♾️ 14. Bölüm ♾️

98 11 0
                                    

Uykuya dalar gibi olduğumda araba sarsılınca hemen gözlerimi açıp kızı sıkıca tuttum ve camlardan dışarı baktım, burnumdan soluyarak konuştum. "Ne oldu? Neydi o?"

"Basit bir çukurdu efendim"

"Eğer bir dahakine düzgün gitmezsen denk geldiğimiz çukura da seni ben gömerim! Dikkatli sür şunu"

"Kusura bakmayın" dediğinde bakışlarımı kıza çevirdim bana sarılmış bir şekilde hala uyuyordu alnı terlemişti biraz, üzerindeki pikeyi aldım ve koltuğun en uç köşesine fırlattım ve biraz serinlik gelsin diye camı açtım, kımıldamaya başlayınca başımı ona çevirdim, esnedi ve yerinde gerindi, sonra başını kucağıma koyup kıvrılarak uyumaya devam edince hafifçe gülümsedim, sarı ve yumuşak saçlarına hafifçe dokunduğumda tüylerim diken diken olmuştu.

Aaa hadi ama bak ne kadar güzel hava ve güneş? Havuza gel.

Dedi.

Gittim ve onunla gülüşerek birbirimize su sıçrattık, kahkahalarla dolu dakikalar...

Gece olduğunda ise...

Sertçe nefes alıp verdim ve dişlerimi sıkarak cebimden bir sigara çıkardım, ucunu yakıp dudaklarıma götürdüm ve sağlam bir duman çekip dışarı üfledim, gözlerimi kapattım...unuttuğum bir çok anı yanında bir bu kalmıştı, ve unuttuğum bir çok duygular yanında ise bir acı vardı, hepsi birer birer cam parçaları gibi yere sıçramıştı.

Öksürük sesi duyduğumda başımı eğip kıza baktım, kollarını belime sarıp yüzünü iyice bacaklarıma gömdü ve kaşlarını çattı, sigarayı hemen camdan fırlatıp attım ve pencereyi biraz daha aralayıp oksijen almasını sağladım.

Merza Yıldız.

Gözlerimi araladığımda araba bir yerde park halindeydi hareket etmiyorduk gözlerimi kırpıştırıp kaşlarımı çattım ve yerimde doğruldum araba da sadece ben vardım, gözlerimi hafifçe büyütüp etrafa bakındım ama ne Mirza vardı nede başka araçlar vardı!

Korkmaya başlayarak arabadan çıkmak için kapıyı açmaya çalıştım ama açılmadı. Kilitliydi.

Endişeyle yüzümü buruşturup cama vurmaya başladım ama etrafta kimse yoktu, o sırada birinin kapıları açtığını gördüm rahatlamaya başladım Mirza olmalıydı, kapı açıldı ve biri bindi kaşlarımı çatıp perdeyi araladığımda tanımadığım bir adamın bana baktıktan sonra arabayı çalıştırdığını fark etmemle az önceki korkumun üzerine iki kat daha arttı. "Ne oluyor kimsin sen? Nereye götüreceksin beni" dememle daha cevap vermesine fırsat vermeden hemen kapıyı açtım, arkamdan bağırdı.

"Arabaya binin..." hızla koşmaya başladım, diğer yandan arkamı kontrol ediyordum takip ediyor mu diye ve arabadan çıkıp bana doğru koştuğunu görünce çığlık atıp korkuyla son gücümle koşmaya devam ederken karşıma bir anda bir adam çıkmasıyla göğüs göğüse çarpıştık, acıyla bağırıp sendelediğimde kollarıyla belimi sıkıca sardı ve beni tuttu, her şey o kadar saniyelik olmuştu ki idrak edemedim, korkuyla ve titreyerek beni tutan kişiye baktığımda bana sert ve aynı zaman da endişeyle bakan buz mavisi gözleri görmemle gözlerim doldu, ve rahatlayarak ona sıkıca sarıldığımda bir an afalladığını fark ettim.

"Buradasın" deyip daha çok sıkı sarıldım ve titremeye devam ettiğimde ellerini sırtıma koyup sertçe konuştu.

"Ne bu halin? Ne oldu hayırdır?" o sırada arkamdan o adamın sesini duydum.

"Efendim durdurmaya çalıştım ilk önce kaçacak sandım ve peşinden koştum..." geri çekilip Mirza'ya baktığımda bana tek kaşı havada bakarken görünce yutkundum.

"Kaçmaya mı kalktın?" dediğinde ürktüm ama sonra kendimi toparladım ve aceleyle konuştum.

"Uyandığımda tek başımaydım korktum seni görmedim kimseyi görmedim bu tanımadığım adam hiçbir şey söylemeden arabayı çalıştırınca beni kaçıracak sandım götürecek sandım kaçmak istemedim neden kaçayım sen bana kötü davranmıyorsun ki?" dediğimde yüzü biraz yumuşadı.

"Seni bana getirecekti, arabaları park edecek yer arıyorduk sen uyuyordun, uyandırmak istemedim, diğer şöför yorgun olduğu için başkasını yönlendirdim" dediğinde gözlerine rahatlamış bir şekilde bakıp kollarına tutundum.

"Korktum ben Mirza, adam hiçbir şey demeyip bir de üstüne peşimden gelince iyice panik oldum, bilemezdim seni bana getirdiğini yada başka bir şöför olduğunu" deyip gözlerimi kapattığımda elini yanağımda hissettim, gözlerimi açıp ona baktığımda sert yüzü şimdi daha da biraz yumuşamıştı gerçi o yumuşacık bakmış olsa bile yüzü yine sert olurdu, yüz yapısı erkeksiydi ama sertti. Soğuktu. Bu beni ürkütse de davranışları bu zinciri kırıyordu.

"Benim olduğum yerde kimse seni alamaz, ve zarar da veremez...buna izin vermem" dedi gözlerimin içine bakarak, sevinçten gözlerim doldu ve gülümseyip yanağımı sildiğimde sırıttı. "Bir kere de ağlamasan, Rapunzel yerine Sulu Göz diyelim sana" dediğinde kıkırdadım, elini yanağımdan indirip belime koydu ve yürümeye başlayınca bende peşinden gittim, şöföre sertçe baktığını gördüm. "Bir dahakine açıklama yapsan iyi olur" 

"Efendim açıklayacaktım ama fırsat vermedi" dediğinde dişlerini sıktı, bende üzülmüştüm ve yüzümü buruşturdum.

"Özür dilerim şöför ağabey, ben bilemezdim" dediğimde sıcak bir gülümseme gönderdi.

"Önemli değil, patrondan ilk defa azar işitmiyorum"

"Lak lağı kes Sertaç, bin arabaya!" diye sertçe çıkışınca, Sertaç ağabey hemen dediğini yaptı, Mirza durup bana baktı ve elini kibarca çeneme koyup başımı daha çok dikleştirerek gözlerimin içine baktı. "Acıkmışsındır, kahvaltı etmek ister misin?" diye sorduğunda başımı salladım gülümseyerek.

"Olur" dediğimde hiç oyalanmadan belimi tutarak beni bir kafenin olduğu yere doğru yönlendirdi ve ilerledik.

Kahvaltımızı ettiğimizde yola koyulmak için kafeden çıktık ve arabaya bindik beni tekrar bir esneme vukuatı gelince gerindim ve gözlerimi kapatıp açtım, üç tane araba sırayla ara sokaktan çıkınca şöför de arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladık, bakışlarımı Mirza'ya çevirdiğimde dışarı bakıyordu, çekinerek sordum. "Daha ne kadar yolumuz kaldı?"

"Dokuz saat civarı" dediğinde şaşırdım.

"Yirmi saatlik yol, nasıl bu kadar geldik?"

"Şöför aralıksız direksiyon salladı"

"Yazık adama, kim bilir ne kadar yorulmuştur" dedim kaşlarımı çatarak, bana bakınca bende ona baktım, tek kaşını kaldırdı.

"Onun görevi bu, bunun İçin para alıyor" dediğinde başımı eğdim, tekrar esnediğimde yüzünde hafifçe sırıtma oluştu. "Hala uykun var sanırım ha?" dediğinde hafifçe gülümsedim.

"Uyku çok güzel...özellikle yetimhaneden uzaklaştığımdan beri çektiğim en güzel uykulardı" dediğimde sırıtması gitti ve yerine sinirli hali gelince gerginleştim.

"Artık o kötü günler bitti, merak etme" dediğinde mayışmış halde başımı salladım.

"Senin sayende" deyip başımı koltuğa koydum ve gözlerimi kapattım.

Mirza ♾️ Merza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin