Vegas'ta Bir Gece- Hyunlix

19. Bölüm"Kontrolü kaybetmek; deli olduğun bir sır değil"

Nefes al, nefes ver,

Felix kendini sakinleştirmek için aynı işlemi tekrarlamaya çalıştı ve tezgâhın karşı tarafındaki bar taburesinde uzanıp onu rahatsız etmeye devam eden sarhoş müşteriye bir kez daha sırtını döndü.

Delikanlı onunla flört etmeye, numarasını istemeye ve korkunç müstehcen konuşmalar yapmaya teşebbüs etmeye devam ediyor. Şimdi, isterse müşteriyi kapı dışarı edebileceğini biliyordu, ama zaten o işteki son günü olacağı için bunu akışına bırakmaya karar verdi kendine buna biraz daha katlanmasını söyleyerek.

Kafasının arkasında bir çift gözün sıkıcı olduğunu hissetti ve kime ait olduğunu anlamak için arkasını dönmesine gerek yoktu.

Hyunjin'in.

Diğer erkek her zaman yaptığı gibi işyerine geldi ve birdenbire ortaya çıktı. Yine de bu sefer yanında, Chan ve Changbin dışında Felix'in daha önce görmüş olabileceği ama hatırlayamadığı bir arkadaş vardı. Yine de umursadığından değil, bu yüzden hatırlamak için beynini zorlama zahmetine girmedi.

Grup, bar tezgahına yakın bir masaya yerleşti ve daha uzun boylu olan adamın, Felix'in alkollü içkileri hazırlayıp hazırladığını görmesini sağladı, bu yüzden Hyunjin'in gözlerinin kısılmış olması şaşırtıcı değildi, çünkü o da ne olduğunu görebiliyordu.

Neler olup bittiğini ve müşterinin Felix'e ne kadar puan vermeye çalıştığını, kollarına tehditkar dokunuşlar yapıp ona bir içki ısmarlamaya çalıştığını, genç olanın dikkatini çekmeye çalıştığının farkındaydı.

Uzun olanın yüzünde hâlâ o boş gülümseme vardı, masada onunla konuşan insanları dinliyormuş gibi görünse de aslında Felix ve etrafında olan şeyle meşguldü. Gözler daha kısa olana dikilmiş, onun her hareketini bir şahin gibi izliyordu.

Neyse ki, Hyunjin henüz ciddi bir şey yapmıyordu, boynundaki damarlar ve açıkta kalan alnı farklılık gösterse bile, Felix ona uyarı bakışları atmaya devam etti ve diğerinin sakin kalması için sessiz bir yalvarış olarak hafifçe başını salladı. bu nedenle, küreleri tek bir yanlış hareketle serbest bırakmak üzere olan canavardan habersiz olan adama hançerler fırlatırken onlara bakmakla yetindi.

Ve sarhoş adam, diğer müşterilere yanındaki iki sandalyedekilere servis ettiğinde aniden Felix'i bileğinden zorla tuttu, Felix'in hazırlamayı yeni bitirdiği bir içki, sıvıyı döktü ve önündeki diğer müşterilerden yüksek bir ürkme sesi duydu.

"Neden beni görmezden geliyorsun?" Ayyaş can sıkıcı bir şekilde sordu ve Felix'in kendine sakin olmasını söylerken bir an için gözlerini kapatmasına neden oldu.

"Dinleyin efendim-"

Göz açıp kapayıncaya kadar, Felix'in bileğini tutan el artık orada değildi ve ondan birkaç metre ötedeki Hyunjin, daha bir şey söyleyemeden bir anda oradaydı ve diğer adamın elini arkasından kıvırdı.

O kadar sert çevirdi ki, Felix bir kemik kırılma sesi duyduğunu sandı. Ağzından müstehcen sözler dökülüp Hyunjin'in tutuşunun daha da sıkılaşmasına neden olurken, bu eylem diğerinden acılı bir çığlık uyandırdı. "Lanet olası haşere." Öfkeyle köpürerek homurdandı.

"Hyunjin!" Yüksek sesle bağırdı ve onu yabancıdan uzaklaştırmak için tezgahtan fırlayarak Hyunjin'in gömleğinin kollarını tuttu. "Bırak onu." Oradaki herkes onları izlemek için durmuş gibi göründüğü için gereksiz yere karıştırdıkları sahneden rahatsız olarak talep ediyordu. Ama her şeyden çok, Hyunjin'in yaptığı hareketin onlara neden olabileceğinden endişeliydi.

Kocası bırakmadı, şu anda yüzü mermer tezgaha dikilmiş olan adama bakarken gözleri şiddet kullanma arzusuyla daha da çılgına döndü.

"Hyunjin, lütfen gitmesine izin ver." Onu acı içinde kıvranan diğerinden ayırmaya çalışırken bu sefer sesi daha yumuşak bir şekilde yalvardı.