Gözlerimi araladığımda Mirza'nın üzerinde yatarken buldum kendimi ve bu çok hoşuma gitmişti, üzerinden kalkıp yatakta bağdaş kurdum ve saçlarını okşamaya başladım, dünkü kız ben değildim resmen! Kendimi tanıyamıyordum ama onunla bir bütün oluyordum, yorganı kaldırıp oraya baktığımda çok şişmiş olduğunu görünce kaşlarımı çattım.
Hasta mı olmuştu orası neden öyleydi ki? Gerçi üzerinde iç çamaşırı vardı belki o yüzdendir? Yerinde kıpırdanıp gözlerini açtığında hemen yorganı kapatıp kollarımı göğsümde kavuşturdum, tek kaşını kaldırıp sırıttı ve gözlerini kapattı. "Orama bakıp durmasan da günaydın öpücüğü versen olur mu? Bazı şeyler masum olabilir" dediğinde eğilip yanağını öptüm, yüzünü buruşturup gözlerini araladı. "Kast ettiğim öpücük bu değildi sarışın" dediğinde kıkırdadım, yerinde doğrulup ellerini yanaklarıma koydu ve dudağımı öpüp geri çekildi. "Buydu, dün nasıl öptüysen öyle" dediğinde derin nefes alıp verdim ve yanaklarım ısınmış bir şekilde kıkırdadım, sonra merakla sordum.
"Neden orası şiş?" dediğimde derin nefes alıp beni sırt üstü yatırdı ve üzerime çıkıp elini tişörtümün içine soktu ve belimi okşamaya başladığında gülümsedim, o ise yüzüme ciddiyetle bakıyordu.
"Sabahları genelde ereksiyon olmuş halde uyanırım, çoğu erkekte vardır"
"Sonra?"
"Seks yaptığımızda rahatlarız ve o fazla şiş iner"
"Balon gibi" kıkırdadı.
"Balon gibi...ama hepsi değil" dediğinde gülmeye başladığımda oda güldü ve eğilip boynumu öpmeye başlayınca gözlerimi kapattım, ellerimi belinden ve sırtına doğru okşadığımda kulağına fısıldadım.
"Reşit olsaydım...yapar mıydın?" öpmeyi bırakıp geri çekildi ve gözlerime baktı.
"Hayır. Evlenmeyi beklerdim, en güzeli en temizi bu" dediğinde sırıttım.
"En temizi güzeldir" dediğimde tek kaşını kaldırdı ve gülümseyerek boynumu öpmeye başlayınca kıkırdadım.
Mirza saatine baktı ve dişlerini sıkıp üzerime çıktı bir elini yatağa koyarken diğer elini kaldırıp yanağımı okşamaya başlamıştı, ve nedense gergindi."Okula gitmene iki saat kaldı"
"Seni üzen nedir?" diye sorup elimi yanağına koyduğumda avuç içimi öptü ve eğilip alnımı öptü sonra derin nefes alıp vererek bana biraz daha yaklaştı.
"Benden uzak kalacaksın" dediğinde kıkırdadım, oda yüzünü mızmız çocuklar gibi buruşturdu. "Gülme güzelim lütfen, gerçekten senden ayrı kalmayı sevmiyorum"
"Bir gün ben ayrı kalmıştım, biraz da kalıver bir şey olmaz" dediğimde tek kaşını kaldırdı.
"Ayıp oluyor ama Merza" dediğinde kıkırdadım, dudaklarını büzdü. "Ben isteyerek gitmedim ki"
"Aman da aman üjüydün mü şen" deyip yanaklarını sıktım ve başını sağa sola salladım, oda gibi dudak büzüp kaşlarını çatınca genizden gülmeye başladığımda başını salladı.
"Üjüydüm hem de çok" deyip alnımı öpünce kıkırdadım, yerinde doğrulduğunda bende kalktım ve kucağına oturtup kollarımı boynuna doladım.
"Merak etme, bugün okulun son günü zaten? Sonra hafta sonu"
"Evet, hafta sonu benimsin güzelim" deyip kurt adam gibi sesler çıkarıp beni sırt üstü yatırdı ve boynumu öpüp belimi gıdıklamaya başlayınca kahkaha attım.
Okul bahçesine geldiğimizde etrafa öldürücü bakışlar atıyordu, ve gözleri birilerini arıyordu. Tabi ki Akay'ı. Görse bir anda atlayacak gibi duruyordu, elini tutup sıktığımda gözlerini bana çevirdi ve yüzü yumuşadı, hafifçe gülümseyip derin nefes aldım.
"Okul çıkışı görüşürüz"
"Güzelim psikopat gibi görünmek istemiyorum seni korkutmak istemiyorum ama o it..."
"Mirza lütfen" dedim kaşlarımı çatıp yukarı kaldırarak, yüzüne masum tatlı gülümsemeyle baktığımda derin nefes aldı.
"Akay..." gülümsemem büyüdüğünde hafifçe sırıttı sonra boğazını temizleyip kaşlarını çattı ve ciddi haline büründü. "Onu yanında görmeyeceğim, selam verebilir eyvallah? Ama duygusal anlamda el atmak, yanaşmak olursa onu diri diri mezara sokar çıkarır sonra diri diri yakarım" dediğinde ona ağzı açık baktığımda ofladı ve elleriyle yüzünü sıvazlayıp derin nefes aldı ve sonra tekrar bana bakıp kaşlarını çatarak konuştu. "Bak...yakışıklı bir çocuk? Benden daha iyi değil ama yakışıklı..." kıkırdadım, derin nefes alıp burnunu çekti ve devam etti. "O partide onun sana bakışlarını görünce...sana karşı boş olmadığını gördüm. Biz erkekler hemen anlarız, o yüzden..." dudağını öptüğümde bir an afallasa da dudaklarını araladı ve beni öpmeye başladı, ellerimi yanaklarına koyup ondan tecrübe edindiğim öpme şekillerini uyguladığımda hafifçe inledi, ikimiz de geri çekildiğimizde bana gülümseyerek bakıyordu.
"Merak etme Mirza, ben seni seviyorum? Biliyorsun...endişe etme, onun İçin de endişe etme biliyor zaten" dediğimde gözlerini kıstı bende duruma açıklık getirdim. "Telefonumu bulmak istediğimi ve birini aramak istediğimi söylediğimde erkek arkadaşını mı arayacaksın diye sordu falan vs, biliyor yani. Soracaktır hatta seninle ilgili sorular, ona üzülse de gerçekleri söyleyeceğim, seni sevdiğimi falan" dediğimde dişlerini göstererek gülümsedi ve alnımı öpüp gözlerime baktı.
"Tamam"
"Merak etme..."
"Tamam, bir şey olursa hemen ara. Bir telefon uzağındayım"
"Bilmez miyim?" dediğimde ikimiz de kahkaha attık, sonra birbirimizi tekrar öptüğümüzde arabandan inip ona el salladım oda el salladı, kapıyı kapatıp bahçeye girdiğimde arabasının gittiğini anladım, derin bir nefes alıp kocaman gülümseyerek bahçede mutluluk dolu bir şekilde seke seke gittim.
Bütün arkadaşlarımla selamlaşıp onlarla beraber teneffüs boyunca hep vakit geçirmiştim Berker'i de özlemiştim ve onunla da ayrı bir sohbet etmiştik, sonra derse girmiştik. Ders bitince Akay'ın bana baktığını gördüm, hafifçe gülümseyip yerimden kalktım ve elimle kapıyı gösterdim. "Bahçeye çıkıyorum sende gelmek ister misin?" diye sorduğumda başını salladı ve yerinden kalkıp karşıma geçti, gülümseyerek beraber sınıfından çıktık.
Bahçeye geldiğimizde başı eğik duruyor ve elleri ceplerindeydi, derin bir nefes alıp ona bakarak yürümeye devam ettim ve burukça konuştum. "Bazı söylentiler duydum"
"Neymiş?"
"Benden hoşlandığına dair" dediğimde durdu ve başını kaldırıp bana baktı, sonra burukça sırıttı ve omuzlarını silkti.
"Ne fark eder ki? Sen başkasını seviyorsun" dediğinde üzgünce ona baktım.
"Akay sen çok düşünceli, korumacı, kibar bir adamsın ve ben seni tanıdığım İçin mutluyum, böyle insanlar parmakla gösterilecek kadar az kaldı çünkü? Benim için değerlisin, ve elbet bir gün sende aşk anlamında değer bulacak birini bulacaksın, seni seven birini..."
"Bu çok zor..."
"Değil. Seni gerçekten seven biri olacak"
"Bu keşke sen olsaydın"
"Daha önce tanışmış olsaydık zamanla elbette severdim, ama insan kaderinde kiminle yazılıysa onunla devam ediyor" dediğimde başını salladı ve burukça gülümsedi.
"Görüyorum, ne yazık ki" dediğinde gözlerim doldu, yüreğim sızladı ve burnumu çektiğimde morali daha çok bozuldu ve dişlerini sıkarak konuştu. "Hayır ağlama, lütfen" dediğinde ona sarılmak İçin bir adım atmamla bir silah sesi duydum, ve o anda Akay gözümün önünde göğsünden vuruldu ve kanları yüzüme sıçradı, yerimde irkildim korku ve üzüntüyle kollarım havada gözlerim dolmuş halde bedeninin yere yığılmasını izlediğimde acıyla bana bakıyordu, o sırada tekrar bir el ateş sesi duyduk.
Göğsümde hissettiğim acı ve sıcak sıvıyla Akay'ın kendisini unutup bana odaklandığını ve bağırdığını gördüm, sonra kendisinden geçmişti, ve bende dizlerimin üzerine çöküp yere yıkıldığımda herkesin çığlıklarını duydum, gözümün önünden Mirza'ya ilk tanışmamız, ve sonraki bir sürü olaylar canlanmaya başladı, gözlerimi kapattığımda göğsümdeki acı daha bir büyüdü ve kendimi kaybettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/332577372-288-k255758.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirza ♾️ Merza
Roman d'amourBaba ve oğul...babanın kardeşi, oğlunun halası olan kişi bir suikaste kurban gider, ve bunu yapanları bulmak İçin uğraşırlar, ama yerleri bulunmaz. Sadece tek bir kişi onların yerini biliyordur. O aileden doğan kız, Merza. Merza'nın ailesi bir kat...