♾ 55. Bölüm ♾

47 6 0
                                    

Öğle yemeğinde yine herkes çok iyi ve saygılıydı özellikle Mirza ve bana çok değer veriyorlardı ve özenle hizmet ediyorlardı, akşam ki düğün için herkes şimdiden hazırlık yapıyordu, öğlen yemeğinden sonra bebek için kutlama yapmıştık, herkes bana hediye vermişti kız ve erkek için bir sürü kıyafet hediyeleri de vardı hepsini Mirza ve ben özenle dolaba kaldırıp hepsinin ellerinden öpmüştük, akşam olmaya başlayınca üzerime doğru düzgün abiyenin kıyafet almadığımı fark etmiştim.

Bunun için Mirza hemen ve ben hemen alışverişe gitmiştik, siyah ve her yeri kapalı rahibe elbisesini bana önerse de en azından kolları beyaz tüllerle fırfırlı ve simli olduğu İçin renk katıyordu, altına ayakkabı alınca işimiz bitmişti, saat yaklaşıyordu düğün yedide başlayacaktı ve ben şimdiden hazırlanmıştım, saçlarımı nasıl yapsam diye düşündüm ama en iyisi at kuyruğu yapıp mısır örgüsü yaparak topuz yapmak olduğunu karar verdim.

Saçlarım değişik ama güzel duruyordu hafif bir makyaj yaptığımda kapı tıklandı, başımı çevirip baktığımda içeri Mirza girince hafifçe gülümsedim, ayağı kalktığımda oda gülümseyerek kapıyı kapattı ve bana doğru yaklaştı gülümsemesi iyice yüzünde büyüdü ve ellerini belime koyup boynuma bir öpücük kondurarak geri çekildi ve gözlerime baktı, ışıldıyordu gözleri. "Çok güzel görünüyorsun, saçlarını beğendim" dediğinde gülümsedim, yüzüme düşen bir kaç tutamı alıp alnımı öptüğünde nedense gergin olduğunu hissetmiştim, bu içimde huzursuzluk yaratmıştı ve kaşlarımı çatarak geri çekilip elimi yanağına koymuştum.

"Bir şeyin var senin..."

"Yok"

"Mirza var, hissediyorum. Söyle nedir?" diye merakla sorduğumda derin nefes aldı ve dişlerini sıktı.

"Amcamın oğluyla pek anlaşamayız, her ailede olduğu gibi illa Kİ birbirlerini sevmeyen olacak. Bizde böyleyiz işte, düğüne geleceği için canım sıkkın"

"Gitmezsin muhattap olmazsın olur biter"

"Öyle olmuyor işte, mecbur akraba olduğumuz İçin büyüklere ayıp olmasın diye konuşacağız"

"Peki neden anlaşamıyorsunuz?"

"Küçükken de böyleydik, olan bir şey yani" dediğinde başımı salladım, saatine baktığında derin nefes aldı o sırada aşağıdan korna sesleri yükselince sırıttı. "Düğün zamanı geldi, hadi gidelim" deyip kolunu uzattığında gülümsedim ve koluna girip beraber odadan çıktık. Mirza ve ben korumalar eşliğinde ve konvoy halinde düğün salonuna doğru ilerliyorduk, etrafa merakla baktığımda top koşturan çocuklar vardı yaz mevsimine artık neredeyse gireceğimiz için hava geç kararmaya başlıyordu, sokak lambaları daha yeni yeni aydınlanıyordu, her yerde taştan evler ve garip yollar vardı.

Derin nefes alıp başımı Mirza'ya çevirdiğimde bana bakarken göründe burukça gülümsedim, perdeleri kapattığında hafif kaşlarımı çattım, korumalar şimdi bizi görmüyordu, tekrar bana bakıp oda kaşlarını çattı. "Bir şey oldu"

"Neden bana hiç böyle ailenin olduğunu söylemedin? Neden bana bir tek ailen baban ve halan olduğunu gösterdin? Bu kadar yakınsınız, adam gözünün içine bakıyor sen bir şey istesen hemen yerine getirecek, neden bana söylemedin böyle insanları?"

"Aramızdaki husumet yüzünden arayı koparmıştık, babam vefat ettiğinde bir kaç kere benimle konuşmak istedi ama o zamanlar sana karşı düşüncesiz bakıyordu, bu yüzden görüşmek falan istemedim, olmasalar da olurdu gözüyle baktığım İçin ne sana nede bir başkasına söylemedim işte" dediğinde başımı salladım, elimi boynuma götürüp kendisine çekti ve alnımı öptüğünde arabalar durdu, etrafa baktığımda lüks bir düğün salonun önünde durmuştuk, şaşırmamıştım. Adamlar aşiretti sonuçta zenginlerdi.

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin