49.BÖLÜM •GİTMEK•

443 22 6
                                    

"Kim arıyor? Aç artık!"

Elimde hâla çalan telefona bakarken Karan'ın sesiyle aramayı reddettim. "Ablam, sonra konuşurum." dediğimde içimden kendime kızıyordum. Çok kolay bir şekilde yalan söyler olmuştum. Hiç benlik değildi.

Neden arıyordu ki beni? Bütün bedenimi ele geçiren merakla birlikte telefonu sessize alıp çantama attım. Belki sonra konuşurduk. Belki... Yani umarım...

"Hayret ilk defa bana düzgünce cevap verdin. Normalde, sanane kim arıyorsa arıyor diye söylenmen gerekirdi." dediğinde ona hak verdim. Gerçekten öyle derdim ama yalan uydurma derdine düşmüş olmalıyım ki bana hesap sorduğunun farkına varmamışım. "Yapmışım bir hata işte!" dedim alayla.

Bir süre daha yürüdükten sonra Karan "İşte geldik. Hadi bakalım başlasın alışveriş!" dediğinde şaşkınlıkla heyecanlı suratına baktım. "Alışveriş yapmaya bayılıyor gibisin." dediğimde cevabı gecikmedi. "Alışverişe değil seninle zaman geçirmeye bayılıyorum." Gözlerimi bıkkınlıkla devirdim. Birazdan ben de bayılacaktım artık! Zaten dakikalardır bedenim burada ama zihnim çantama attığım telefonumdaydı. Acaba yeniden aramış mıydı? Önemli bir şey diyecek olabilir miydi?

"Yürüsene Nefes!"

Karan biraz ileride dönmüş bana bakıyordu. Düşünürken olduğum yerde kalmıştım. Seri adımlarla AVM'ye girdim. Karan kendinden emin adımlarla etrafa bakınmadan yürüyordu. Sanırım hediye bakacağımız mağaza belliydi. İkinci kata çıktığımızda sağa dönüp biraz ilerledik. Karşımda gördüğüm mağazayla kaşlarımı çattım. Oldukça ünlü bir mücevher mağazasıydı. Ve biz oraya doğru ilerliyorduk. İlerlemekle kalmayıp mağazaya girdiğimizde etrafa şaşkın şaşkın bakmayı kestim. Fakir olduğumu fazla belli etmesem iyi olurdu.

İçeriye girdiğimiz anda görevliler yanımıza gelmişti. "Hoş geldiniz Karan Bey."

Karan sadece başını sallayıp "Set bakacağız." dediğinde görevli "Tabi efendim buyurun siz böyle geçin." diyerek ilerdeki masayı göstermişti. Karan elimi tutup masaya doğru ilerledi. Oturduğumuzda saniyeler içinde masaya takı setleri gelmeye başlamıştı. Olanları şaşkınlıkla izliyordum. Bu kadar zengin olduğunu tahmin etmemiştim.

Masanın üstünde artık yer kalmadığında başımızda dikilen görevli "Efendim bunlar en yeni tasarımlar, buyurun siz inceleyin." dediğinde Karan bakışlarını bana çevirip gözleriyle masayı işaret etti. Kafamı ne dercesine iki yana salladığımda "Seç hadi!" dedi. Ben mi seçecektim?

"Ben nereden bileyim senin annenin zevkini Karan?" deyip gözlerimi setlerin üstünde gezdirdim. Gerçekten hepsi birbirinden güzeldi. Karan beklentiyle bana baktığında "Bari seçenekleri azalt, sen birkaç tane seç ben onların arasından seçeyim." dedim. Kaşları olumsuzca havaya kalktı.

Onun annesine neden ben hediye seçiyordum? Takı setlerine bakmaya başladığımda birden kendi annem zihnime düştü. Annemin doğum gününü kutlamayalı kaç yıl olmuştu? Annemsiz kaç yıl olmuştu? Gözlerimi kırpıştırdım, şimdi değildi. Şimdi hiç yeri değildi.

Çok da umursamadan birine elimi uzattım. "Bu olsun." dediğimde Karan görevliye seti işaret etti. Görevli gelip seti almıştı.

Gözlerimin önü hâla bulanıktı. Havaya bakıp yeniden gözlerimi kırpıştırdım. Görüşüm netleştiginde Karan ayağa kalktı. Ben de kalktığımda "Kapıdayım ben." deyip mağazadan çıktım. Daralmıştım.

Birden zihnime sızan anıyla burukça gülümsedim.

"Anne sana çok güzel bir hediye aldım."

Annem gülümseyerek bana bakıyordu. Babamla göz göze geldiğimizde bana göz kırptı. Tamam, bu hediyeyi alırken babamdan yardım almış olabilirdim. Kocaman gülümseyip annemin yanına gittim.

ÇARESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin