Selamlar.
Bir önceki bölümde herkesin kafası yandı. Taekook mu, Jikook mu, Vmin mi olduğunu merak ediyor. Ben söylüyorum, Vminkook arkadaşlar. Zaten Vminkook olduğunu tahmin eden ve isteyen çok kişi vardı.
Bilmiyorum ficte açıklama yaparlar mı. Şimdi Vminkook'un diğerlerini karşısına alıp "Siz yokken üçümüz sikişiyoruz." Diye açıklama yapması baya cringe olur.
İyi okumalar. 💕💞💓
Güneş en tepede, canlı cansız her şeyi kavuruyordu. Ancak insanlar güneşin altında kalmaktan oldukça memnun görünüyorlardı.
Birkaç adım öteden gelen denizin tatlı dalgaları kıyıya vuruyor, huzur verici bir ses çıkartıyordu. Sahil kıyısında bulunan bardan bu ana uyum sağlayacak bir şarkının sesi duyuluyordu.
Yüzmekten yorgun düşmüş olan bedenim plastikten yapılmış olan bir şezlongun üzerindeydi. Biraz gözlerimi kapatmıştım, sadece dinleniyordum.
"Limonatalarınızı getirdim gençler."
Namjoon'un sesini duymamla beraber gözlerimi araladım ve yavaş bir şekilde üzerinde yatmış olduğum şezlongtan doğruldum. Bizim için almış olduğu limonatalardan birini kavramış ve teşekkür ettikten sonra limonatadan bir yudum almıştım.
"Soğuk soğuk iyi geldi." Diye mırıldanmıştı Seokjin. Ardından limonatasından bir yudum daha almıştı.
"Bugün geri dönüyor muyuz gençler?" Diye ortaya bir soru sormuştu Hoseok.
Jungkook kafasını evet anlamında salladıktan sonra "Evet ama yazın bitmesine daha çok var. Bu kesinlikle bir son değil." Diyerek cevapladı.
"Aquaparka falan da gideriz." Diyerek bir öneri sunmuştu Taehyung.
Bu konuşma beni heyecanlandırmıştı. Kesinlikle yapacak birçok şey, eğlenecek bir sürü alan, yüzecek bir ton zaman vardı. Aynı heyecanımı konuşmama yansıtarak "Yaz daha yeni başlıyor ve yapacak bir sürü şey var." Dedim.
Jimin'in yüzüne minik bir gülümseme yerleşmiş ve kavramış olduğu limonatadan bir yudum aldıktan sonra "Yoongi haklı, beraber götü başı dağıtacağız." Demişti. Bunun için heyecanlı olduğu feromonlarından anlaşılıyordu.
"Ben daha çok ağız burun dağıtmayı seviyorum." Demiş ve gayet sakin bir şekilde limonatasını yudumlamaya devam etmişti. Jung Hoseok hep aynıydı.
"Hoseok, çok ayıp. Şurada bi' tatile geldik, hala kavga diyorsun." Derken kaşlarım ister istemez çatılmıştı. Hiç şakasız yapmaktan en keyif aldığı şey laf sokmak ve kavga etmekti.
"Oğlum, şu kavga meselesini işe döksen milyarder olursun. Az yavaş ol." Demişti Namjoon bana katılarak.
"Aynı babası." Demiş ve kıkırdamıştı Taehyung.
"O değil de bu gece kamp yerinin clubuna gidelim mi?" Diyerek profesyonel bir şekilde konuyu değiştiren kişi Seokjin olmuştu.
"Namjoon sarhoş olursa arabayı ben kullanırım." Diye atlamıştı Jungkook.
"Sen sus, çok batıyorsun." Jimin, Jungkook'a yan yan bakışlar atıyordu. O bakışları ve surat ifadesi o kadar komik ve sevimli görünüyordu ki gülmemek için kendimi zar zor tutuyordum.
...
Gün hızlı bir şekilde gelip geçmişti. Tüm gün boyunca beraber eğlenmiş, bol bol yüzmüş ve eğlenmiştik. Daha sonrasında ise dinlenmiştik. Yorucu bir gün olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's Daddy's Son | Sope | Omegaverse
Teen FictionHoseok, sınıf arkadaşına takıntılıydı. Onu her zaman sevdiğini söyler, iltifat eder, onu korur ve hatta onun için kavga etmekten çekinmezdi. Yoongi ise bu durumdan pek hoşnut değildi. "Seni çok fena kıskanıyorum. Onun sana dokunmasından nefret ediyo...