34.BÖLÜM

78 4 0
                                    

-Şimdi ablan, Emir yüzünden hafıza kaybı geçiren ebeme mi bakıyor?

Tuhaf ama doğru bir cümleydi. Kerem'in ebesine ablam bakıyordu.

Atakan konuştu:

-Peki, panik yok. Şimdi şöyle yapıyoruz: Ben ablanın yanına gidiyorum. Son durumlardan haberdar ediyorum. Birkaç kahve yanında yemek de götürürüm. Ablanın telefonunu ablana götüreyim. Sen Kerem'in telefonunu kullanırsın. Şimdi bana yolu tarif et.

Hızlıca plan yapması ve otoriter tarafları bana Eslem'i özlemem için yetmişti bile. Yolu tüm detaylarına kadar tarif ettim. Küçük bir kağıda gerekli notlar aldıktan sonra vedalaşıp gitti.

-Şimdi napıyoruz, dedi Kerem.

-Bu olanları anneme anlatmamız lazım.

-Saat geç oluyor Esila. Tek başına olmaz, seninle geliyorum.

Başımı salladım.

***

ESLEM'DEN... 

Evet şu anda içinde bulunduğum anı nasıl anlatsam, ben bile bilmiyorum. Talha ile onca yıl sonra aynı evde olmak... Onunla aynı ortamda bulunmaya tenezzül edemeyen ben şimdi napıyordum böyle? Kaderi kesinlikle küçümsemeyin, SAKIN!

 Akşam olmuştu ve içeride Leyla teyzenin hafızasını yerine getirmede yardımcı olabilcek herhangi bir ajanda falan ararken aynı anda rafların tozunu alıyordum. Yaşlı kadıncağız ne zamandır temizlik yapmıyordu kim bilir? Biraz takıntılı bir insan olduğum doğrudur, bu kirlere girişmesem asıl ben olmazdım. 

Talha içeride bulaşıkları yıkarken, bende elime geçen küçük birkaç fotoğraf parçasını kurcalamaya başladım. Görünen o ki epey yalnız bir kadındı bizim bu teyzemiz. İnternette adına nazaran pek bir şey bulamamıştım.  Fotoğrafların arkalarında yazan tarihlere bakmak için fotoğrafı çevirdiğimde nasıl becerdiğimi bilmiyorum ama zaten zar zor kanaması durmuş yaramı tekrar kanatmayı başarmıştım. Sargının iç tarafındaki kan lekeleri yanlara doğru büyümeye başlamıştı. Talha olunca mı sakar oluyorum yoksa hep böyle miydim? Git gide Esila'ya benzemek istemiyorum. Sakar, avanak kardeşim benim... Acaba şimdi napıyor, telefonumu da aldı? 

-Bulaşıklar tamamdır.

Elimi gizlemeye çalışarak Talha'ya döndüm:

-Sobaya biraz daha odun at, başka bir şey kalmadı bu günlük.

Kafasını salladı. Odunları getirmek için dış kapıya yöneldi.

Sargıyı değiştirmek için tuvalete gidiyorken zil sesiyle irkildim. Talha az önce çıkmamış mıydı?

Kapıyı açınca karşımda siyah, saçlarının önleri hafiften kıvırcık saçları olan, ela gözlü, uzun boylu, beyaz tenli biri belirdi:

-Merhaba, ben Atakan. Kerem ve Esila'nın yanından geliyorum. 

Hala ona bakıyor, bu olanlara anlam veremiyordum. Kimdi bu şimdi?

-Ha unutmadan işte telefonunuz.

Telefonumu şüphe dolu bakışlarla aldım:

-Siz Kerem'in neyi oluyorsunuz?

-Abisiyim.

Bi dakika o az önce Kerem'in abi- abisiyim mi dedi?

Hass...

Ekin'in abisi sensin demek..

Aynı renkli gözler, siyah saçlar, elmacık kemikleri...

3E&1KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin