"Ne yaptın lan sen küçük kaltak!" diye bağırdığı Mirza'nın ayaklarını tutanlar, dişlerimi sıkıp sertçe konuştum.
"Kaltak ananız, pezevenk babanız!" diye bağırıp onlara da birer ateş ettiğimde kollarını tutan iki kişi Mirza'yı bırakıp silahlarını çıkardıklarında hemen arabaya koştum, ateş etmeye başladıklarında yolcu kapısını açıp kendimi korumak İçin oraya saklandım ve rastgele ateş ettiğimde birinin bacağına gelmişti, acıyla bağırdığında diğeri ateş edince çığlık atıp hemen başımı eğdim, ardı ardına ateş ederken başımı hafifçe kapıya doğru eğdim ve ona da bir tane sıkmamla karnından vuruldu ve yere yığıldı.
Derin nefes alıp vererek hemen saklandığım yerden çıktım ve koşa koşa Mirza'nın yanına gittim silahı yere bırakıp onu sırt üstü yatırdım ve ağlamaya başlayarak onu sarstım. "Mirza ne olur aç gözlerini, korkuyorum lütfen" deyip ellerimi yanaklarına koydum, kanayan yerlerine bastırıp atkımı çıkardım ve üzerlerine bastırmaya devam ettim, telefonunu bulmaya çalıştığım sırada ensemden tutulduğum gibi büyük bir sertlikle yerimden doğrultuldum ve biri beni resmen kucağına aldığı gibi yola doğru fırlatınca yerde sürünerek yüz üstü çakıldım.
Alnımda keskin bir acı ve sıcak bir sıvının aktığını hissettiğimde inledim ve sırt üstü uzandım, o anda başlarındaki kötü adam dişlerini sıkarak bana sertçe bakıyordu.
"Görüyorum ki pek de masum bir kız değilmişsin, nerede eğitim aldın sen?"
"Almadım. Öfkem sayesinde düşünüp öleceğimi bilsem de yaptım sadece! Buna gözü karalık deniyor!" dediğimde ellerini boğazıma geçirmesiyle nefes almak İçin ellerini çekmeye çalıştım, adam o kadar hırslı ve öfkeliydi ki boyun damarları şişmiş ve dişlerini sıkıyordu, gözlerimi kapattığımda birinin bağırdığını ve sonra da boğulmadığımı fark ettiğimde daha gözlerimi açamadan bir el ateş sesi duydum.
İnleme sesini duyunca gözlerimi açıp beni kurtaran kişiye baktığımda ayakta zor durduğunu gördüğüm Mirza'yı gördüm, acıyla inleyip dizlerinin üzerine yığılmasıyla panikle inleyerek yerimde doğruldum, ama bedeni benim üzerime yığılmasıyla yere uzandım, ağırlığı canımı yaksa da şu an tek düşünebildiğim ölmediği ve bir an önce hastaneye yetiştirmekti.
Ellerimi başına koyup hafifçe sarstım ve ağlamaya başladım. "Mirza ne olur aç gözlerini..."
"Ben iyiyim" dedi zorlukla, hıçkırdığımda elimi tutup sıktı. "Ağlama, iyiyim. Telefonumdan hemen babamı ara bir kaç adam göndersin..."
"Ambulans çağırmam gerek..."
"Olmaz, burada çatışma olduğunu görecekler ve işe polisler de dahil olacak. Sorunsuz olması gerek, sen dediğimi yap" dediğinde başımı salladım, üzerimden zorlukla kalkıp sırt üstü uzandı ve gözlerini kapattığında aceleyle hemen rehbere girdim, babasını buldum.
Mirza Saraçoğlu.
Uyandığımda kendimi odamda bulmuştum ve bir kaç adam vardı bana bakıyordu yüzlerinde kocaman birer gülümseme oluştu hepsinin, biri hemen odadan çıkınca ellerimle yüzümü sıvazladım ve derin nefes aldım. "Size bir şey oldu sandık gerçekten efendim"
"Korkma Salih, yine gebermedik, geberecek gibi de durmuyorum" dediğimde kıkırdadılar, çığlık sesleri beynimde yankı yapınca Merza direk aklıma geldi, endişeyle onu sormak İçin ağzımı açmıştım Kİ babam içeri girdi büyük bir mutlulukla, hemen bana sarılıp sırtımı sıvazladı ve geri çekilip gözlerimin içine baktı.
"Nasılsın oğlum daha iyi misin? Seni getirdiklerinde kendinde değildin ama iyi gördüm seni..."
"Merza nerede baba?" diye sordum direk, yatağın kenarına oturup derin bir nefes aldı ve ellerini birbirine kenetleyince gözlerimi hafifçe büyüttüm, onu o itin elinden kurtardığımı hatırlıyorum, adamı da yaraladım! Merza'nın başına kötü bir şey gelemezdi! "Baba nerede o neden susuyorsun!" dediğimde derin nefes aldı tekrar ve bana baktı sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirza ♾️ Merza
RomanceBaba ve oğul...babanın kardeşi, oğlunun halası olan kişi bir suikaste kurban gider, ve bunu yapanları bulmak İçin uğraşırlar, ama yerleri bulunmaz. Sadece tek bir kişi onların yerini biliyordur. O aileden doğan kız, Merza. Merza'nın ailesi bir kat...