♾ 41. Bölüm ♾

63 8 0
                                    

Sesin geldiği yöne doğru yanaklarımdan göz yaşları akarak ilerlemeye başladım, acıyla inlemeye benzer sesler geliyordu bir demir kapının ardından sesler geliyordu oraya doğru hızla koşup bağırdım. "Ben geldim! Sevgilim ben geldim Merza!" diye bağırıp demir kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi, belimdeki silahı çıkarıp nişan aldım ve ardı ardına sıkıp kiliti kırdığımda hemen silahımı yerine koyup kapıyı açtım, ve açmamla travma geçirdim adeta.

Dudaklarım aralık ve sarsılmıştım.

Yerde soğuk demirlerin üzerinde iki büklüm olmuş kanlar içinde yatıyordu ve gözleri tavana bakıyor titreyerek inliyordu, haykırarak ağladığımda daha çok titredi ve kim bilir ne kadar çok ağladı ki sadece ağlama sesi geliyor ama gözlerinden bile yaş gelmiyordu artık, derin nefesler alıp vererek ağladığında bende dişlerimi sıkarak ağladım ve yanına gittim, gözlerini tavandan çekmiyordu. "Merza" dedim ağlayarak, omuzlarında ve yüzünde hep kanlar vardı sesli bir şekilde ağlayarak ona baktığımda titreyerek yan döndü ve gözlerini kapıya çevirdi sırtında gördüğüm çürükler ve kesikler, morarmalar vardı.

Dişlerimi sıkıp kendime hakim olmaya çalıştım ve narince ona elimi uzattım. "Me - Merza sana dokunacağım, korkma olur mu? Benim Mirza" dedim ağlayarak, beni duymuyordu... gözleri boşluğa bakıyor, inliyor ve sarsılıyordu.

Hıçkırdım, yumruklarımı ardı ardına yere vurup ağladım. Ben hayatımda hiç bu kadar ne göz yaşı dökmüş nede içim yanmıştı, babam öldüğünde bile ben bu kadar yıkılmamış ve ağlamamıştım. Hayatımda tattığım en tarifsiz ve en çaresiz acı dolu hisleri ve görüntülere şahit olmuştum bu an.

Elimi narince omzuna koymamla bir çığlık attı, bağırdı ve öfkeyle kollarımı tutup itti ve gözlerini büyütüp bana bağırdı.

"BANA DOKUNMA!" diye gürlemesiyle hayatımın şokunu yine bu an yaşamıştım, bağırarak ağlayıp kendini benden uzak tutmak İçin kendisini duvara dayadığında yutkundum ve ağlamaya devam ederek ellerimi uzattım.

"Benim Mirza, Merza seni kurtarmaya geldim" dediğimde gözlerini tavana dikip baktı ve inlemeye başladı, dişlerimi sıkarak üzerimdeki paltoyu çıkarıp onun çıplak bedenine sermek için elimi attığımda ellerini göğsüme koyup itmeye çalıştı, dişlerimi sıkıp direnmek için bileklerini tuttum. "Sakin ol, Merza sakin ol" yanağıma yediğim tokatla bir an yine yüreğim yanmış ve üzülsem de o kendinde değildi, bunu biliyordum.

Ayağı kalkıp bana vurmak İçin hareket etti bende yerimde hızlıca doğrulup ağlamaya devam ederek ellerimi havaya kaldırdım ve durdurmaya çalıştım. "Merza benim güzelim, kendine gel yalvarırım" dediğimde ağladı ve yüzünü buruşturdu.

"BANA DOKUNMA" diye bağırdı, sonra elini başına götürüp hıçkırdı ve sendeledi, korku ve endişeyle ona yaklaşmamla üzerime yığıldı, onu sıkıca tutup dizlerimin üzerine çöktüm ağlayarak hızlıca ve yaralarına narince davranarak paltomu giydirip onu sarıp sarmaladım ve kucağıma alıp yüzü kandan görünmeyen tenine öpücük kondurdum.

"Seni iyileştireceğim, ve ne olursa olsun seni canım pahasına olsa da koruyacağım" dedim.

♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾

Çaresizliğin daniskası olmuştu benim hayatım.
Elimden bir şey gelmiyordu, psikolojisi altüst olmuş bir vaziyette yatağımda yatıyordu ve bunu yapan orospu çocukları da elimdeydi!
Doktor ilk müdaheleyi yapmıştı ağrı kesici iğne serumlarla onu hayata bağlamaya çalışıyorduk resmen, bedenen iyileşirdi ama ruhen nasıl onu iyileştiğimi bilemiyordum, bilmiyordum.

Beni tanımadı, beni görmedi, beni duymadı, beni istemedi...ona değil dokunmamı ona bakmamı bile istemedi, kollarımda uyanmış ve hırçın bir tavırla benden kurtulmak İçin elinden geleni yapmıştı sonra yine bayılmıştı çünkü vücudu aç ve susuz kaldığından dolayı ve acıları olduğundan dolayı direnci çok düşük kalmıştı. Bilinci yerinde de değildi. Nefes alıp verirken bile göğsü zor kalkıp iniyordu ve benim ödüm kopuyordu, nefes alıp verirken, yada bir anda aniden nefesi kesilirse diye...

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin