28. Bölüm:Hala Seninle Birlikteyim

245 32 195
                                    

İyi okumalar bebekler. 💕

Sabah uyandığımda ev oldukça sessizdi. Evde hiç kimse yok gibiydi, tamamen yalnızdım. Kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Daha az başım dönüyordu ve biraz daha enerjik hissediyordum. Ancak banyo yapma ihtiyacım vardı. Hasta olduğum zamanlar sıcak banyo yapmak bana iyi gelirdi.

Yataktan her ne kadar yavaş kalksam bile başım dönmüştü. Gözlerim kararmış ve düşecek gibi olmuştum. Çok geçmeden kendime gelmiş ve odamın penceresine doğru yavaş yavaş adımlamaya başlamıştım.

Pencerenin önünde durmuş ve dışarıya doğru bakmıştım. Ben uyurken kar yağmıştı. Her yer bembeyaz bir örtüyle kaplanmış ve huzur verici görünüyordu. Karşılaşmayı en sevdiğim manzara olabilirdi.

Beyaz, benim en sevdiğim renkti. Evlerin çatıları, yollar, kaldırımlar ve daha birçok yer en sevdiğim renk olan beyaza bürünmüştü. Bunun diğer bir iyi yönü de okulların tatil olmasıyla. Her tatil gününü çok severdim. Bütün gün yatağımda yatar, hiç kalkmazdım.

Bir süre boyunca etrafın beyaz örtüsünü izledikten sonra yatak odasına doğru adımlamaya başlamıştım. Bunun sebebi ebeveyn banyosunda küvet bulunmasıydı. Uzun zamandır küvette yıkanmıyordum ve küvette yıkanmayı özlemiştim.

Ebeveyn banyosuna geldiğim zaman üzerimde duran kıyafetleri çıkardım ve kirli sepetine attım. Küvete doğru yöneldim ve sıcak suyu açtım. Sıcak su yavaş yavaş küvete dolarken düşüncelere dalıp gitmiştim.

Jung Hoseok...

Jung Hoseok'u hala sevdiğim inkar edilemez bir gerçekti. Her ne kadar kalbimi kırıp beni üzsede hala aklımın bir köşesindeydi. Onu düşünüyordum, bana bu şekilde davranmamasını isterdim. Neden bana öyle davranmıştı ki? Hem beni hem de kurdumu çok fazla üzmüştü.

Bir insan sevdiği kişiye böyle davranır mıydı? Benim tanıdığım Jung Hoseok böyle davranmazdı. Beni üzmezdi, en azından eskiden öyleydi. Benim için her şeyi yapardı, benden vazgeçmezdi.

Şimdi ne olmuştu peki? Neden eskisi gibi davranmıyordu? Ne değişmişti? Bir ay boyunca yanıma gelmemiş, benimle hiçbir şekilde konuşmamıştı. Bir ayın ardından şimdi özür diliyordu. Bir ay, koskoca bir ay...

Bana soğuk davranıyordu. Eskisi gibi ilgi göstermiyordu, değerli hissettirmiyordu. Dün kendisine çok fazla sinir olmuştum. Bana süt vermemiş, kendi içmişti. Yemek yapmayı bilmemesi de büyük bir eksi olmuştu. Hiçbir şey tam olarak istediğim gibi olmamıştı. Sinir olmuştum, bana bebeği gibi bakmamıştı. Yalnız olmam daha iyi olurdu.

Küvet dolmuş ve yavaş banyo yapmaya başlamıştım. Bu sırada aklıma birlikte banyo yaptığımız o an gelmişti. Yeniden o zamanlarda olduğumuz gibi olmamızı istiyordum. Jung Hoseok'u yeniden istiyordum. Beni eskisi gibi sevmesini istiyordum.

Kurdum da benimle aynı fikirdeydi. Hoseok'un kurduyla ayrı kalmaktan hiç memnun değildi. Yeniden eski günlere geri dönmek istiyordu. Kurdumun kalbi fazlasıyla kırılmıştı.

Banyo yaparken gözlerimden sıcak yaşlar dökülmeye başlamıştı. Kendimi tutamıyordum. İçime içime atıp duruyor, ağlamamak adına kendimi tutuyordum. Onun karşısına geçmek ve onu nasıl sevdiğimi haykırmak istiyordum.

Elimde olsa eski Jung Hoseok'u geri getirirdim. Tam da şu an da ona ihtiyacım vardı. Omzuna yaslanıp dertlerimi teker teker anlatmaya ihtiyacım vardı. Böylece yalnız olmak zordu, her ne kadar güçlü durmaya çalışsamda...

Uzun süren sıcak banyonun ardından kurulanmış ve kendi odama doğru adımlamaya başlamıştım. Yatağımın altını açtım, burada kendime aldığım feminen kıyafetleri saklıyordum. Onlar için en güvenli yer burasıydı. Çünkü ben okuldayken evde kimse olmuyordu, anne ve babam benden sonra işten geliyordu. Okuldan sonra da bütün gün yatakta yatıyordum. Ayrıca yatağın altını pek açmazlardı.

It's Daddy's Son | Sope | OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin