İyi okumalar bebeklerim. 💕💓
"Ahk, biraz yavaş ol."
Tabii ki de kendisine söz geçirememiştim. Bana inat eder gibi bu. Seferde meme ucumu sıcak dudakları arasına alıp emmeye başlamıştı. Anında göğsümü dudakları arasına ittirmiş, ve ağzımdan ufak bir inilti çıkmıştı.
"Mmmh."
Gözlerim ben istemeden de olsa kapanmış ve zevk mırıltıları çıkartmaya başlamıştım. Pembe olan göğüs ucumda yoğun bir zevk dalgası hissediyordum.
Gözlerim sarı formuna dönmesine ramak kalmıştı. Hoseok'un gözleri hafif kızılq çalmaya başlamıştı bile.
Ellerimi saç tutamlarına doğru götürdüm. Elimi yavaş yavaş saç diplerinde gezdiriyordum. Göğüs ucumda hissettiğim her bir dil darbesiyle bedenime bir titreme yayılıyor, adeta boşalma kıvamına geliyordum.
"Çok farklı hissettiriyorsun, ahk." Sonda Hoseok'un göğüs ucumu ısırmasıyla ağzımdan ufak bir inleme çıkmıştı. Zevki en uçlarda hissederken derin derin nefesler alıp veriyor, göğsüm tüm hızıyla inip kalkıyordu.
Kapının açılmasıyla hemen ellerimle esmer olanın yüzünü kavramış ve dudaklarını göğüsümden ayırmıştım. Basılmayı istemezdik.
Karşımda duran alfa nefes nefese kızaran göğüs ucuma bakarken parmak ucunu ıslak olan göğüs ucuma götürmüş ve nazik dokunuşlar yapmaya başlamıştı.
Onun her bir dokunuşu bile beni etkiliyordu, karşı koymam imkansızdı. Ancak şu an kendimi tutmalı, buna izin vermemeliydim.
Fısıltı şeklinde "Artık yavaş yavaş öğrenciler geliyor, kimseye çaktırmadan buradan çıkmalıyız." Dedim ve boyunlu kazağımı kavrayıp üzerime geçirdim.
Kulağıma doğru yaklaşmış ve sıcak olan nefesleri kulağıma doğru çarparken "Bu sefer seni çok fazla zorlamayacağım." Etkileyici bir ses tonu kullanarak demişti. Tabii her zaman olduğu gibi baskın odunsu feromonlarını kullanmayı ihmal etmemişti.
Geri çekildiğinde daha birkaç dakika önceyi düşünmeden gömleğimi kavramış ve düğmelerimi iliklemeye başlamıştım. Bu çocukla nasıl baş edecektim?
Bu sabah olduğundan daha erken kalkmıştım. Bunun sebebi tabii ki de okula daha erken varıp tuvalette Hoseok'la vakit geçirmek değildi. Tek bir sebebi vardı, o da sabah sabah annem soracağı "Dün gece neredeydin?" Sorularından ve "Misafirlere çok ayıp oldu. Sen çok terbiyesiz oldun." Laflarını çekmemekti.
Sabah evden çıktığım gibi Hoseok'u aramıştım, okula geldiğimizde pek fazla öğrenci yoktu. Ama zaman oldukça çabuk geçmiş ve ilk ders saatine.
Bu sırada bir kapı sesi daha duymamla bakışlarımı karşımda duran alfanın yüzüne çıkartmış ve kısık bir ses tonu kullanarak "Biri daha mı girdi, yoksa gelen kişi çıktı mı?" Dedim.
"Ne fark eder? Çıkalım işte, bir şey olmaz." Der dermez içinde bulunduğumuz tuvaletin kapısını açmıştı. Şanslıydık ki hiç kimse yoktu, çok fazla oyalanmadan ilk önce kantine uğramıştık.
Kantinden kahvaltılık şeyler aldıktan sonra sınıfa geçmiş ve oturup karnımızı doyurmaya başlamıştık. Aradan çok fazla bir süre geçmeden sınıfın kapısından Seokjin girmiş ve hemen ikimizin arkasındaki yerine oturmuştu.
"Günaydın yorobun~" Demişti neşe dolu sesiyle. Tabii ki pembe manolya feromonunu yaymayı ihmal etmiyordu.
Neşeli bir şekilde arkama döndüm ve ayranımdan bir yudum aldıktan sonra "Günaydın Seokjinie~" diyerek karşılık vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's Daddy's Son | Sope | Omegaverse
Teen FictionHoseok, sınıf arkadaşına takıntılıydı. Onu her zaman sevdiğini söyler, iltifat eder, onu korur ve hatta onun için kavga etmekten çekinmezdi. Yoongi ise bu durumdan pek hoşnut değildi. "Seni çok fena kıskanıyorum. Onun sana dokunmasından nefret ediyo...