♾ 45. Bölüm ♾

66 6 0
                                    

Endişelenen yüzüm yerine kızgın ve duygusuz bir hal almıştı ve gözlerim kadına kitlenmiş asla kırpmadan ona bakıyordum, beşe yakın bir kaç adam bizim bulunduğumuz alana gelince hızlı düşünerek Mirza'ya fark ettirmeden belindeki ikinci silahı aldım ve gizlice hemen belime koyup tişörtümle kapattım, o bu sinir ve koruma içgüdüsüyle hissetmemişti bile.

Kadın bana bakıp gözlerini kıstı, esmer ve mavi gözlüydü gerçekten de güzel bir kadındı tam kadındı, ben onun yanında kendimi bir an çocuk gibi hissetmiştim o kadın kokuyordu bense çocuk gibiydim.
Mirza öfkeyle silahlarını adamlarda tek tek gezdirdi ve son olarak kadına bakıp dişlerinin arasından sertçe konuştu. "Ne halt etmeye geldin yıllar sonra? Hayırdır?"

"Baban ölmüş bir baş sağlığı..."

"Senin baş sağlığına ihtiyacım yok benim! Defol git! YILLAR ÖNCE NEREYE KİMİNLE GİTTİYSEN YİNE GİT VE BİR DAHA DÖNME!" diye gürleyince yerimde irkildim, ister istemez inlediğimde Mirza hemen arkasını döndü ve üzülerek alnımı öptü. "Özür dilerim bir tanem korkutmak istemedim" deyip arkasını döndü ve sertçe tekrar ona bakınca kadındaki düşmanlığı ve kıskançlığı görmüştüm resmen, bunu bize bile bile hissettiriyordu.

Adamlar bir anda Mirza'nın üzerine yürüyüp onun kollarını tuttuklarında çığlık atıp onu kurtarmak İçin belinden yakaladım ve gücümün yettiği kadar çekmeye çalıştım oda adamlardan kurtulmak için sağa sola savrulmaya çalıştı birisine kafa attı adam gerilerken diğerine de tekme atmaya çalıştı ama adamlar tekrar onu tuttuğunda hırsla bağırdı, o sırada kolumdan tutulup çekildiğimde bağırdım.

Kadın kollarımı tutup bana tepkisiz baktıktan sonra Mirza bize baktı, ve kükredi. "O PİS ELLERİNLE ONA DOKUNMA!" Mirza adamlardan kurtulmak için mücadele ederken kadın beni kendisine çevirip kollarımı sıkarak gözlerimin içine baktı.

"Seninle kadın kadına bir konuşalım" dediğinde sesimi çıkarmadım, beni arabaya doğru götürürken panik yapmadım korkmadım hiç bir şey hissetmedim, Mirza beni bırakması için ortalığı yıkarken, kadın beni arabaya iyice yaklaştırıp binmemi beklediğinde dişlerimi sıktım ve hırsla tutmuş olduğu koluma baktım, ardından bileğini tutup sertçe savurarak onu kendimden uzaklaştırdığımda tek kaşını kaldırıp sırıttı ve dudaklarını büzdü. "Güçlüsün" dediğinde dişlerimi sıkmaya devam ettim, o ise gözlerini kıstı ve devam etti konuşmaya. "Sende merak ediyorsundur neden yıllar sonra geldiğimi?"

"Merak etmiyorum" diye bıçak gibi keskin dilde konuştum, kaşlarını kaldırıp hafifçe şaşırdı ve merakla sordu.

"Nasıl yani?"

"Beni ilgilendiren ve merak ettiğim tek şey tek parça  halinde mi yoksa parça parça halinde mi gidip gitmeyeceğin" dediğimde kocaman sırıttı ve sonra kıkırdadı.

"Mirza'nın bir kaç yıl önceki hali gibi konuştun, birbirinize benziyorsunuz...ve bu canımı sıktı"

"Sıkı can iyidir, daha çok canın sıkılacak neden biliyor musun?" diye sorduğumda dişlerini sıkıp bıraktı ve gülümseyerek konuştu.

"Neden?"

"Çünkü benimle evlenecek, düğünümüze artık bir altınla gelir takarsın" dediğimde boğazımı sıkınca Mirza gürledi, nefessiz bir şekilde ellerimi ellerine geçirdiğimde dişlerinin arasından konuştu.

"Herkes hata yapar ve affedilmek ister"

"Senin affedilecek bir yanın yok? Sen onun çocuğunu bir seks yüzünden öldürdün, bir değil iki adamla aldattın! Bunun affı olamaz!" deyip işaret parmağımla orta parmağımı birleştirdim ve yemek borusuna bir anda baskı uygulamamla nefesi kesildi ve ağzından bir kaç damla kan gelerek gerileyince belimdeki silahı çıkarıp ona doğru tuttum gözümü bile kırpmadan.

Mirza o an dona kaldı, adamlar da onu tutmayı bırakıp silahlarını bana doğru tuttu.
Kadın boğazını tutup öksürdü ve bana öfkeyle baktığında alayla gülümsedim ve silahı tam alnına nişan alarak beklemeye devam ettiğimde oda alayla sırıttı.

"Buna cesaret edemezsin..." yere nişan alıp ateş etmemle çığlık attı, o anda adamlar silahlarla beraber iyice bana yaklaştıklarında Mirza'nın sesini duydum.

"Merza yapma, seni kışkırtmaya çalışıyor yapma, bırak elindekini güzelim" dediğinde dişlerimi sıktım ve kadına gözlerimi kırpmadan silahı hala ona doğrultmuş vaziyette konuştum. 

"Söyle adamlarına silahlarını indirsinler, yoksa öleceğimi de bilsem yine sana sıkarım!"

"Merza sakın!" diye bağırdı Mirza, kadın ona baktı ve tekrar bana bakıp dişlerini sıktı.

"Seni çok düşünüyor"

"Kıymetini bilseydin benim yerimde sen olurdun, sen böyle bir adamı kaybedecek kadar aptalsın" dediğimde alayla sırıttı ve arabaya bindi, adamlar da silahlarını bellerine koyup gittiklerinde silahı hala indirmeden gidişlerini izlemiştim, Mirza karşıma geçip tek kaşını kaldırarak silahı elimden aldı ve beline koyup ellerini ceplerine sokup bana bakmaya devam edince bakışlarımı ona çevirdim, dişlerini sıkıp bırakıyordu.

"Güzelim sen ne yapıyorsun? Aklını mı kaçırdın? Adamlar sana silah doğrulttular ya sana bir şey olsaydı? Vursalardı seni?" dediğinde üzülerek ona baktım.

"Üzgünüm"

"Ben daha çok üzgünüm Merza, bir daha benim düşmanlarım varken böyle bir şey yapma lütfen? Senin için daha kaç kere kaybetme korkusu yaşayacağımı söyleyip davranmamı bekliyorsun?" dediğinde gülümseyerek ona yaklaştım ve sıkıca sarıldım, derin bir nefes alıp alnımı öptü ve oda kollarını belime sarınca gözlerimi kapattım.

"Engel olmak istedim, korkutmak istedim"

"Biliyorum, korkuttun da" kıkırdadım. "Gülme. Tehlikeliydi yaptığın" dediğinde geri çekilip gülmeye devam ettiğimde ciddi yüzü yumuşadı ve oda gülmeye başladı. "Manyak" dediğinde kahkaha attım ve ona sıkıca sarıldım.

"Nasıl çığlık attı ama?" dediğimde oda kahkaha attı ve bana sıkıca sarıldı.

"Daha dur daha neler gelecek başına? Bir bakmam lazım o benim yine peşime düşer senin olmadığın bir anda yanıma gelir, derdi neymiş bunca zaman sonra neden şimdi geldi bir ötsün bakalım" dediğinde ciddileştim ve başımı salladım.

"Seninle tekrar birlikte..."

"Saçmalama Merza, seninle evleneceğim lan ben? Götünü yırtsa umurumda olur mu sence? Ben seninle bir yola baş koymuşum, istediği kadar gelsin kapıma misliyle karşılık alır merak etme! Sen bunları düşünme" deyip ellerini yanaklarıma koydu ve alnımı öpünce gülümsedim ve gözlerimi kapattım.

Ve o anda hiç beklemediğim anda geri çekilip gözlerimin içine ciddiyetle bakarak bana şunları söyledi. "Bugün gidip seninle nikah kıyacağız"

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin