♾ 50. Bölüm ♾

64 6 0
                                    

Haftalar Sonra.

O tartışmadan sonra bir kere bile en ufacık da olsa tartışmamıştık ve Mirza beni Ay'ın mezarına götürdüğünde ona da güzel çiçekler alıp dikmiştim ve Mirza'ya ağabeyimi sorduğumda cevap vermemişti yaşadığına dair, muhtemelen ölmüştü yada öldürülmüştü. Bu umurumda da değildi.

Bahçede güzelce kahvaltının ardından büyük resim tuvalini alıp önüme koydum ve renkli renkli boyalarla önümdeki ağacı çizmeye başladım, bu ara resime merak salmıştım Mirza benden daha yetenekliydi şömine karşısında şarap içen bir kadın çizmişti ve çok güzel çizmişti, bende merak edip denemek istediğimde bana yardımcı olmuştu.

Çiçek de çok güzel keman çalıyordu okuldan çıkıp direk keman kursuna gidiyordu ve okulda her öğrendiği parçayı bana çalıp duruyordu, ikimizin de hoşuna gidiyordu o çalarken mutluydu bende dinlerken.

Ağacı çizmeyi bitirdikten sonra bank çizdim altına, kendi yaratıcılığımı yapmak istedim hayalimi resim etmek istedim, bankı çizmeyi bitirdiğimde o bankta oturan bir adam çizdim, sonra yolu ve taşları çizdim, Mirza sayesinde sürekli sürekli yaparak iyice ressamcı olmuştum, arkamdan ayak sesi gelince Mirza olduğunu anladım, evde hiç kimse yoktu bugün pazardı ve herkes izinliydi, hava da güneşliydi ve yaz iyice gelmeye başlıyordu.

Ellerini omuzlarıma koyup hafifçe okşadığında başımı yukarı kaldırdım oda sırıtarak eğildi ve burnumu öpüp bakışlarını resime çevirdi ve kaşlarını çattı. "Vay güzel çizmişsin, adam ne alaka peki?" diye sordu tek kaşını kaldırarak, gözlerimi baydım ve derin nefes alıp bina çizmek istedim.

"Ne olmuş?"

"Beni çizseydin?"

"Sen kadını çizerken iyiydi beyefendi?"

"Ne olmuş yani bir hatun çizmişsem?"

"Ne olmuş yani bir adam çizmişsem?" deyip gülümsedim ve başımı kaldırıp ona baktım, tek kaşı havada bana bakıyordu ama ciddi değildi.

"Olmaz, çizemezsin"

"Sen de çizemezsin" dediğimde kıkırdadığında bende güldüm ve yanağımı uzattım öpmesi için, başını iki yana salladı ve çenemi tutup başımı düz tuttuktan sonra eğildi ve dudağımı öptü, telefonu çalınca küfür etti ve yerinde doğruldu.

"Pazar pazar kim bu şimdi?" deyip ekrana baktığında bir küfür daha edince kaşlarımı çattım.

"Kötü bir şey değil, değil mi?"

"Yok değil ama işle alakalı, pazar günü bile rahat bırakmıyorlar!" deyip cevap verdi ve İngilizce konuşmaya başlayınca başımı doğrulttum ve derin nefes aldım, o sırada mide bulantım oldu ve yüzümü buruşturdum, pek önemsemedim ama öğürmeye başladığımda elimle ağzımı tutup hemen yerimden kalktım ve tuvalete koştum, Mirza endişeyle bana baksa da telefonu kapatamamıştı, hemen lavaboya gidip öğürdüm ama kusamadım, bir kaç kere daha olmuştu ve hamilelikten şüphe etmiştim sonra hasta olmadığıma yordum ilk önce ama kartlarıma baktığımda baya geciktiğimi fark ettim, yüzümde hafif bir gülümseme oluştu ve elimi karnıma götürdüm, eğer hamileysem Mirza çok sevinirdi.

Bu yüzden en yakın sonucu almak İçin eczaneden hamilelik testi almam gerekiyordu.
Lavabonun kapısını açmamla Mirza'yı karşımda görünce korkudan ufak bir çığlık atıp geri çekildim, hafifçe kıkırdadığında yüzümü buruşturdum.

"Çok komik"

"Korkutmak istemedim, neyin var senin ne oldu? Kustun mu?" diye sordu endişe ederek hafifçe gülümsedim ve omzumu silktim.

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin