11.BÖLÜM

702 124 112
                                    


İki bloğunda aynı hizamda olan kapısı aynı anda açıldı. Sol bloktaki balkondan Kerem bir yandan, sağ bloktaki balkondan Ekin bir yandan bana bakıyordu. İkisinin de bana seslenmesinden korkuyordum. O an korktuğum oldu:

-Günaydın Esila!

Teki açık gözümle "Siz ciddi misiniz?" dercesine baktım. Başımı her iki tarafa da çevirince benden bir cevap beklediklerinin farkına vardım:

-Günaydın!

Bu iki boy ölçüşen  memeli tür, adeta varlığımı unutmuş gibi birbirlerine göz dağı veriyorlardı.  Biri burnunu seslice çekerken biri çene hatlarını belirginleştirmeye çalışıyordu. Biri parmaklarını diğeri boynunu kütletiyordu. Birazdan silahlar çekilip düello başlardı herhalde.

Ekin, yavaşça yeşil gözlerini Kereminkilerden ayırarak benimkilere sabitledi:

-Bugün için heyecanlı mısın?

Göz kapaklarım sonuna kadar açıldı ve suratındaki gereksiz sırıtışın asıl anlamından haberdar olmayan Kerem'in bana "Bu neydi şimdi?" diye bakan ifadesi için açıklama yapma gereği duydum:

-Yahu Ekin sanki ilk defa pikniğe gidiyoruz.

-Nerede olacakmış bu piknik?...yani eğer sakıncası yoksa?

Kerem'in ani sorusunu sinirli çıkan sesiyle başlatıp yutkunarak alçak bir sesle bitirmesi beni biraz ürkütse de belli etmedim.

-Sakıncası var insancık. 

-Ekin yeni komşumuza karşı daha kibar olamaz mısın?

-Sakıncası var insan. Bu nasıl oldu? Daha kibar bence.

-Green Park'ta olacağını söylemenin ne gibi sakıncası olabilir Ekin arkadaşım?

Zoraki bir gülümseme ve dişlerimin arkasında konuşma ile son cümlemi tamamlamıştım.

-Kulağa hoş geliyor, dedi Kerem.

-Yalnız ailecek, BAŞ BAŞA gidiyoruz insancık, sana yer olduğunu zannetmiyorum.

Ah Ekin amacın ne senin, kışkırtmayın birbirinizi! 

-Esila hadi abic- ne oluyor burada?

Abim arkamda durmuş bir eli omzumda gözleri iki taraf arasında anlam veremezmişçesine gidip geliyordu. 

-Sayemde bu iki arkadaş  yeni tanıştılar abicim. Görsen ne güzel anlaşıyorlar.

-Ha iyi. Seninle muhattab oluyorlar sandım bir an, Kerem ve Ekin'in gözlerine bakıp bana hitap ederek ekledi, yoksa önce dillerini kopartır ardından kerpetenle tırnaklarını koparırdım. Ama öyle bir şey yapmaya gerek kalacağını sanmıyorum.

Tekrardan başını bana döndürüp  alnıma küçük bir öpücük kondurdu:

-Hadi kahvaltıya ardından pikniğe gidiyoruz zaten.

Son kez Ekin ile Kerem'in gözlerine baktım:

Dehşet

Korku

Tırnak yeme başlangıcı

Donmuş bir yüz

...

Ardından abimin yönlendirmesiyle içeriye geçtim ve babam sayesinde stresli geçen bir kahvaltıyı daha atlattıktan sonra üstüme geniş ve siyah bir eşofman(pantolon giymeyi pek sevmem) üstüne kısa kol beyaz çizgili bir tişört  giydim. Ormanlık alan akşama doğru soğuk olur diye üzerine de haki renkli kopşonlu hırka geçirdim. Modadan pek anlamazdım, o an kafama ne eserse onu giyerdim genellikle. Giydiğim her şeyin en temel özelliği rahat olmasıydı. Saçımı yarı at kuyruğu yapıp altın rengi-siyah oval camlı gözlüğümü taktıktan sonra hazırdım.

3E&1KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin