Yirmi bir

14.8K 915 60
                                    

Aziz ve Deniz'in olduğu bölümlerde onlara ait kısımların heyecanı kaybolmasın diye ortak sahneler dışında Mehmet ve Tuncay ikilisine pek fazla yer vermemeye çalışıyorum.

O yüzden çok fazla olmamakla birlikte ara ara onlara özel bölümler yazacağım diye düşünüyorum ki bu bölüm de onlardan biri.

Bu çifti de merak edenlere keyifli okumalar :)

_


M🖤

T🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

T🖤

Yazar'dan;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yazar'dan;

-Aziz abi ile Deniz baş başa kalsın diye kalktık öyle ama nereye gidiyoruz, eve mi geçeceğiz?

-Bilmiyorum.

Mehmet'in verdiği sert ve soğuk cevaba karşı Tuncay birkaç saniye öylece yüzüne baksa da Mehmet gözünü yoldan ayırmadı.

-Birşey mi oldu?

Mehmet sanki bu soruyu bekliyormuş gibi arabayı kenara çekip sertçe frene bastı.

-Ne yapıyorsun lan camdan uçuyordum.

-Kimdi o yılışık herif?

-Ney?

-Çağrı mı ne haltsa o işte.

Derken hala bakışlarını sağda solda gezdiriyordu öfkeden. Mehmet'in bu haline karşı Tuncay'ın dudakları kıvrıldığında Mehmet Tuncay'ın yüz ifadesini farketti.

-Lan ne gülüyorsun soru soruyorum sana kimdi o adam?

-Çağrı.

Dedi ismin son harfini uzatarak.

-Tamam işte kim o sikik herif.

-Aa ne kadar ayıp. Üniversiteden arkadaşım, üniversiteyi bitirdiğimizde yurtdışına gitti sonra da kopmuş işte bağımız.

-Ben niye tanımıyorum?

-Bizim bölümden değil de ondan. Sadece kalabalık gruplarda bir araya gelirdik.

-

-Hem ne oldu sen sevmedin galiba?

-Sevmedim! Ağzının içine düşüyordu az daha.

-Hmm kıskandık mı ne?

-Ne kıskanacağım oğlum. Ben dikkat et diye söylüyorum..

Derken Tuncay tabii tabii anlamında kafasını salladı, gülmemek için kendini zor tutarken.

-Görüşmeyeceksin değil mi?

-Görüşeceğim tabii ki saçmalama.

-İyi o zaman ben de gelirim.

-Aman da aman sen; Ben Çağrıyla tekrar yakınlık kurup seni bırakırım falan mı sandın?

-Sen beni bırakmazsın. Sence ben kendimi o hıyarla bir tutacak adam mıyım?

-Kıskandığında içinden çıkanı farkediyorsun değil mi?

-Tuncay!

-Tamam kıskanmıyorsun, demedim birşey.

Diyerek iki elini havaya kaldırarak kahkaha attığında Mehmette kendini tutamayıp güldü.

-Ayrıca ikinizi aynı kefeye koyma da zaten. Değil Çağrı, sülalesini toplasan asla sen edemezler. Kim senin kadar hayatımın tamamını kaplıyor ki? Ayrıca Çağrı gerçekten düşündüğün gibi biri değil. Ki olsa bile ben kendimi kötü insanlara karşı koruyabilirim Mehmet.

-Korursun tabii yavrum ona birşey dediğim yok. Ama sen de beni anla işte paylaşamıyorum seni kimseyle.

-Ve sonunda itiraf edilir.

-Evet paylaşamıyorum ne var? Hem sen sanki paylaşabiliyorsunda..

-Doğru.

-Gel buraya!

Diyerek Tuncayın yanağını sıkıca öptükten sonra kaldırdığı elini önce yüzünde, sonra saçlarına gezdirmeye başladı.

Tuncay ise hiç bir tepki vermeden bu anın tadını çıkarıyordu sadece.

-Ne olacak bizim bu halimiz hiç bilmiyorum.

-Ne varmış ki halimizde?

-Çocuktuk , ergendik hadi neyse de koca adamlar olduk hala ne sen bensiz, ne ben sensiz bir yere adım atamıyorum.

-Bu seni rahatsız mı ediyor peki?

Deyip beklenti içerisinde Mehmet'in gözlerine bakarken Mehmet'in gülümsemesi daha da büyümüştü.

-Sence böyle birşey mümkün mü başımın belası?

-O zaman neden halimiz ne olacak diyorsun ki. Bugüne kadar birbirimizin yanında nasıl olduysak yine olmaya devam edeceğiz işte.

-İşte ya bir gün..

-Bir gün?

-İkimizden biri evlenirse-

Dediğinde duyduğu şey karşısında gözleri dolmuştu bile Tuncay'ın. Bu ihtimali daha önce de düşünmüştü ve Mehmet'in bir gün yuva kurduğunda eşinin, çocuklarının aralarında ki bu yakınlığa mesafe koyacak olmasına ne kadar üzülse de sırf onun mutluluğu için kabul edebilir diye düşünmüştü. Hatta ederdide..fakat şimdi bunu bu şekilde, aniden duymak hazırlıksız yakalandığı bir durumdu işte.

-Biri mi var?

-Yok lan kimse yok. Sadece düşünüyorum işte..
Senin aklına hiç gelmiyor mu? Yani illa ki birilerini sevip evleneceğiz.

-Geliyor tabii ki. Zaten anamla neredeyse üç öğün bunu konuşur olduk ama ben istemiyorum. Yani şuan böyle bir düşüncem yok.

-Biz de öyle vallaha. Birde ben tek çocuğum ya, işimi de elime aldım. Yaşımda geldi geçiyor, bu yüzden nereye kadar oyalayabilirim bilmiyorum.

-

-Ama sonuçta bir gün evlensek bile kopmayız bence. Yani ben kopmam en azından senden, sen de öyle değil mi?

Derken bu söylediğinin pek mümkün olmayacağını kendisi de biliyordu ama Tuncayı da kendisini de üzmemek için hızlıca kapatmaya çalışıyordu açtığı konuyu.

-Bilmem öyle olur herhalde.

-Olur olur. Biz bir ömürü paylaştık lan seninle, kim girebilirmiş Mehmet ve Tuncay'ın arasına?

Deyip Tuncay'ın yanağına tekrar sıkı bir öpücük kondururken Tuncay'ın da kendisini öpmesi için işaret parmağını yanağına dokundurdu üç kere.

Düşmanın Oğlu - GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin