♾️ 37. Bölüm ♾️

62 6 0
                                    

Yazarın Anlatımından.

Hayatınız güzel ilerlemeye başladığı zaman zannedersiniz ki bu rüya hiç bozulmayacak, devam edecek ve mutlu sonla bitecek. Ama ne yazık ki iyi şeyler olduğu kadar kötü şeyler de olabiliyor hatta her şey tamamen sarpa sarıp asla düzelemeyecek duruma geliyordu.

Merza ve Mirza gerçekten birbirlerini temiz sevmekle kalmıyor, çok aşıklardı birbirlerine. Çıkar ilişkileri yoktu ne para ne ihtiyaç alış - veriş yoktu. Evlenmeyi düşünüp her şeyi ortak yaparak, paylaşarak, ve mutlu olmayı planlıyorlardı, kim bilir...hayalleri belki gerçek olabilirdi, belki de olmayabilirdi...

Saat = 03.00

"Onu almadan benim karşıma asla gelme, öyle bir plan kur ve yap ki Mirza asla çözemesin o zeki ve oldukça güçlü bir adamdır iradelidir pes etmez, o kız ona çok güzel güven aşılamış, bu yüzden onun güvenini kırmak zor olacaktır ve sen, iyi plana ihtiyacın olacak" dedi karşısındaki kadın, genç adam derin bir nefes alıp dişlerini sıktı ve başını salladı, sonra sinsice sırıttı ve sert sesiyle karşısındaki kadına güven verdi.

"Merak etme, öyle bir plan kurdum ki ne Merza kurtulabilecek, nede Mirza bir daha toparlanabilecek" dedi ve saatine baktı, sonra tehlikeli bir şekilde sırıtıp karşındaki kadına saatini gösterip derin nefes aldı. "03.33'de o kızı sana getireceğim, kendin göreceksin. Canlı canlı, ve sonra planımı gerçekleştirmek için mükemmel günler bizi bekliyor olacak"

"Neden 03.33 bir anlamı var mı?"

"Şeytan işaretleri gibi? 666, 333, 555 gibi? 333 severim ama" deyip göz kırptı ve silahıyla bıçağını, narkoz şişesini ve bezi alıp başını hafifçe eğdi. "Merak etme, saat 04.00'de buraya geleceğim onunla" deyip uzun paltosunu savurarak odadan çıktı adam.

Genç adamın zırh gibi korunmuş olan evin önünde duruyordu adamlar evi o kadar çok çevrelemiş ki geçmeye imkan yoktu bir an kızı nasıl oradan çıkaracağını düşündü ama Mirza düşmanlardan gizlice kaçmak için olası bir yer altı tüneli kazdırmıştı evine, ve o tünel odasından başlayıp arka bahçede bitiyordu.

Adamın yüzünde çirkin bir sırıtılış oluştu, ağaçların arasından dolanarak evin arka bahçesine baktı üç kişinin arka bahçede olduğunu gördü ve bakışlarını yere çevirdi taşları gördü, eline üç tane taş alıp gözüne kestirmiş olduğu ilk korumayı kurnaz bir planla atlatmak için taşı uzak bir boş alana fırlattı, bu adamın dikkatini hemen çekti ve silahına uzandı, yanındaki iki kişiye bir şeyler söyleyip tetikte bekleyerek ilerlemeye başladığında diğer ikisini de farklı yönlere ilerletmesi için aynı taktiği uyguladı ve alan boşaldı.

Adam hızlı hareketlerle bahçeye koştu ve çimenlerin olduğu yere geldi, gizli kapıyı bulmaya çalıştı gece görüşünü açarak yere baktığında parlak bir metal gördü, hemen ışığı kapatıp o kulpu tuttu ve hemen kapağı kaldırıp içine girdi ve geri kapattı.

Telefonundaki flaşı açarak etrafına baktığında borular ve hafif dumanlar gördü, önünde uzun bir tünel gördü, ıslık çalıp hızlı adımlarla ilerlemeye başladı ve sonra karşısına bir duvar çıktı kaşlarını çatıp bakışlarını etrafta gezdirdi ve son olarak tavana baktığında orada bir üstten açılan kapı görünce alt dudağını ısırıp bıraktı, duvara dayanmış metal bir merdiven gördü ve onu alıp kapıya doğru hizaladıktan sonra çıkmaya başladı.

Kapıyı açıp dışarı çıktığında burası Mirza'nın giyinme odası olduğunu fark etti, hemen bedeninin geri kalanını da çıkarıp sessizce kapıyı kapattı ve gizlemek için yapılan halıyı üzerine örterek giyinme odasından çıkıp sessizce onun odasına yöneldi, kapıyı hafifçe aralayıp başını uzatıp baktığında onları yan yana yatarken gördü, yüzünü nefretle buruşturup ikisinin aşkla birbirlerine sarılmış masumca uyuyuşlarını izledi elini yumruk yaptı.

Sessiz adımlarla odaya girdi narkozu çıkarıp beze döktü ve ilk olarak Mirza'nın hafifçe burnuna tuttu, Mirza hiçbir şey hissedemedi çok derin uykudaydı, ve ne yazık ki narkozu içine çektiği anda deprem de olsa evi de patlatsalar ruhu duymayacak hale gelmişti, hedefini bu sefer kıza çevirdi ve aynı şekilde kızın burnuna da bezi tuttu, Merza da derin uykuda olduğu için oda ne yazık ki kokuyu içine çekmişti ve oda iyice kendinden geçmişti. Adam siyah eldivenlerini çıkarmadan hemen bezi katlayıp cebine koyduğu anda bir anda yatak odası kapısı açıldı.

Adam öfkeyle arkasını dönüp baktığında gözleri büyümüş ve kendisine korkuyla bakan kızıl saçlı koyu gözlü kıza baktı, kızın çığlık atacağını anladığı anda adam hemen eliyle ağzını kapattı ve bıçakla boğazını kesti, kız acıyla boğuk sesler çıkarıp gözleri dolmuş bir şekilde son kez çifte baktı, adamın üstü kanlar içinde kalmıştı, kadını yere bırakmasıyla yere yığıldı ve gözleri açık bir şekilde cansız yatınca arkasını dönüp hızlı bir hareketle Merza'yı kucakladı, cebindeki mektubu yatağa bıraktı ve sırtına alarak geldiği yerden geri gitti ama yerdeki cansız kadını ne yapacaktı?

Planda olmayan hesapta olmayan bir şey yaşanmıştı ve patronu çok kızacaktı! Dişlerini sıkarak tekrar banyoya gitti ve büyük bir havlu alıp boğazını sardı, onu da sırtına alıp giyinme odasına gitti, onları yere indirip hızlı bir şekilde yerdeki kanları silmek için banyodan bir havlu aldı ve yerdeki kanları sildi, ve onu ceketinin cebine koyup hemen giyinme dolabına panikle koştu ve kadınları sırtlayıp aşağı indi, ve hızlı bir şekilde gizli geçitten çıktı adamlara baktığında etrafta yoktu bu ona kaçmak İçin bir şans tanımıştı, hemen dışarı çıktı ve etrafına baktı.

Adamlar kendi aralarında sohbet ediyor ve sigara içiyorlardı, gizlice boş arazi tarafına koşmaya başladı, ağaçların olduğu yerden giderek ana yola ulaştı ve park ettiği arabaya doğru koşmaya devam etti.
Araca ikisini de yatırıp şöför koltuğuna geçti ve gaza asılarak patronunun yanına doğru hızla ilerlemeye başladı.

Depoya geldiğinde ikisini tekrar sırtına alıp depoya yürüdü ve içeri girdi, patronu hemen ayağı kalkıp mutlulukla Merza'ya bakarken diğer kadına baktığı anda yüzü düştü ve gözlerini büyüttü.

"Bu kadın da kim? Ne haltlar yedin?" bakışları yere damlayan kanlara gittiğinde gözlerini daha büyüttü ve gürledi. "Öldürdün mü? Evin içinde mi bir de!"

"Korkma! Arkamda delil bırakmadım..."

"Kanlar akıyor seni salak! Damlaya damlaya geldiyse..."

"Hayır merak etme! Damla falan yoktu boğazını sardım" deyip kadını yere bıraktı, açık olan gözleri çoktan kapanmış çok kan kaybı yüzünden bedeni buz gibi olmuş ve bembeyaz hale gelmişti, karşısındaki patronu dişlerini sıktı ve derin nefes alıp verdikten sonra konuştu.

"Umarım peşimize düşmez, git bu kadını göm bir yere, Merza'yı da başka bir adama ver onu evime götürsünler. İşler bittiğinde diğer planın neyse oğlanın peşimize düşmemesi için, onu uygularız. Bu sefer eline yüzüne bulaştırma!"

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin