Elli

6K 463 200
                                    

200.Bin olmuşuz! Hepinize çok teşekkür ediyorum❤️

Ellinci bölüm ve ikiyüz bin oluşumuzun şerefine kaos dolu bir bölüm bırakıyorum şuraya 💣

_

Deniz'den;

Elimde ki kağıt parçasına bir süre öylece baktıktan sonra buruşturup çöpe attım.

Daha önce de benzer bir not gelmişti eve. Hatta benim bu konağa gelmeme, Aziz ile hikayemizin başlamasına neden olan bir not.

O zamanlar babamın ölümünü fırsat bilen ve iki ailenin birbirine düşman olduğundan haberdar birinin bunu yaptığını düşünmüştüm.

Ortada hiçbir kanıt yokken sırf bir kağıt parçasına babamı Sedat'ın öldürdüğünü yazdılar diye buna inanıp ortalığı ateşe vermek mantıksızlıktı.

Şimdi ise herhangi bir isim yazmıyor sadece para hazırlamam isteniyordu. Sırf eve saçma sapan bir not geldi diye bir milyonu gözden çıkaracak veya moralimi bozacak kadar aptal değildim.

Eğer böyle birşey söyleniyorsa önce bunu kanıtlanması gerekirdi.

Yatağıma geçip, kulaklıklarımı takarak sakinleştirici bir müzik eşliğinde uyumayı seçtim.

Sabah olduğunda Alev konağa gelmiş ve onun için ayırdığımız odaya yerleşmişti bile.

-Deniz!

Beyhan hanım'ın tam olarak ne zaman devreye gireceğini merak etmeye başlarken adımı seslenmesi ile durdum.

-Efendim Beyhan hanım?

-Ne demek oluyor bu? Birde evi yapalım isterseniz o kadının üstüne.

-Kahvaltı masasında Aziz gayet aydınlatıcı bir açıklama yaptı.

-O kadın bu evde barınamaz. Torunumu kaçırmış bir caniyi oldu olacak hanım yapalım konağa.

-Peki, bunu Aziz ile konuşun o zaman. Eğer ikna edebilirseniz konağın dışında yaşar Alev de. Çünkü bu kararı veren, konakta gözümüzün önünde olsun diyen kendisiydi ben değil. Gerçi bana kalsa gayet makul bir düşünce ama siz rahatsız oluyorsanız dediğim gibi Aziz ile konuşabilirsiniz.

-Eşi sensin, konuşmakta sana düşer bana değil.

-Üzgünüm ama konuşamam. Dediğim gibi ben bu kararı destekliyorum..

-Flashback-

-Bak ne diyeceğim

-Ne?

-Diyorum ki o kadına konakta bir oda mı hazırlasak acaba?

-Ne?! Şaka mı yapıyorsun..

-Hayır ben gayet ciddiyim.

-Bak ben onu affedelim dedim Aziz ama onun acısı ile empati yapabildiğim için, onu anlamaya çalıştığım için dedim. Zaten cezasını çekecek ha bir akıl hastanesine yattı ha diğer türlü oldu farkeder mi diye düşündüm.

-İşte ben de diyorum ki tedavisini olurken burada olsun, bizim gözetimimizde gidip gelsin doktora. Diğer zamanlarda da gözümüzün önünde dursun. Ne demişler? Dostunu yakın tut, düşmanını daha yakın.

-Ya Umuta...

-Zannetmiyorum bir zarar verebileceğini. Hem Umut'u oğlu yerine koymuş demiyor muydun? Umut'u görebileceğini, onunla yakınlık kurabileceğini bilmediği için, izin vereceğimizi düşünmediği için böyle yapmış olmalı. Ayrıca bir kötülüğü başka bir kötülük ile cevap vermek en kolay. O acılı bir anne ve onu öylece hapise attırarak hayatını kaydırmış olmamız zaten mahvolmuş hayatını daha da mahveder. Ama onu yeniden kazandırabiliriz belki hayata, insanlara..

Düşmanın Oğlu - GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin