-Ben anlamadım, tanıyorum derken?
-Hatırlıyorum, seni hatırlıyorum.
Diyerek kendine çekip tekrar sarıldı bana.
Her şeyi hatırlamış mıydı yani?
Bu kadar kısa sürede işe yaramış mıydı yaptıklarımız.Şaşkınca kollarının arasından ayrılıp heyecanla sordum.
-Nasıl yani şimdi sen her şeyi-
-Her şeyi değil maalesef ama seni hatırlıyorum. Yani seninle olan bir anımızı hatırladım.
Bu kadarı bile o kadar iyi bir gelişmeydi ki. O anki sevinçle ben de Aziz'e sarıldığımda belimi nazikçe kavrayarak çenesini omuzuma yerleştirdi.
Bu halde birkaç saniye kaldıktan sonra beraber kanepeye oturup konuştuk durumu.
-Nasıl oldu bu?
-Gece oldu. Kötü bir baş ağrısıyla kalktım sonra..
Sonra sanki o gün hep zihnimdeymiş gibi canlanmaya başladı. O kadar tuhaftı ki Deniz, anlatamam.-Peki ne hatırladın?
-O günü. Seni dondurmacıya götürdüğüm günü..
Hani Sedat abi herkese birer dondurma almıştı da sen hastaydın ya annen izin vermiyordu. Seni dondurmacıya götürmüştüm hatta sadece bir tane kakaolu dondurma kalmış diye birde kızmıştın bana.-
-Böyle olmuştu değil mi yanlış hatırlamıyorum?
Derken gözlerimin içine doğrulamamı ister gibi beklentiyle baktı. En ufak bir anıyı bile yıllarca hatırlamayı beklerken, şuan baya baya birşeyler hatırlıyor oluşunun dün olanlardan sonra zihninin ona oynadığı bir oyun olmasını istemiyordu.
Beklenti dolu bakışlarına dudaklarım kıvrıldığında o da gülümsedi.
Evet, tam olarak böyle yaşanmıştı o gün. Hatta o benden daha fazlasını bile hatırlıyordu.
-Neredeyse iyiki konakta tatsızlık çıktı diyeceğim. Şaka gibi, baya baya hatırlıyorum.
-Bence diyebilirsin. Tamam hoş bir olay değildi yaşanan belki ama çok güzel bir şeye vesile oldu.
Dedim çok kelimesinin son harifine iyice bastırarak.
İlk kez bu kadar, dişlerini gösterircesine gülümserken görüyordum onu.
Galiba Beyhan hanım haklıydı..
Kazanın üzerinden yedi sene geçmiş, ailesiyle yeniden tanışmış, bir sürü yeni anılar biriktirmişti ama içinde bulunduğu dünyaya kendini o kadar yabancı hissediyordu ki..
Zaman içerisinde gülmenin bile nasıl birşey olduğunu unutmuş durumdaydı.
Ve benimle beraber Sedat abiyi, Gülendam ablayı ve belki o gün orada olan diğerlerini hatırlaması o kadar güzel bir gelişmeydi ki.
-Bunu doktoruna mutlaka bildirmemiz gerek. Bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğimiz çok önemli.
-Haklısın. Şey ben gelmişken kalalım dedim bu arada ama..
-Şuan kalmamız senin durumundan önemli değil. Hazırlanıp çıkalım biran önce. Hem bu güzel haberi seni seven herkes duymayı hakediyor.
Heyecanla yerinden doğrulup üzerini değiştirmek için tekli koltukta duran giyeceklerine yönelirken ben de üzerimi değiştirmek için banyoya geçtim.
Hazır olduğumuzda heyecanla arabaya atlayıp konağın yolunu tutmuştuk.
-Ben çok özür dilerim abi..
Biliyorum yaptığımın hiçbir özürü hiçbir affı olamaz belki ama yine de çok özür dilerim. Dinlemem anlamam lazımdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşmanın Oğlu - Gay
Fiksi Remaja[TAMAMLANDI] Birbirlerine düşman iki akraba ailenin zoraki evlendirilen çocukları Deniz ve Aziz'in hikayesi 🖤 Bu kitap'ın geçtiği evrende eşcinsel evlilikler yasaldır! Başlangıç: 01.03.23 Bitiş: 30.05.23