Elli dokuz (+18)

9.5K 387 74
                                    

Bu ara bölümlerde smutlar peş peşe geliyor farkındayım ama kitapta ki ilk ve tek smut 34.Bölümde Aziz ve Deniz'e ait olduğu için diğer iki çiftimize de yazayım dedim. E onlara yazarken Aziz ve Deniz'e bir tane daha yazmasam olmazdı ;)

Son smutumuzu da okuyalım, sonra yine kaostan devam 💥

Keyifli okumalar ❤️

_

Deniz'den;

Aziz ile çıktığımız yemeğin dönüşünde Vedat denen kumarbaz ve ailesinin evinin önünden geçerken yolu tıkayan birkaç polis arabası yüzünden arabayı durdurup indik.

Aziz neler olduğuna anlam vermeye çalışsa da benim olanları anlamam uzun sürmedi.

Vedat denen o şerefsiz polisler eşliğinde arabaya bindirilerken göz göze geldiğimizde bağırmaya başladı.

-Sen yaptın değil mi? Mahvettin lan hayatımı, mahvettin!!!

Vedat'ın polis arabasına binerken son kez söylediklerine karşı Aziz, gurur dolu bir ifade ile bana bakıp elimi tuttu.

Polis arabaları evin önünden çekildiğinde biz de beraber konağa vardık. Daha kapıyı açıp avluya girmeden avludan gelen sesleri duyabilmiştik.

-Yeter artık gelin, kendine gel haddini bil!

-Neredeler dedim, o Mehmet benim oğlumu, çocuğumu nereye götürdü?

-Bilmiyorum kadın neden anlamıyorsun. Ortadan kaybolan bir tek senin oğlun mu? Benim de evladım çekti gitti. Bilsem kolundan tutup getirmez miyim eve.

Dediğinde gözlerimi devirdim söylediklerine. Sanki sekiz yaşında iki çocuktan bahsediyorlardı.

-Ama yok, hatanın büyüğünü ben ettim ben. Tutacaktım kolundan gerekirse zorla oturtacaktım Tuncay'ı o nikah masasına. Gerekirse zorla ayıracaktım onu Mehmet'in dibinden.

-Bana bak sen lafı nereye vardırmaya çalışıyorsun çıkar hele ağzında ki baklayı. Mehmet mi sebep oldu demeye getiriyorsun sen he?

-Getirmiyorum, söylüyorum! Benim oğlumun kafasını karıştıran da, onu kendisine benzetmeye çalışan da Mehmet. Benim oğlum böyle değildi, çocuk o ne anlar.

-Yeter artık Handan kendine gel! Günlerdir tüm laf sokmalarına ses çıkarmadım ama yeter artık. Benim oğlum kimsenin kafasını karıştırmaz, öyle biri de değil. O hep kardeşi gibi gördü, kardeşi gibi sevdi Tuncay'ı.

Derken öyle biri lafını üzerimize alınsakta ses çıkarmadık. Sonuçta durum daha yeniydi ve Handan hanım ile Ümran halanın kabullenmesi de haliyle zor olacaktı. Özellikle herkes yıllardır ikisini de heteroseksüel zannederken.

-Tabii ya o yüzden mi kaçırdı oğlanı? Biz ona Tuncay'ı emanet ettik emanet. Tuncay deli doldudur ama Mehmet abisinin yanında yanlış birşey yapmaz dedik. Meğerse yanlışın ta kendisiymiş Mehmet. Bu kadar dilinden düşürmemesinden, dibinden ayrılmamasından anlamamız gerekiyordu.

Sesler iyice yükseldiğinde duyan geldiği için tüm konak avlunun ortasında toplanmıştık yine.

Tek bir günümüz olaysız geçecek miydi acaba?

-Aziz oğlum sende mi bilmiyorsun yerini ha çocuğum? Belki sana söylemişlerdir.

-Söylemediler Handan hanım. Biz de en son havaalanındayken gördük Tuncay ve Mehmet'i.

-Sana değil kocana sordum. Bırakta o cevap versin.

-Deniz gereken cevabı verdi yenge. Bilmiyoruz nerede olduklarını.

Düşmanın Oğlu - GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin