Ne Var Ki - HayatGece attığı mesajlardan sonra tek yaptığım yatağımda oturup sabah olmasını beklemek olmuştu.
Adamın sağlıklı olduğunu düşünmüyordum. Staj dönemimde birkaç defa böyle şeylere denk gelmiştim. Ama hiç başıma geleceğini düşünmüyordum.
Zaten nerede bir terslik varsa beni bulurdu. Şu zamana kadar yaşadıklarımı nasıl atlattığımı da anlamıyordum.
Kolay şeyler geçmemişti başımdan ama hiçbiri beni hayattan koparamamıştı. Bunun nasıl olduğunu bilmiyordum. İçimde tutmakta kolay değildi, tüm başımdan geçenleri anlatmak istiyordum.
Bağırıp çağırmak hatta saatlerce ağlamak istiyordum. İçimde biriktirdiklerim çok fazlaydı ve lanet gibi kimse anlamıyordu. Kimseye belli edemiyordum paramparça olduğumu.
Şu gülüşümü durduramıyordum. Kötü şeyler yaşadıkça daha çok gülen birine dönüşüyordum. Bu benim lanetimdi. Benim lanetim açımı yaşayamamaktı. Elimde olmadan gelişiyordu bu.
Bir gün anlatacaktım ama beni asla yargılayamayacak birine. Beni tanımayan ve tanımayacak olan birine. O zaman belki bu yükü hafifletebilirdim. Birinin beni bildiğini, anladığını hissedersem daha iyi olacaktım.
Kardeşime bu adamdan bahsetmek için bekliyordum. O bana biraz bilgi verebilirdi. Bu adamın hastalığı hakkında bilgi sahibi olursam eğer belki kendimi korumak için daha fazla önlem alırdım.
Kafam bu kadar doluyken uyuyamayacağımı anlayıp derin bir nefes aldıktan sonra yataktan çıktım. Zaten tek başıma uyumakta zorlanan biriyken bu adamın tehditleri iyice uykularımı kaçırmıştı.
Gri pijama takımımla çalışma masama doğru ilerledim. Lambamı yakıp kitaplarımı çıkardım. Anatomi çalışıp vaktimi değerlendirecektim. Genetikle daha çok ilgilensemde insan vücuduyla ilgili şeylerde bende fazlasıyla merak uyandırıyordu.
Uyumadığım için biraz başım ağrıyordu. Başımın ağrısı çok rahatsız edici olmadığı için ilaç kullanmamayı tercih ettim. Gözlerimi ovuşturduktan sonra kitabıma gömüldüm. Zor saatler beni bekliyordu.
...
"Biz asansörle ineceğiz Ayliz'de öyle istiyor. Değil mi Ayliz?"
"İstiyor musun kızım?"
Mutlulukla kafamı hızlı hızlı salladım. Asansöre binmek çok heyecan vericiydi. İçim gıdıklanıyordu.
Annem de ikna olup onaylarcasına kafasını salladı. Akrabamız olan adam beni asansöre bindirirken annemler merdivene yöneldi.
Asansörün kapısı kapandığında adam elini omzumdan göğsüme doğru indirdi. Şaşırdım, burası ayıp bölge değil miydi? Ben mi yanlış biliyordum yoksa?
"Amca ne yapıyorsun dokunma orama!"
"Seni seviyorum işte Ayliz, neden şaşırdın ki bu normal bir şey."
Sözlerine inanıp inanmama konusunda kararsızdım. Normal miydi? Bilmiyordum ki ama büyükler bilirdi. Bende normal olduğu için sustum. Adam göğüsümden ellerini çekip bacak arama yöneldi ve kilotlu çorabımı indirdi. Hayır bunu yapmamalıydı.
Ama bunlar normal miydi?
Asansör neden artık açılmıyordu. Adam dizlerinin üzerine çöküp kafasını yaklaştırdı. Ellerimle onu engellemeye çalışıyordum. Bu çok iğrençti, karnım gıdıklanmıyordu fazlasıyla acıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Yangını
Teen FictionGüzel adamlar güzel severdi. ~ "Ruhumun yangını, en güzel yangınım. Bir kere göreyim yüzünü.." Bana en güzel yangınım diyordu, en acı yangınım oydu. Kendimi sıktım ağlamamak için. Kalp atışlarım kaburgamı incitti. Ben ağlamadım ama ruhum ağladı, h...