♾ 56. Bölüm ♾

46 6 0
                                    

Endişeyle kapının önünde bekliyordum ve sürekli volta atıp duruyordum, babaannem ve amcam en yakınlarım düğünde hemen takıları takar takmaz bizim peşimizden gelmişlerdi ve onlar da endişeli bir şekilde kapının önünde bekliyordu, ellerimi arkama atıp birleştirdim ve dişlerimi sıkıp bırakarak volta atmaya devam ederken amcam konuştu. "Oğlum sakin ol, belki kötü değildir"

"Amca" dedim sertçe, sustu ve bakışlarını yere çevirdiğinde o sırada kapı açıldı, endişe ve merakla hemen arkamı dönüp doktora baktım ve lafa girdim. "Nedir doktor durum? Karım iyi mi? Çok sancısı vardı hamileydi..."

"Endişe etmeyin" dedi ellerini havaya kaldırarak, içim biraz rahatlamış bir şekilde ellerimi arkamda tutmaya devam ettiğimde doktor konuşmaya devam etti. "Bebek henüz kan tahrili ile belli olunacak kadar büyümemiş ama hamile olduğunu..."

"Hamilelik testi yaptı karım çubukta belli oldu..."

"Hemşireler zaten muayene etti Mirza bey endişe etmeyin düşük yok olsa kanama olurdu, muayene ettiğimiz de kasları sımsıkıydı, sakinleştiri yaptık, eşiniz de bebek de iyi sancıların olması sebebi ise sanırım bir şeyden ya çok korktu yada üzüldü? Korkulacak yada üzülecek bir durum mu oldu?" diye sorduğunda düşündüm, üzülecek hiçbir şey olmamıştı o sırada babaannem araya girdi.

"Yok be doktor evlat bizim yanımızda yüzü gayet gülüyordu..."

"O zaman korkudan dolayı olmalı? Kasları sımsıkıydı..." dediğinde son anda aklıma geldi, ben o it adama dedim ki gaza gelip de ateş etme! Dişlerimi sıkıp amcama baktığımda oda bana baktı merakla.

"Erdinç nerede amca?" diye sorduğumda doktor yanımızdan gitti, amcam ise kaşlarını çattı.

"En son düğündeydi, neden?"

"Silah attı, ondan korkmuş olabilir ben o ite dedim ki ateş etmeye kalkma, korkan olur, Merza şu an onun yüzünden burada yatıyor kesin korkmuş olmalı!" diye öfkeyle konuştuğumda amcam derin nefes aldı.

"Olabilir, ama merak etme işte bebek de karın da iyi..."

"Amca ya ikisinden birine bir şey olsaydı? O kurşun Ya denk gelseydi?" diye çıkıştığımda ellerini arkasında birleştirdi ve başını salladı.

"Haklısın, ben gider konuşurum" dediğinde kaşı açıldı, merakla hemşirelere baktım.

"İçeri girebilir miyim?"

"Kendisine gelmek üzere girebilirsiniz tabi" dediğinde hemen kapıdan içeri girdim, kolunda serum gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu, içim yanarak ona doğru hızla yaklaşıp ellerimi yanaklarına koydum ve gözlerimi kapatarak alnını öpüp geri çekildiğimde elimi tuttu, ona dikkatle baktığımda gözlerini araladı ve kaşlarını çatarak bana baktı.

"Mirza..."

"Buradayım gülüm, buradayım iyi misin? Ağrın sancın var mı?"

"İyiyim, ya bebeğimiz? O nasıl?" diye endişeyle sorup hemen gözleri dolmaya başlayınca kaşlarımı havaya kaldırıp yanaklarını okşadım.

"Yok gülüm merak etme bebeğimiz de gayet iyi, sende iyisin"

"Düşmedi değil mi?"

"Düşmedi güzelim, minik arkadaşımız hala duruyor karnında" dediğimde rahatlamış bir şekilde gözlerini kapatıp açtı ve elimi tutup öptükten sonra gözlerini kapattı tekrar.

"Çok şükür...çok korktum düştü diye, ben o çocuğun doğmasını çok istiyorum sana evlat vermek istiyorum, ikimizin umudu ve aile yapacak olan bu filizi istiyorum" dediğinde kocaman sırıttım.

"Merak etme yavrum, o filiz iyi sende öyle. Yorma kendini, dinlen" deyip alnını öptüğümde derin nefes alıp verdi ve elimi tutmaya devam etti. Serum bittiğinde zor bela kendisine geldi, sakinleştirici onun biraz dengesini şaşırtmıştı, destek olarak arabaya bindik ve konağa geldik. Odamıza çıktığımızda kolunu kaldıracak hali yoktu, üzerini ben çıkardım ve rahat bir şeyler giydirip yatağa oturttuğumda gözlerini zorlukla aralayıp bana bakınca alnını öptüm.

"Nereye gidiyorsun?" diye sorduğunda hafifçe gülümsedim.

"Aşağı ineceğim, merak etme gülüm"

"Mirza gitme lütfen, dur yanımda" dediğinde kapı tıklandı, tek kaşımı kaldırdım.

"Girme" dedim, yerimde doğrulup ben kapıya yaklaştım ve kapıyı araladım, yengem gelmişti ve merakla bana bakıyordu.

"Hayrola ne oldu?"

"Merza'nın üzeri müsait değil yenge utanmasın, o it geldi mi?" diye sordum son cümleyi dişlerimi sıkarak söyledim, gergince bana bakınca sinirle gülümsedim. "Gelmiş" dediğimde endişeyle bana baktı.

"Yapma yengeciğim, karın burada? Gül ağam zaten yapar yapması gerektiğini"

"Bak yenge ben onu tam iki kere uyardım..."

"Yengesinin bir tanesi ben biliyorum, merak etme Gül ağa halleder sen karının yanında dur, çocuk düştü diye ödü koptu senden ilgi ister" dediğinde başımı salladım, uzaklaşmaya başlayınca Merza burnunu çekti kapıyı kapatır kapatmaz ona baktığımda ağlıyordu, üzülerek kaşlarımı çatıp hemen yanına gittim ve yatağın kenarına oturup ellerini tuttum.

"Güzelim, ağlama geçti bitti bak ikiniz de iyisiniz"

"Çok korktum, o silah sesi sancı falan..." dişlerimi sıktım, yine de gülümsemeye çalışıp kollarımın arasına aldım ve başını öpüp sırtını sıvazladım.

"Ben buradayım yavrum, korkma" dediğimde başını salladı, çenesini tutup başını kaldırdığımda dudaklarına dudaklarımı değdirdim, dudakları aralanınca öpmeye başladığımda ağlamayı kesti ve öpücüğüme karşılık verdi, tutku ve aşkla öpüşmeye devam ettiğimizde ellerimi tişörtünün içine sokup teninin sıcaklığını hissettim, belini ve sırtını okşayıp dudaklarımı araladığımda derin nefesler alıp verdi ve bana bakınca gülümsedim ve alnını öptüm. "Ben üzerimi değiştirip geliyorum yanına" dediğimde başını salladı.

Üzerime rahat bir şeyler giyinip odaya geldiğimde gözleri açık sol tarafına yatmış eli karnında duruyordu, gülümseyerek yanına gidip yatağa uzandım ve kollarımı açtım, çocuk gibi bana yanaşıp kollarımın arasına geldiğinde onu sıkıca sardım ve başını öptüm, sağ elimi kaldırıp saçlarını okşamaya başladığımda gözlerini kapattı ve derin nefes aldı, sonra konuştu.

"Ne zaman gideceğiz?" sırıtmam yüzümde büyüdü ve başını tekrar öpüp derin nefes aldım.

"Sıkıldın mı?"

"Yok sıkılmadım, ama evimizi özledim"

"İstersen yarın gideriz? Ama zaten Mardin'i gezdirirdim" dediğimde omzunu silkti.

"Sen nasıl uygun görürsen" dediğinde derin nefes aldım.

"Sabah kahvaltı ederiz, gezeriz öğle yemeğini dışarıda yeriz sonra evimize gideriz? İster misin?" dediğimde yüzünde güller açtı.

"Olur" dediğinde sırıttım ve saçlarını okşamaya devam ettiğimde tekrar gözlerini kapatıp derin nefes aldı ve bana sıkıca sarıldı.

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin