Güzel bir yemeğin ardından bilmediğim ve daha hiç tatmadığım kakaolu bir tatlı geldi ve çatalımla yüzümü buruşturup dürtükledim, Mirza hareketlerimi izleyince utanmıştım...yetimhanede hiç tatlı yüzü göremezdik hayatımda ilk defa Mirza'yla beraber bu tatlıyı deneyecektim, dürtüklemeyi bırakırsam tabi! Mirza derin bir nefes alıp hafifçe sırıtınca üzülerek ona baktım. "Yaaa, öyle bakma. Bilmiyor olmam benim suçum değil"
"Elbette değil, ama bilmek istersen tadına bakmalısın mıncıklayarak anlayamazsın" dediğinde kıkırdadım, sonra ufak bir dilim çatalla kesip ağzıma götürdüm ve gözlerimi büyütüp alkışladım birden, oda kıkırdayınca lokmamı yuttum ve abartılı bir şekilde konuştum.
"Bu çok lezzetli, adı ne?"
"Tiramisu" kocaman bir ısırık alıp yuttuğumda sesinde gerginlik vardı. "Merza yavaş ye boğulacakın"
"Iyy şu kıza bak sanki hiç görmemiş!" dedi yan masadaki sarışın kadın, bunu duyunca zorla yuttum lokmamı ve üzülerek ona baktığımda bana ezikmişim bir bakışı attı, önüme döndüm ve yutkundum.
"Özür dilerim Mirza, gidelim buradan" dedim kırgın bir şekilde, ama Mirza tepki vermedi, kaşlarımı çatarak ona baktığımda keskin buz mavi gözleri kadındaydı, hiçbir tepki vermiyordu sadece bakıyordu, sakindi. Ama nedense bu tüylerimi diken diken yapmıştı.
"Böyle elit bir restorana böyle köylü kızını kadın niyetine alıp da buraya getirmesi çok kötü? Baksana kıza yazık, üzerinde pazardan alınmış dandik kıyafetler var! Adama bir de kadına bak, çok alakasız" dediğinde nefesim tıkandı ve yumruklarımı sıktım, karşı çıkmak ve böyle bir hayatı benim seçmediğimi bağırarak söylemek istedim ama bunları söyleyen bir insandan nasıl üzülüp özür dilemesi beklenebilirdi ki?
Mirza sakince ayağı kalktı, gözlerim dolmuş halde ona baktığımda o gayet sakindi, kadının yanına gittiğinde kadın kendinden emin bir şekilde başını kaldırıp ona baktı, kadının arkadaşları da merakla ona ve arkadaşına bakıyordu, Mirza bir anda kadının ensesini tuttuğu gibi yüzünü tatlıya gömmesiyle gözlerimi büyüttüm.
Ağzım açık bir şekilde kadının çikolata olmuş yüzüne baktım, gülmemek için kendimi zor tutsam da arada kıkırdamıştım, Mirza gülümseyerek konuştu.
"Elit restoran olduğu doğrudur ama karakter de bir elitliktir. Sende para var, ama karakter yok. Çöpsün" dediğinde kadın şaşkınlıkla ve kızgınlıkla elleri havada ona bakmaya devam ederken büyük bir çikolata yumurta gibi şey yüzünden kucağına düştü ve elbisesini kirletince dudaklarımı büzdüm gülmemek için.
O sırada müdür gelince şaşkına girdi ama Mirza'yı görünce saygıyla ellerini birleştirip gülümsemişti.
"Efendim bir sorun mu yarattılar?" diye sorup genç kadına ve arkadaşlara baktığında Mirza gülümseyerek cevap verdi.
"Sence ne gibi duruyor müdür?"
"Bir sorun yok gibi efendim" dedi içtenlikle gülümseyerek, kadın o anda çıldırdı.
"Bir sorun yok mu? Emin misin? Adam beni çikolata tabağına gömdü!"
"Kadın olduğun İçin şanslısın, mezara da gömebilirdim seni" dedi kadına sertçe Mirza, sonra müdüre yüklü bir miktar para verip bana doğru döndü ve elimden tutup kaldırdı beni, tabağı da alıp diğer elime tutuşturdu. "Hadi gidelim, bunu da yiye yiye gidersin. Buranın iğrenç havası değişik olmaya başladı" dedi ve çekiştirmeye başlayınca bende gaza gelip kadına dil çıkardığımda kadın ve arkadaşları öfkeli ve şaşkınlıkla bana bakmıştı.
Restorandan çıktığımızda Mirza'nın arabasının üzerine çıkmış ön kaportasına oturup bağdaş kurmuştum, oda kalçasını yaslayıp gülümseyerek bana bakınca lokmamı tuttum ve kıkırdadım.
"Kadın çikolata şelalesine döndü sayende"
"Bende biraz meyve kattım laflarımla"
"Mezara da gömebilirdim demen çok tehlikeli oldu, hiçbiri sana bulaşmamalı" dediğimde tek kaşını kaldırdı.
"Kesinlikle. Ben durduk yerde zarar veren biri değilimdir ben akrep gibiyimdir. Eğer sınırlarımı zorlar ve zarar verecek birşey yapılırsa, o planı bozar onların kurdukları planda boğarım hepsini" dediğinde yutkundum ve tatlımın yarısını ona verdim.
"Sende ye" dediğimde başını iki yana salladı.
"Sen ye güzelim" dediğinde ağzım açık yüzüne baktım, bana söylediği ilk güzel cümle Güzelim olmuştu ve bu çok hoşuma gitmişti! Kalbim resmen on tur koşmuşum gibi atıyordu! Mutlulukla daha bir iştahlı yedim tatlıyı ve aptal sırıtmayla yemeye devam ederken tekrar konuştu. "Yine o gülümseme? Hayırdır, kafanın içinde hangi tilkiler koşuyor?"
"Tilki falan yok" dedim gülümseyerek, tek kaşını kaldırdı.
"Gülümsüyordun, neden?"
"Bilmem" dedim pembe bir yalan söyleyerek, derin bir nefes alıp kaşlarını havaya kaldırdı ve boğazını temizleyip tekrar bana baktı.
"Peki o zaman bayan Gülen Surat..." güldüğümde onun da yüzünde bir tebessüm oluştu, sonra tekrar konuştu. "Hadi gidelim, biraz işimiz var" dediğinde merakla gözlerimi büyüttüm.
"Ne işi?"
"Sürpriz" dediğinde kocaman gülümsedim.
Beni resmen bir mağazanın önüne getirmişti ve elleri ceplerinde bana hafif sırıtarak bakınca kaşlarımı çatıp hafifçe gülümsedim, vitrindeki birbirinden güzel elbise ve ayakkabılara baktım özellikle patlıcan moru tüllü bir elbise görmem neredeyse kalbimi durduracaktı, maskeli balolardaki Leydi'lerin giydikleri o elbiseler gibi süslü ve zarifti. "Sanırım birini gözüne kestirdin" dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım, elimi tutup çekiştirdi ve mağazanın içine girdiğimizde şaşkına girdim!
Bizi karşılayan adama baktığımda hafifçe gülümsedi ve tekrar ve Mirza'ya bakınca Mirza elini elimden çekip vitrindeki mor elbiseyi gösterdi. "Kızın bedeni kırk, ve bu elbiseyi istiyor. Paketle" dediğinde adam hemen başını hafifçe eğip yanımızdan ayrıldığında Mirza'ya buruk bir gülümsemeyle baktım.
"Teşekkür ederim ama bana acıdığın için alma..."
"Sana acımıyorum Merza" dedi kaşlarını çatarak. "Zaten seni alışverişe çıkaracaktım, okula gittiğinde arkadaşların olacak onlarla beraber bir yerlere gitmek isteyeceksin..."
"Ama sen bana başka ev, bir şeyler demiştin" dedim üzülerek, başımı eğip ayağımı yere hafifçe vurup ellerimi önümde birleştirdiğimde bana doğru yaklaştı ve çenemi tutup dişlerini sıkarak cevap verdi, gözlerime bakıyordu.
"Gitmeyeceksin, benimle kalacaksın" deyip geri çekilince yerimde şaşkın ve kalbim hızlanmış halde apışıp kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirza ♾️ Merza
RomansBaba ve oğul...babanın kardeşi, oğlunun halası olan kişi bir suikaste kurban gider, ve bunu yapanları bulmak İçin uğraşırlar, ama yerleri bulunmaz. Sadece tek bir kişi onların yerini biliyordur. O aileden doğan kız, Merza. Merza'nın ailesi bir kat...