♾ 40. Bölüm ♾

72 6 0
                                    

Bütün adamlarla beraber ve Akay'da adamlarını alarak her yere bakıyorduk Akay'ın telefonuna mesaj gönderilmişti o numarayı araştırmıştık sinyallerden takip ettiğimiz kadarıyla bakıyorduk yakınlarda bir yerde olmalıydı her yeri didik didik arıyorduk ama bir noktadan sonra sinyal kesici kullanılarak yeri tespit etmek imkansızdı. Deliye dönmüş bir halde terk edilmiş evlere, depolara baktık.

Ama yoktu.

Arabayı ıssız bir yere çekip gözlerim dolarak direksiyonu sıktım ve derin nefes alıp vermeye başladım, sigaramı çıkarıp yaktım ve öfkeyle ardı ardına dumanları içime çekip dışarı üfledim, Akay da üzüntüyle kaşlarını çatıp dişlerini sıktı ve elleriyle yüzünü sıvazladı.

Derin bir nefes alıp direksiyona ardı ardına yumruk indirdiğimde sakince bekledi, küfürler ettim ve tekrar vurmaya devam ettiğimde Akay sakince konuştu. "Az daha vurursan direksiyon yerinden çıkacak"

"Yok bulamıyoruz! Herif benim değerlimi kaçırıyor! Kollarımdan çekip alıyor! Ve o iyi mi değil mi yemek yedi mi su içti mi başına kötü bir şey geldi mi bilmiyoruz! Hiçbir iz yok!" diye gürleyip dişlerimi sıkarak ağlamaya başladığımda derin nefes aldı.

"Bulacağız, merak etme. Elbet bir yerden..." telefondan bildirim gelince Akay hemen baktı, bende başımı çevirip baktığımda bir harita belirdi ve kırmızı nokta ortaya çıktı, Akay mutlulukla bana ve ekrana baktı. "Adam hareket halinde Mirza, bas bas bas!" demesiyle arabayı çalıştırıp gaza asıldım, Akay beni yönlendirdi. "İleriden sağa" dediğinde heyecanla konuştu.

"Eminsin değil mi?"

"Eminim, sende de var uygulama"

"Benim aklım yerinde mi be oğlum" deyip ileriden sağa döndüğümde aracı gördük, son gaza köklenip dişlerimi sıktım. "Bu o Ya adamlarından yada o piçin kendisi"

"Yan dön yolunu keselim!" dediğinde başımı salladım.

"Öyle yapacağım zaten" deyip direksiyonu sola kırdım ve gaza köklendim, aracı geride bırakıp kendi aracımı yan çevirerek frene asıldığımda araba bir anda durdu, benim adamlarım da o herifin aracını kıstırdıktan sonra Akay'la ben birbirimize baktık. "Gidip piçi yakalayım"

"Aynen öyle" deyip ikimiz de araçtan çıktık, adam araçla geriye gitmeye çalıştı ama adamlarım ve Akay'ın adamları sayesinde kıpırdayamadı, Akay hızlı bir hareketle kapıyı açıp adamın ensesinden tuttuğu gibi dışarı çıkardı, sakallı yüzünde yarası olan tam bir terörist suratlı olan ite baktığımda ellerini havaya kaldırdı ve yutkundu.

Adamlar araçlardan çıkıp etrafımızı sardığında adam korkmaya başlayarak bana bakınca dişlerimin arasından konuştum.

"Merza Yıldız, sana bir şey çağrıştırıyor mu?" diye sorduğumda titremeye başladı, anlaşıldı bu it onlardandı! Akay yumruğu suratına geçirince bağırdı ve burnunu tuttu.

"Sana bir şey soruyor lan, konuş!" diye bağırınca gözlerimi kısarak adama bakmaya devam ettim, adam acıyla bana bakıp ağlamaya başladı.

"Ağabey adamlar bana ne dediyse bende onu yaptım, yalvarırım ağabey..."

"Nerede onlar!" diye gürlediğimde korkuyla bağırdı ve kollarını havaya kaldırmaya çalıştı.

"Ağabey söyleyeceğim ama beni öldürmeyin!"

"Pazarlık edecek durumda değilsin lan it! Düş lan önüme, bana onların nerede olduklarını göstereceksin!" dedim ve Akay'a baktım bana bakıyordu, başımla işaret ettiğimde başını sallayıp adamı benim aracıma doğru getirdi ve arkaya koltuğa ite kaka soktu ben şöför koltuğuna geçtiğimde Akay da arka koltuğa geçip oturdu adam kaçmasın diye her ihtimale karşı, direksiyonu sıkarak dikiz aynasından adama baktım. "Konuş!" diye bağırdığımda adam titredi ve korkuyla cevap verdi.

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin