Ciddi bir şekilde gözlerimi kısmış ona sinsi sinsi bakıyordum ve oda avını her an avlayacakmış gibi gözlerini kısmış gözlerimin tam içine bakıyordu bu şu anki olay son bir sayıya bakıyor ve her şeyi belirliyor olacaktı.
Ve benim kazanmaktan başka çarem yoktu, ona tekrar baktığımda gözleri hala kısılı tek kaşı havada bakmaya devam ediyordu.Tehlikeli bir biçimde sırıtıp geriye saymaya başladı. "Üç, iki, bi..." eline bir anda vurduğumda gülmeye başladım oda kaşlarını çatıp sitemle bana baktı ve başını havaya kaldırıp oflayınca kahkaha attım ve yerimde zıpladım.
"Ben kazandım, ben kazandım, ve yine ben kazandım!" deyip gülmeye başladığımda tek kaşını kaldırıp hafifçe sırıttı.
"Hile yaptın ama sevgilim, bir demeden elimi vurdun? Şu elimin haline bak, dibi yanmış tavaya benziyor" deyip elinin üstünü gösterince gözlerimi büyüttüm.
"Abartma! Ayrıca tavanın dibi yandığında kömür rengine döner senin ise sadece ufak bir kızarık tatlım" dediğimde elini göğsünü koyup çileli analar gibi ağıt yaktı.
"Anam anam elim gitti, yazık oldu elime kızarttılar elimi ne olacak şimdi Yarabbi..." yastığı alıp suratına attım ve kahkaha atmaya başladığımda yastığa ve bana baktı, tek kaşını kaldırıp gözlerini kıstı ve sırıttı. "Yastık yavaşı istiyorsun yani?"
"Kurşun yaram var hayatım, yapamazsın"
"Kuş tüyü bunlar..."
"Fark etmez yine de sorun yaratabilir..." yastığı suratıma fırlattığında inledim ve dengemi kaybedip sırt üstü uzandım, burnum acımıştı. "Az oldu ya, bazuka atsaydın istersen? Yada bir kalaşnikofla sardırıya geçeydin daha iyiydi" dediğimde yastığı yüzümden kaldırdı, sırıtarak kollarını iki yanıma uzatıp hafifçe ağırlığını bana verince göğsüm ağrımıştı ve hafifçe inledim. "Çok ağırsın, fil gibi! Neyim ben pestil mi? Beni iyice dümdüz mü yapacaksın? Göğsüm ağrıdı" dediğimde kıkırdadı ve tek kaşını kaldırdı.
"Hangi göğsün?"
"Sağa" elini oraya götürüp okşamaya başlayınca vücuduma elektrik çarptı ve titredim, kıkırdadı.
"Ereksiyon mu oluyorsun güzelim? Eh normal, ergenlik..." kafasına bir tane vurduğumda sustu ve gülmeye başladı, yüzümü buruşturup bende abartılı bir şekilde alayla güldüm, Yalı Çapkını'ndaki Seyran gibi kuş gibi öttüğümde kahkaha atıp karnına tutarak sırt üstü uzanınca yerimde doğruldum.
"Çok komik heee" diye uzattım son cümlemi yüzümü buruşturup komik bir şekilde, gülmeye devam edip kollarını iki yana açtı.
"Ama doğru olan bu, ne diyeyim?"
"Sende gençsin hala"
"Ooo benden bahsedersek işin içinden çıkamayız bak işte" dediğinde elimi erkekliğine koyup hafifçe okşamamla titredi inledi. "Ananı..." demesiyle durunca gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Hıh? Bana diyene bak"
"Ben erkeğim, senden daha çok ereksiyon oluyorum güzelim"
"Çok mu marifet?"
"Değil maalesef ama gerçek bu" dediğinde derin nefes alıp üzerine çıktım ve başımı göğsüne koyup gözlerimi kapattığımda elini sırtıma koyup okşamaya başladı ve oda derin nefes alıp elini tişörtümün içine soktu ve çıplak tenimde parmaklarını gezdirdi. "On sekiz olmanı öyle dört gözle bekliyorum ki" dediğinde başımı iyice göğsüne yerleştirip derin nefes aldım.
"Sevişmek için mi?"
"Hayır. Asla. O anlamda değil" dedi hemen, sonra sitemle konuştu. "Neden her şeyi sekse bağlıyorsun? Ben öyle adamlardan değilim..."
"Biliyorum, sadece aklıma geleni sormak istedim"
"Aklın fesatlığa çalışıyor"
"Hiçte bile, sen kendine bak. Domuz!" dediğimde belimi gıdıklayınca çığlık atıp güldüğümde oda sırıttı.
"Sensin domuz" dediğinde burun kıvırdım.
"Senin domuzun" dediğimde güldü ve alnımı öptü, sonra yine derin nefes aldı ve beni yan yatırdı, kendisi de yan yatınca birbirimize baktık, göz bebeleri kocaman olmuştu. Elini yanağıma koyup bakışlarını ayırmadan konuştu benimle.
"Seninle evlenmek istiyorum, hemde çok. Babam ne zaman gelir İstanbul'a bilmiyorum her an diken üzerinde gibi hissediyorum..."
"Adamlar burada, haber ederler? Kasma kendini" dedim kaşlarımı üzüntüyle çatıp elimi yanağına koyarak, derin bir nefes aldı ve bana iyice yaklaştı, burnu burnuma değiyordu.
"Tamamen benim olmanı istiyorum, bende senin" elimi tutup yüzük parmağımı aldı ve iki bedenimizin arasına elimi sıkıştırıp parmağımı okşadı. "Burada bana ait bir mühür olmalı, o bir kaç ay nasıl geçecek?"
"Çocuk gibisin Mirza, üç ay falan kaldı? Askere gitmişim gibi şafak sayıyorsun resmen!" dediğimde kıkırdadı, sonra yine ciddi haline büründü.
"Yemin ederim sana saydığım kadar, askerde şafak saymadım" dediğinde gülmeye başladım, oda sırıttı ama yarı sistemliydi ve elimi sıktı. "Gülme valla bak, ciddiyim" dediğinde yatağa iyice uzandım, dudaklarıma dudaklarını değdirdiğinde kaşlarını çattı ve derin nefes aldı ve sonra karşı koymayı bırakıp dudaklarıma yapıştığında gözlerimi kapattım ve bende ona aynı şekilde karşılık verdim.
O sırada kapı gürültülü bir şekilde çalmaya başlayınca ikimiz de irkildik ve geri çekildik, korku yavaş yavaş bedenimi titretmişti ve ikimiz de hızla yerimizden kalkıp birbirimize baktığımızda yutkundum.
"Baban olabilir mi? Biri söylemiş olmasın sakın?" dediğimde dişlerini sıktı, kapı tekrar gürültülü şekilde çaldı sonra bir ses yankılandı.
"Efendim benim" Mirza'nın adamlarından biriydi, hemen ayağı kalktı bende ayağı kalkıp yanına gittim ve elini tuttuğumda elimi sıkıp kapıyı açtı, üç adam bize hem üzgün hemde endişeli bakınca aynı anda Mirza'ya yutkunduk.
"Ne oluyor ne bu gürültü?" diye sordu Mirza öfkelenmeye başlayarak, bende biraz endişeyle diğer elimi de koluna sardığımda elimi tutup okşadı, gözleri hala adamlardaydı.
"Efendim haber aldık, ne yazık ki kötü bir haber"
"Ne oldu?"
"Babanız" dediğinde gözlerimi büyüttüm, Mirza da endişeye dişlerini sıktı.
"Ne olmuş babama? Söyle!" diye bağırdığında irkildim, adamlar da yutkundu, ve konuşan kişi üzülerek ikimize baktı.
"Efendim otel odasında ölü bulundu, göğsünde sekize yakın mermiyle öldürülmüş"
![](https://img.wattpad.com/cover/332577372-288-k255758.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirza ♾️ Merza
RomansBaba ve oğul...babanın kardeşi, oğlunun halası olan kişi bir suikaste kurban gider, ve bunu yapanları bulmak İçin uğraşırlar, ama yerleri bulunmaz. Sadece tek bir kişi onların yerini biliyordur. O aileden doğan kız, Merza. Merza'nın ailesi bir kat...