16. Bölüm:İlk Önce Sıcak Duş Alalım (M)

641 47 176
                                    

Her zaman ki gibi sıradan olan bir iş günüydü. Bir oradan bir buraya koşturup duruyordum. Kafe her zaman ki olduğundan çok kalabalıktı. Boş olan tek bir masa bile yoktu. Herkes öğle yemeğini yemek için okulundan veya iş yerinden çıkmıştı. Tabii burada olan bana oluyordu, benim en ufak bir molam dahi yoktu. Tek vasfım garson olarak müşterilerin siparişlerini alıp siparişlerini masalarına götürmekti.

Yanıma kafede çalışan başka bir garson geldiğinde doğal olarak durup onu dinlemek zorunda kalmıştım. "Bay Han sizi çağırıyormuş, size söyleyecekleri varmış."

Aklıma dün Hoseok ile Han'ın tatsız bir şekilde karşılaşması gelmişti. Zaten iyi bir şekilde karşılaşmalarını ne bekliyor ne de istiyordum. Ama beklediğimden kötü bir şekilde karşılaşmışlardı. Hele ki Hoseok'un Han'ın suratına bir yumruk geçirmesi ve öpüşürken bizi izlemesi, surat kızartıcıydı.

Sadece personellerin girebildiği yere girdiğimde tam da beklediğim gibi Han karşımda duruyordu, sigarası ise dudakları arasındaydı. Sinirli olan bakışları üzerimdeydi. Baskın ve sinirli olan feromonları ise odanın her yerindeydi. Buna rağmen çekingen olan adımlarımla karşımda duran bedene doğru yaklaştım.

Yanına geldiğim anda sigarasını parmaklarının arasına yerleştirmiş ve "Demek sevgilin vardı..." Demişti.

Tam konuşacakken "Onu, benim yanımda öpüşecek kadar çok seviyorsun." Demişti. Ardından sert bir şekilde bileğimi kavramış ve bedenlerimizi adeta yapıştırmıştı.

"Onu ne kadar sevdiğim ilgilendirmez." Demiş ve bedenlerimizi ayırmak adına uğraşmaya çalıştım. Ancak sert bir şekilde belimi kavramış ve tüm çabalarımı boşa çıkartmıştı.

Burnuma dolan sigara ve alfa feromonu kokusuyla "İğrenç kokuyorsun, bırak beni." Dedim. Sigara kokusundan nefret ediyordum. Kokusu kötü ve mide bulandırıcıydı. Bu kadar çok mide bulandırıcı şeyi nasıl içebiliyorlardı?

Söylemiş olduğum hiçbir şeyi kafasına takmamıştı. Bedenlerimiz hala birbirine yapışık bir şekilde duruyorken bakışları boynumdaki minik ize kaymış ve "Dün gece çok eğlenmiş olmalısın." Demişti.

Midem bulanır gibi bir ses çıkarmış ve "Tam anlamıyla iğrençsin." Demiştim. Ardından elinden kurtulmak için çırpınmaya başlamıştım.

Han'ın dudaklarıma doğru yaklaşmaya başlamasıyla daha çok çırpınmaya başlamıştım. Adeta beni böyle öpmemesi için direniyordum.

"Iyy, ağzın... Midem bulandı."

Kapı açılma seslerinin hemen ardından adım sesleri duyulmasıyla hemen bakışlarımızı kapıya doğru çevirmiştik. Babam gelmişti ve yanımıza doğru geliyordu. Feromonlarından dolayı ne kadar çok sinirli olduğu anlayabilmiştim. Kalbim ağzımdan atmaya başlarken bir çırpıda Han'ın ellerinden kurtuldum.

Ağzımdan "Baba..." Sözcükleri dökülmüştü. Ancak babam pek de oralı olmamıştı. Tam olarak Han'ın karşısına geçmiş ve suratına sert bir tokat yapıştırmıştı.

Oldukça sinirli görünüyordu. Yüzü sinirden kaskatı kesilmiş, sinirli bakışlarıyla Han'ı hedef alıyordu. "Sen ne hakla benim oğlumu öpmeye çalışırsın?" Diye yüksek bir sesle bağırmıştı. Normalde babamın sinirli olması hoşuma gitmezdi ama bu sefer hoşuma gitmişti.

Bunu bir fırsat bilerek kafeden dışarı çıkmış ve derin derin nefes alıp vermiştim. Babam cidden Han'a çok kötü yumruk atmıştı, yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Dünde Hoseok'tan iyi bir yumruk yemişti. Bunun şöyle güzel bir yanı da vardı, aslında güzel değildi. Şu an için güzeldi. Babam homofobikti, babamın bu kafede daha fazla çalışmama izin vermeyeceğini biliyordum. Ama Hoseok'la sevgili olmam konusunda... Boşver, onu düşünmek dahi istemiyorum...

It's Daddy's Son | Sope | OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin