17.BÖLÜM(5K ÖZEL EKİN ANLATIMIYLA)

445 65 125
                                    

EN SON KEREM'DEN...

Fakat şunu kabul ediyorum ki: Bana güvenip Ekin ile evlendirileceğin gerçeğini söylemen beni sevdiğini gösterirdi... Ve ben bu güveni sana hissettiremeyecek kadar aptalmışım...

EKİN'DEN...

Ne bitmez dersti bu? İçeride odayı turlamaktan başka yapabildiğim hiçbir şey yoktu. Şimdi diyebilirsiniz neden balkona çıkıp da onları izlemiyorsun? Şöyle ki eğer Esila dersleri anlamazsa bu herifin o eve gelmesi için bahane olacak ve ben daha da çıldıracağım! Gerçi ders anlattığı ne malum? Belki de beynini yıkıyordu siyah saçlı, uzun kirpikli 1.72 boyunda bakmaya doyamadığım güzelimin?

Öyledir benim sevdiceğim, Allah boy da pos da vermiş şurada sıkıntıda patlamasam sizlere ne anılarımızı anlatırdım da... 

Elime dürbünümü aldım ve Kerem'in balkonunu gözetlemeye başladım. Malum lanet olası 3 balkon da birbirine bakıyordu. Kerem'inki karşımdaydı. 

Ayın belirli günlerinde birisini aradığını fark etmiştim. Evine kendisinden başka gelen giden yoktu. Temizlik yaptığına da şahit olmuştum. E tek yaşamak zordu, her ne kadar bende tek yaşamak için bu eve 2018'de gelmiş olsam da annem özellikle, beni hiç rahat bırakmadı. Halbuki Zümrüt teyzegili de yıllardır tanıyoruz. 

Bir işler vardı ama tek başıma çözemezdim. yardıma ihtiyacım vardı. Babam eve daha sık gelip annemle konuşuyordu. Kemal amcayla da eskisi kadar iyi değildi araları. Aslında bu son yıl hepsi garip davranıyordu. Bu evlilik mevzusunu bana ilk söylediklerinde şaşırmıştım  ve dalga geçtiklerini düşünmüştüm. Yıllar insanlardan çok şey alıp götürüyordu, belki de söyledikleri bu tüm saçmalıklar hiçbir zaman gerçek olmayacaktı. Yine olan bir garip Ekin'e olacaktı, o kadar.

Benim hayallerim onu hayat arkadaşı olduğum gün gerçek olacaktı fakat ben onun hayallerinde yoktum. İşte buydu beni içten içe sarsan, karanlık bir köşede sinesine çekilmiş küçük bir çocuk gibi hissettiren..

O küçük çocuğun gözlerinde her zaman umut ışığı vardı, öyle ki bakmaktan alıkoyamazdınız kendinizi.. Fakat bu küçük çocuk çoğu şeyi anlardı da anlatmazdı, korkardı insanların kalbini kırmaktan... Belki zengin bir aileden geliyordu fakat zenginlik mutluluk getirmiyordu sanılanın aksine...

Bir adet Esila'nın balkona tek başına çıktığını gördüm. Şaşırtıcı olan şey az önce bunlar Kerem ile odaya girmemişler miydi? Demek Kerem gitmişti. Ama bu sefer Esila'da değişik bir hava vardı.  Gözleri kızarmış havaya bakıyordu, burnunu çekip hızlıca nefes alıp veriyordu. Sesinin titrediğini hissedebiliyorum. Bu hüzün kokusunu, daha önce defalarca test etmiştim, kendimden tanırdım: Hayal kırıklıkları, aşk acısı, dil tutulması, gurur... ne arasan vardı. Neler yaşanmıştı orada? Aralarının bozulması işime gelirdi ama Esila mutsuz olacaksa işte buna kesinlikle razı olamazdım. 

Gözlerini kapattı, yavaşça başını eğdi, güllerinin yapraklarını okşadı incecik parmaklarıyla. Önce ikinci yaprağı, elini hafifçe dikenlere değdirerek parmak uçlarıyla birinci yaprağı okşadı. Dudaklarının ucundaki buruk bir gülümseme  de eşlik etti acısına. Bir kaç saniye kafasını hiç güllerden kaldırmadı. Yine 5 saniye kuralını uyguluyordu. 5 saniye boyunca aralıksız koklama kuralı..

Beş saniye dolmuştu ama başını kaldırmadı. Bu sefer beş saniyeden uzun sürmüştü. Bunun anlamı çok daha kötüydü. Birinin sadece bitkilerden medet umacak kadar yalnız olduğunu düşünün.. Anlaşılan dinlemek için ona biraz zaman vermek lazımdı. Onu yıllardır tanıyordum. Ah be kara gözlüm ne olmuştu sana?

Arkamı döndüm, üstümü giyip çekirdek alacaktım. Nereye gittiğimi anladınız zaten. Merak etmeyin bu sefer krize falan girmeye hiç niyetim yoktu. Hava almak bana da iyi gelecekti. Üzerime "Kaçış Yok!" yazan beyaz bir tişört geçirdim. Altımda zaten siyah bir eşofman vardı. Esila ile ben eşofmana, rahat şeylere bayılırdık. İkimizde bulutlara bakarak masallar anlatmaya bayılırdık. Dondurmayı karamelli yemeye bayılırdık. O bunlara bayılırdı, ben de ona..

3E&1KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin