4.BÖLÜM

1.2K 226 83
                                    

O an sinrimin ve üzüntümün biraz daha yatıştığını fark ettim.Kapının kilidini açmak için ayağa kalktım. Tam kilidi açıyordum ki annemin telefonla olan konuşmasını duydum:

-Kemal, anlamıyorsun. Gerçeği geç olmadan söylemeliyiz. Esila er ya da geç peşine düşecektir.

-Ne gerçeği anne?

Annemin beni görmesiyle gözleri sonuna kadar açıldı, telefonu elinden kayıp yere düştü. Adeta eli ayağı birbirine dolaşmıştı. Ne saklıyorsa onu bulmak artık bana farz olmuştu. Ağzını açıyor, ama o ince, pembe dudaklarının ardından kelimeler dökülemiyordu. 

Kendimden emin adımlarımla, bir o kadar da gerginlik veren bakışlarımın eşliğinde annemin üstüne doğru yavaşça yürüdüm. Parkelerin oluşturduğu hafif bir gıcırtı da ortamı daha da sessizleştirmiş ve tıpkı bir sorgu odasıymış hissi veriyordu. Gözlerim, annemin çatılmış kaşlarında, şakağının yanındaki çıkmış damarda dolaşıyordu.

-Ekin, Ekin senin için çok endişelenmiş.  Birisinin seni zorla içeri soktuğunu görmüş. Sabahtan beri hepimizi arıyor.

Sesinde hafif bir titreme ve cılız bir ton vardı.

-O kişi abimdi. Babam için beni uyarmaya gelmiş. Bunun konumuzla bir alakası yok. Şimdi tekrar soruyorum: Ne gerçeği?

Zaman kazanmıştı. Anında kendini toparladı ve o dik duruş pozisyonuna geçti:

-Size küçük hanım,ne zamandan beri hesap vermek zorundayım?

-Anne, söyle şu Armodilloya; gelsin Ekine iyiyim falan bir şey desin, bir şey yazsın. Sabahtan beri 23 kere aramış çocuk. Bak hala arıyor!Bide inandıramıyorum kızın iyi olduğuna.

Başımı sinirle ablama ve elinde tutuğu telefona çevirip içimden beddualara yağdırıyordum. Ya sabır...

-Bu konu burada kapanmadı ANNE...

Anne kelimesini iyice bastırarak tehditkar bakışlar atıyordum anneme. Sinirlendiğimi belli etmemeliydim. Ablama doğru hızlı hızlı yürüdüm ve bir hışımla telefonunu elinden aldım. Dibine kadar gelip kulağına şunları fısıldadım:

-Sakın, ama sakın bir daha o kelimeyi yanımda kullanma...

Sesimi tehdidkar bir o kadar da ikna edici çıkarmaya çalışmıştım. Tıpkı bir dedektif gibi.

Ablam yine o küçümser bakışını takındı ve:

-Yok, bu sefer de olmadı.

-Hadi ya, hiç mi?

-Aslında nefesini biraz daha üfle-

-Esila, Esila'nın sesi mi o? Esila!

Ekin'in telefonu titreten sesiyle ikimizin de bakışları da telefona döndü. Böyle bir anırışa  kayıtsız kalınamazdı çünkü. 

-Evet, benim Ekin. Gayet iyiyim sorun yok.

-Kimdi o? Az kalsın kaçırıyordu seni değil mi? Ah sana bir şey olsa ben ne yap-

-Abimdi. Sadece küçük bir şaka. Abartılacak bir şey yok Ek-

-Canın yandı mı? Ya da bayıltmaya çalıştı mı? Ailen nasıl buldu seni? 

Ekinin beni dinlemediği ortadaydı. Yalnız hayal gücüne hayran kaldım.

-Ekin! diye bağırdım.

-Hayattayım, yaşıyorum. Bayılmadım da. O el abiminmiş. Şaka yapmış sadece. ŞAKA!

-Oh, ben zaten biliyordum ki. Bak sen kayınçoma!

3E&1KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin