Mirza ♾️ Merza

♾️ 35. Bölüm ♾️

Üç Ay Sonra.

On sekizime basmıştım ve yeni sınıfa doğru yol almıştım nihayet on sekizin bana getirdiği güzellikleri yaşayacak, kötülükleri de geride kalmıştı. Hadim amcanın ölüm haberini aldığımızda Mirza apar topar evden çıkmıştı, ve hasteneye gitmişti. Adamlar bunu yapanları bulmuştu ama işin içine polisler girince Mirza çok öfkelenmişti, onlardan intikam almayı çok istiyordu çünkü.

Bir ayımı onu teselli edip toparlamakta ve intikam konusunda nasihatler verip destek olmakla geçmişti, ama Mirza beni ilk defa o zaman dinlememişti. Haklıydı da aslında, babası suikaste kurban gitmişti tek ailesi o kalmıştı. Yanıp tutuşuyordu intikam İçin. Ve oda gidip adamların kefaretini ödedi, hapisten çıkarttı.

Ve onları işkence edebilmek için depoya götürdü.

Bu duruma normal bakabiliyordum artık, çünkü onu anlıyordum. Bende tacize falan uğradığımda o adamı öldürmek istedim, işkence etmek istedim. Ama o zamanlar çok korkuyordum, ağzımı bile açamıyordum. Mirza sayesinde hakkımı savunmayı ve güçlü olmayı öğrendim, cesaretimi onunla kazandım.

Mirza öfkesini atana kadar, yeter diyene kadar o adamlara işkence etmişti, ve benden bir şey saklamadığı için her şeyi söylemişti. Ve aradan iki ay geçmişti, Berker ve Akay aralarındaki sorunları halletmiş çok iyi anlaşılıyorlardı şimdi, hatta Akay basketbol grubuna katılmıştı, Alara Tunç'la çıkıyordu! Esin'i tahmin edin? O kanadalı Lio'yla ciddiyete doğru adım adım yaklaşıyordu!

İkisinin de adına çok sevinmiştim, Akay ve Berker tek tabanca gezseler de onlar da bir gün onları sevecek birilerini bulacaklardı, okul bittiğinde herkesle vedalaşıp bahçeye doğru yürüdüğümde arabasına yaslanmış bir Mirza görünce kocaman sırıttım, spor giyimi dikkat çekiyordu ve yanımdan geçen kızlar ona hayranlıkla bakarak geçiyorlardı, gözlerimi bayıyordum.

Kıkırdadığında, bakışlarımı ona çevirip burun kıvırdım ve yanına gittim oda kollarını açıp beni bekleyince ona sarıldım, alnımı öpüp kollarını belime doladı. "Sarışınım neler yaptı bakalım bugün?" deyip çenemi tuttu ve başımı kaldırdı, sırıtıp omuz silktim.

"Hiçbir şey, ders arkadaşlar falan" dediğimde tek kaşını kaldırdı, o sormadan söyledim bende bıkkınlıkla. "Akay da vardı ama hepimiz birdik, kızlar falan vs. Bu olayı abartma artık lütfen" dediğimde derin nefes alıp başını salladı ve alnımı öpüp göz kırptı.

"Hadi gidelim" dediğinde gülümsedim.

Güzel restorana gelmiştik ve güzelce yemeğimizi yemiştik, ardından ise sahil kenarında kağıt helva ve çay içmiştik, sonra güzel bir Clup'ün önünden geçerken merakla etrafına bakmıştım oldukça yüksek sesli şarkı çalıyordu insanlar kuyruğa girmişti resmen, hevesle Mirza'ya baktığımda takım elbisesinin yakalarını düzeliyordu, beyimiz spor giyiminden sıkılıp resmî giyinmeyi özlemişti. Bende hazır eve uğramışken üzerimdeki okul formalarını çıkarıp güzel bir kırmızı elbise giyerek ve tabi Mirza'nın gözüne uygun bir şekilde kapalı elbiseyle kombin yapmıştım, siyah simli topuklu ayakkabılarla.
Gülümseyerek kolunu tuttuğumda bakışlarını bana çevirdi ve sırıttı. "Ne oldu güzelim?"

"Girelim mi?" diye sordum mutlulukla, bakışlarını Clup'e çevirdi ve kaşlarını çatıp başını iki yana salladı.

"Hayatta olmaz gülüm..."

"Ama neden?"

"Clup dediğin ne biliyor musun? Milletin içinde yiyişen açıkça porno çeken insanlar, esrar çekenler, içip sarhoş olan köpekler var, hayatta olmaz..."

"Lütfen Mirza, ne olur!" dediğimde başını iki yana salladı ve yetmezmiş gibi kaşlarını havaya kaldırıp büyük ciddiyle başını tekrar iki yana salladı.