Altmış dört

4.1K 384 30
                                    

Herkese keyifli okumalar :)

_

Yazar'dan;

Gözlerini açtığında etrafı bulanık bir şekilde gören Deniz tekrar kapattı gözünü. Kendisinde hareket edecek ve gözlerini açacak gücü bulamadığı için acı ile birkaç kısık inleme çıkardı dudaklarından.

Bir süre sonra gücünü tekrar toplayıp tekrar açtı gözünü. Sağ tarafında duran Aziz'e baktığında baygın halde ve kanlar içinde olduğunu görüp kendi alnından akan kanı umursamadan kemerini çözüp arabadan inmeye çalıştı.

Şoför kapısını açıp arabadan tutunarak inip bacaklarında ki ve kollarında ki ağrılar umrunda bile olmadan yolcu koltuğunun olduğu kapıyı açmaya çalışsa da kapının sıkıştığını farkederek tekrar arabaya geri döndü.

Açık olan tek kapıdan içeri geçip Aziz'in sıkışan kemerini çam parçalarından biri ile kestikten sonra her iki koltuk altından kavrayarak sırtını bedenine yaslar bir şekilde dumanlar çıkan ve yanma tehlikesi olan arabadan çıkarıp birkaç metre kenara sürükleyip boynuna ve kırık olabilecek yerlerine dikkat ederek yere yatırdı.

Ardından zorda olsa açabildiği arka kapılardan birinden aynı şekilde Çağrı ve Eray'ı da sırasıyla çıkartarak Aziz'in yanına getirip yere yatırdı.

Kendisiyle beraber diğerlerinin üzerinde olan ceketleri ise çıkartıp örtü olarak kafalarının altlarında kalacak bir şekilde kullanmıştı, herhangi taş parçaları zarar vermesin diye.

Sırayla üçünün de nabzını kontrol ettğinde yaşadıklarını görüp derin bir nefes verdi. O sırada içlerinden nabzı zayıf atan ve kan kaybeden sadece Azizdi.

Arabanın içinde bulunan ilk yardım çantasını getirerek kanayan yarasını temizledikten sonra gömleğini çıkartarak yarasının üzerine sıkı bir şekilde uyguladı.

Gömleğini çıkardığında altında ki beyaz tshirt'ünün yarısının kana bulanması ve karnında ki derin bir kesik umrunda bile değildi. 

Aziz'in nabzını sık sık kontrol ederken bir yandan da sağlam kalmış olmasını umut ettiği diğer telefonları aramaya başladı. Ancak kendi telefonu dışında sadece bir telefon bulmuş ve onun da aynı şekilde kırık olduğunu gördüğünde sinirle ağlamaya başlamıştı.

Civarda ki köylere ulaşıp yardım istemesi ise uzun süreceği için ve yaralarından dolayı kendi hareketleri kısıtlı olduğu için diğerlerinin başına geri döndü.

Aziz'in nabızını kontrol ettiğinde nabız alamadığını gördüğünde panikle yerinden doğrulup dizleri üzerinde yükselerek tekrar tekrar kontrol etti nabzını.

Nabızın olmadığından emin olduğundaysa kalp masajı yapmaya başladı.

Ancak bir süre masaj yapsa da nabzı geri gelmemişti hala.

-Hayır, hayır! Şimdi değil Aziz lütfen şimdi değil.

Diyerek ısrarla birkaç kere daha yaptığında Aziz'in dudakları aralanmış ve derin bir nefes vermişti. O sırada nabzı da tekrar atmaya başlamıştı ancak kan kaybettiği için zaman azdı. Elde ise önlemek için hiçbir şey yoktu.

Ayağa kalkıp birilerini veya bir ev bulabilme umudu ile etrafa baktığında gelen belli belirsiz inleme sesine döndü bakışları.

Yanlarında tekrar gittiğinde sesin Çağrıdan geldiğini anladığında yanına gidip başını dikkatlice dizileri üzerine aldı.

-Ahh..

-Tamam, iyisin. Hepimiz iyiyiz yorma kendini.

-Ahhh! E...Er...

Düşmanın Oğlu - GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin