalbini tanıyana kadar.
"Nasılsın sevgilim?" dediğinde içimdeki heyecanı bastırmaya çalışarak "İyiyim,sen nasılsın?" demeyi başardım."Senin yanındayım,nasıl kötü olabilirim ki?"deyip hafifçe gülümsedi. O iltifat edince daha çok heyecanlanıyordum. Zaten elimi tutan ellerini düşünmek bile istemiyordum. Ben bir şey söylemeyince o da sessiz kaldı. Bir süre sonra okula gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇARESİZ
Teen Fiction"Öp beni" "Ne! " Başını bana çevirdi. "Duydun, öp beni. " Dediklerini yapıyordum evet ama bu fazlaydı. Ben bunu yapamazdım. Başıma karşıya çevirdiğimde ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Tam karşıda Arel oturuyordu. Öfkeli gözlerini üzerimize dikmi...