16.BÖLÜM (4K ÖZEL ESLEM&KEREM AĞZINDAN)

501 78 110
                                    

-Seni sevmiyorum Kerem Soylu!

Önce birkaç saniye durdu, idrak etti cümlemi. Son bir kez gözlerime baktı ve yavaşça ellerini kendine doğru çekti. Benimle arasına hemen mesafe koydu ve tüm eşyalarını toplayıp çantasına tıktı. Hayır hayır dediğini yapıyordu, gidiyordu. Etrafta oluşan hışırtılar... Havada hayal kırıklıkları vardı bugün, dünde umut... Buna katlanamazdım. İzleyemezdim de, bir şeyler yap Esila hadi!!

Balkondan çıkıp odamın kapısına ilerledi, hemen atıldım ve arkasından hızlı adımlar atarak bileğini tuttum. Bana döndü kahverengilerinde öfke ve hüzünle:

-Gitme...


ESLEM'DEN...

Tamam sayın Kemal Çalışkan hadi geçmişi biraz eşeleyelim ve derinlere inelim. Her ne kadar babamın bu yaptıklarımızı anlamasından korksam da armodillo hanımefendi için denemeliydim. Babamın e-postası ne olabilirdi? Bu kadar meşgul bir iş adamı hangilerinden ve kaç tane anti virüs programları kullanıyor olabilirdi?  Kendi odasındaki bilgisayarda elbet bir şeyler vardı. Benim adım da Eslem ise ben de bu saçmalığa bir son verecektim. 

"Oh buldu yakışıklı çocuğu ders ayağına kesiyordur şimdi!" diye düşündüm odamızın önünden geçerken. Evin en küçüklerinin de böyle şansları olurdu işte. Hayır bide çevrelerindekileri mal sanıyorlar. Yavrum biliyoruz ki ikiniz de birbirinize köpek gibi aşıksınız. Olan yazık Ekin'e oldu ya.. Küçüklüğümden beri Esila'yı uzaktan sevişini görürdüm de bazen ayakta alkışlayasım gelirdi. Bizim bu salak fark etmezdi işte... Yanlış anlamayın, Ekin kardeşim gibidir hatta Esila'dan fazla severim. Ama başka limanlar bul be yeşilli...

Annemin ne yaptığını görmek için  oturma odasının kapısından başımı içeri uzattım. Annem kucağında meyve tabağı, bir elinde elma bir elinde bıçak ile televizyonda Müge Anlı izliyordu:

-Pis yalancı, kızı sen öldürdün neyini kıvırıyorsun!!

Aniden televizyona karşı kendi kendine söylenmesiyle ödüm bokuma karışsa da başımı geri çekmeyi başardım. Arkamı döndüm ve parmak uçlarımla odalarına doğru ilerledim. İçimdeki stres yumağı her adımımda büyüyordu ve yutkunma seslerim beynimde yankılanıyordu. Derince nefes almaya çalışarak elimi kapı koluna uzattım. Kavradım ve yavaşça aşağı doğru indirdim:

-Pişt, napıyorsun orada?

Euzubillahimineşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim. İçimdeki tüm duaları sureleri ne var ne yoksa okuyarak ağır çekimde arkamı döndüm:

-Allah belanı versin Emir.

-Senin bir rengin kaçtı sanki.

-Şurada bir iş yapıyorum onu da kursağımda bıraktın gerizekalı.

-Annem ne yapıyor?

-Müge Anlı izliyor.

-Hint dizisi izlemesinden iyidir.

Haklıydı. Hatta biraz daha düşündüm de baya haklıydı. Ah o Kuşi ve Arnav az mı zamanımı çalmıştı... Bilim kurgudan başını kaldırmayan ben gizlice "Bir Garip Aşk" izlediğim günleri hatırlıyorum. Allah kimseyi hint dizisi bataklığına düşürmesin. Fena bağımlılık yapıyor.

Bir sessizlik oluştu. Birbirimize gözlerimizi kısarak baktık ve geçen o birkaç saniyede yaptığım tek şey hayatımda neden Emir'in olduğunu sorgulamaktı.

-Bana bak ben odaya giriyorum annemi oyala da gelmesin kadın, tamam mı?

-Tamam, dedi ve başını kararlılıkla çevirdiği gibi duvara çarptı... Esila'yı geçtin be Emir, bir şeyi de becer artık!

3E&1KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin