♾️ 11. Bölüm ♾️

111 14 0
                                    

Odanın içine girdiğimde yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu ve etrafıma bakındım kocaman bir yatak duvara dayanmıştı, büyük beyaz dolap ve makyaj masası vardı, odanın tuvaleti vardı.

Mirza elleri ceplerinde bana dikkatle bakıyordu merak ve mutlulukla ona bakıp sevinçle konuştum. "Burası çok güzel"

"İstemediğin bir şey olursa..."

"Hayır asla yok" diye lafını kestim ve gülümseyerek ona baktım. "Böyle çok güzel" dediğimde derin nefes alıp bana doğru yaklaştı ve gözlerimin içine bakıp yumuşak bir şekilde konuştu.

"Annenle baban hakkında ne düşünüyorsun? Onlara herhangi bir zarar versek yada babam onları öldürse ne tepki verirsin?" diye sorunca bir süre gözlerine baktım, cevabımı merakla bekliyordu ve belli ki vereceğim cevabı tahmin edemediğinden sorma gereği duymuştu, kaşlarımı üzülerek çatıp yatağa oturdum ve başımı eğdim.

"Bilmiyorum...onlar bana her zaman mesafeli ve sevgisiz yaklaştı hatırlıyorum...bir kere bile bana 'Kızım' demediler? Onlar öldürülürse ne hissederim bilmiyorum, ama onları görmek ve neden beni istemediklerini kendi kulaklarımla duymak istiyorum...ben onlara ne yaptım ki beni sevmediler Mirza?" dediğimde dişlerini sıktı ve yanıma gelip oturdu, ellerini birbirine kenetleyip başını eğdi ve beyaz parkelere baktı ve sonra konuştu.

"Sen hiçbir şey yapmadın, bu onların suçu. Çoğalmak gibi bir aptallık yaptılar sanki çoğalanlara madalya takıyorlar! Beş dakika zevk yüzünden dünyaya bıraktıkları varlıklara böyle muamele yapıyorlar, bakamayacak olanlar sorumluluk kaldırmak istemeyen hiç bir pezevenk ve orospu çoğalmamalı, biz onların yaptıkları iğrenç şeyle dünyaya gelip onların günahları altında ezilmemeli ve onların kaldıramayacakları sorumlulukları biz aşmak zorunda değiliz ama işte elimizden bir şey gelmiyor, siken ve sikilen bunları düşünmüyor, düşünür mü hiç? Alan memnun veren memnun geride de kim kaldıysa hadi yoluna" dediğinde kurduğu cümleleri idrak ettim ve üzülerek ona baktım, söylediği hakaret dolu sözler nedense benim canımı yakmıştı, gözlerim dolmuştu.

Yanaklarımdan yaşlar akınca bakışlarını bana çevirdi ve dişlerini sıkarak konuştu. "Küfürlü ve ağır konuştum, ama ne yapayım? Tutamadım işte kendimi...benim annem de bir orospu olduğu İçin artık normal geliyor böyle konuşmak bana, hırsımı atıyorum, atamadığım zaman daha çok deliriyorum" dediğinde merakla ve üzgünce elimi omzuna koydum.

"Ne oldu? Söylemek ister misin?" diye sorduğumda dişlerini sıktı, ona güven vererek sakince omzunu sıvazlayıp burukça gülümsedim. "Dertleşmek çok iyi gelir"

"Biliyorum"

"Beni artık tanıyorsun Mirza, emin ol son insan bile değilim güvenilmemesi gereken" dediğimde derin nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Annem başka bir adamla kaçtı, babam da onları buldu ve öldürdü...bu kadar, babam annemi çok seviyordu, annem ise tam bir fahişeydi, başkasından hamile kaldığı yetmezmiş gibi seks sırasında çocuğu düşürdü, iyi de oldu...annem babamı bir sürü adamla aldattı...babam annemi öldürdüğünde bunu duyanlar 'Kadın katili, kadına şiddetle' yargıladı, ama şikayet eden kadınlar aldatıldığında ne yapıyorlar peki? Alkışlıyorlar mı? Aferin mi diyorlar kadına? Kendileri aldatılınca onlar da öldürmek istemiyorlar mı kocalarını? Öldürmekle, kimi öldürmek arasında fark vardır" dediğinde üzülerek göz yaşlarımı sildim ve yatakta bağdaş kurup oturdum.

Derin nefes aldığında merakla sordum.

"Öldürmek ve kimi öldürmek dedin, ne demek istedin?"

"Eğer kadın gerçekten kocasına hakkıyla görevlerini yerine getiriyor ama adam ona şiddet uyguluyorsa eyvallah, adam ölse kimse ah etmez, kadına yazık. Ama bir kadın kocasını onla bununla aldatıp o kadar şeye rağmen her şeyi silip atıyorsa ölsün daha iyi, çünkü ihmal ettiği çocuğu ve güzelim sevgiyi heba etmekten başka bir fayda sağlamaz, aynı şey iki cins için geçerli" dediğinde başımı salladım, ve üzülerek konuştum.

"Çok üzüldüm"

"Orospunun çocuğu olup öyle bilineceğime, anasız kaldım işte? Daha iyi. Liseye gittiğimde düşman arkadaşlar benimle alay etmişti, 'Annen ışıkları yakmış hoplaya hoplaya gidiyor' diyorlardı arkamdan, mahallenin diline düşmüştü...lisedeki bütün arkadaşlarımı öldüresiye dövdüm, sonra da işte babam katil oldu...hapise girdi. Ve gelinen nokta bu"

"Sen kaç yaşındasın şimdi?"

"Yirmi dört yaşındayım" dediğinde başımı salladım, tekrar konuşunca dikkat kesildim.

"İki cinayetten dolayı yargılandı ama durumlardan dolayı iyi hal aldı, cezası indirildi bir kaç sene yatıp yattı babamı ikna ettim hapisten çıkması için kefaleti ben yatırdım, serbest bıraktılar...babam cezasını çekmeye razıydı...benim babam kötü biri değil? Katil evet ama, zaten cezasını çekti. Karısından zaten özellikle ayrı çekti" dediğinde yanağımı sildim ve yutkundum.

"Onun için de üzüldüm" dediğimde omuz silkti.

"Biz haksızlığa uğradık hep Merza, şimdi halam senin ailen tarafından öldürüldü, başkası olsa sırf çocuklarısın diye senden nefret edebilirlerdi ama babam onların günahlarını elbetteki ki sana yükleyecek değil? Senden tek istediği yerlerini söylemek"

"Onları görebilecek miyim?" dediğimde dişlerini sıktı.

"Merza biliyorum ailen onlar senin, ama onlar ailen değil? Onlar seni bir mendil gibi attılar, seni gördüklerinde ne söylemelerini istiyorsun Kİ görmek de istiyorsun onları? Seni kıracaklar, yine istemeyecekler"

"Olsun. En azından içimdeki cevapları daha da netleştirir ve daha emin olurum?" dediğimde derin nefes alıp başını eğdi ve hafifçe salladı.

"Söz veriyorum tamam, göreceksin"

"Baban geldiğinde onların yerini söyleyeceğim"

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin