6.BÖLÜM

1.1K 206 143
                                    

(Medyadaki şarkıyı dinleyerek okursanız daha zevk alacağınızı düşünüyorum...)

Ellerim Kerem'in kollarının üzerinde, yüzüm ise nefesini hissedecek kadar yakındı. Açık kahverengi gözlerine tutulmuş sanki göz bebeklerindeki derin kuyudan birisi beni aşağıya doğru çekiyordu. Nefesimi tutmuş beni bırakmasını bekliyordum. İçimdeki Kezban her ne kadar "bırakma" diye kişnese de şu an doğru olan ayrılmamızdı.  O halıya her ne kadar saydırsamda asıl sorun içinde bulunduğum durumdu.

Kollarında hapsolmuş gibiydim. Güçlü, hafif esmer kollarında...Yüzünü daha da yaklaştırdı ve:

-O gün, dedi gözlerini kısarak, hapis alanımı küçülttü.

-O gün neden ağlıyordun?

Sanki konuşana kadar hipnoz olmuştum. O gül kurusu, hafif çatlak ve biraz da kalın dudakları dibimdeydi. Tam dibimde...

Sorusuyla bir anda kendime geldim. Babamın eve gelip evlilik konusunu tekrardan açtığı günü kastediyordu. Onun bilmesine ve sorgulamasına ne gerek vardı? O rezil gün ve kavga eden sürücüler, Kerem'in yardımı, gözümün önüne geldi. Ne yani sırf bir "Gittiler" dediği için ona her şeyi anlatamazdım.

Gözlerimi gül kurusu dudaklarından ayırdım. Önce dudaklarından, sonra kısa turuncumsu ama açık kumral sakallarından en sonunda da derin kuyulara sahiplik yapan gözlerinden. O ise benim koyu, kopkoyu kahverengi gözlerime, uzunca siyah kirpiklerime bakıyordu. Onu uğurlamak için kalktığım sırada oval camlı gözlüklerimi masanın üstünde bırakmıştım.

Belimi sarmalamış uzunca kollarının arasında kıprandım. Nefes alışlarım normaldi. Alıyordum ama veriyor muydum veya neremden veriyordum hiç bir fikrim yoktu. Belki de onun verdiği nefesleri direk ben içime çekiyordum?

Kendime hakim olup sakin ve düzgün, ciddi bir cevap vermeliydim.

-Sizin sadece sınav koçum olarak geldiğini sanıyordum Kerem.

Elveda edebiyat kariyerim.. Elveda 2.tekil ve çoğul özneler... Elveda manyak edebiyat hocam... Merhaba yeni güncelleme ile karşımızda son model ve en pahalısından yerin dibine girme koleksiyonu, mallık, saçmalama potansiyeli ne ararsan var! Gel vatandaş gel rezilliğe gel!

Kendimi bir an Aykut Elmas'ın "iyiyim sen nasılsınız?"  vinesinde hissettim. O vine  hayat felsefem olmuştu şu anda. Vinenin sonunda "ben bir malım" diyordu ya hah! İşte bende onu içimden tekrarlıyordum şu an. 

"Ben bir malım!"

En azından söylediğim cümlenin anlamı netti. Anlaşılabilirdi. Teselli Mod is downloading....

Bu sözlerimle bir an kendine gelmiş olmalı ki beni aniden bıraktı ve gözleri  pişmanlık dolu, biraz da düşünceli ve evden hemen ayrılmak isteyen bir tavırla kapıya doğru ilerledi. Bir an durdu ve bana doğru döndü:

- Haklısın, daha bugün tanıştığım birinin neyi neden yaptığını sorgulamak haddim değil.

O an sanki bir boşluğa düştüğümü hissettim. Haklıydı, haklıydım.Neden böyle aptalca bir düşüş hissettiğimi bilmiyordum. Daha aramızda doğru düzgün bir samimiyet de yoktu. Arızalı olan bendim. Daha birkaç gündür tanıdığım birinin kollarından kurtulduğuma sevinmem gerekirken aramızda aptalca bir çekim hissediyordum. Bırakmamasını, yeniden sormasını, her şeyi bir çırpıda anlatabilmeyi içten içe istiyordum. Nedeni hakkında ise tek bir fikrim bile yoktu.Aramızda yoğun duygusal bir trafik var gibiydi. Bir tür çekim...Bu çekim bedensel değildi. Bu çekim, öncesinde neler yaşadığını bilmememe rağmen yeni tanıştığım biriyle çoktan tanışmışım gibi birleştirici ruhsal, bir nevi manevi bir çekimdi.

3E&1KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin