29

64 8 0
                                    

Dolu Kadehi Ters Tut - Madem

...

"Başlayacağım sana lan! Ayliz'i nereden tanıyorsun?"

Koridordan gelen bağırma sesiyle kaşlarımı çatıp Atlas'tan ayrıldım.

Ne oluyordu yahu?!

Yiğit'in sesi oldukça kızgın çıkarken onu bu kadar sinirlendirenin kim olduğunu fazlasıyla merak etmiştim.

Hızlı ve büyük adımlarla yanımıza yaklaşan Yiğit'e doğru ben de birkaç adım attım.

"Seni merak etmiş bu lavuk."

Atlas'ın şaşkın bakışlarıyla karşılaşınca boğazını temizledi.

"Afedersiniz komutanım."

Onun bu hâline kıkırdayıp gizli numaradan arayan kişiyle konuşmak için telefonu kulağıma yanaştırdım.

"Telefonunu neden yanına almıyorsun?"

Konuşan kişinin kızgın sesi kulağımı doldururken suçlulukla gözlerimi kapattım. Endişelenmişti sanırım. Daha önce bu sesi duymadığımı düşünüyordum.

"Sen.. kimsin?"

"Kuzey ben. Saatlerdir neredesin?"

Kuzey'in sesini de duyduğuma göre bir tek yüzünün tamamını görmek kalmıştı. Ayrıca o kadar olmuş muydu ya? Oysaki en fazla iki saattir telefonuma bakmadığımı düşünüyordum. Onlarlayken vakit su gibi akıp geçiyordu.

"Özür dilerim. Birkaç olay oldu da.. Sana anlatayım birazdan. Yiğit'i çok sinirlendirmişsin."

Keyifli bir kâhkaha attığında ben de sırıttım. Yiğit sinirlenince tatlı hâlinden sıyrılıp fazla çekici oluyordu. Kaşlarını çatmış bana bakarken Atlas'a beni şikayet edermiş gibi baktı. Yiğit yapma böyle ısıracağım.

"Çok gergin ya, bir papatya çayı verin siz ona. Hadi sen de anlat neler olduğunu."

Nedense Yiğit'i bilerek aradığını düşünüyordum.. Daha önceden de Yiğit hakkında konuşmuşluğumuz vardı.

"Tamam, odama geçince sana yazarım. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp sevimli olduğunu düşündüğüm bir yüz ifadesiyle Atlas ve Yiğit'e döndüm. Atlas yüzünü ifadesiz tutmaya çalışırken merakını gizleyemiyordu. Yiğit ise.. Hiç sinirlendiğini gizleme çabasına girişmiyordu.

"Ben odama geçeyim."

Kenardan geçmeye çalışırken Atlas önüme geçti. Meraklanmış görünüyordu.

"Konuştuğun kişi kimdi?"

"Hesap mı vereceğim?"

Ben ona kızgın bakışlar atarken o bu bakışlarımdan hiç etkilenmişe benzemiyordu.

"Hayır, hesap vermeni istemedim. O adamı sen söylemeden de bulabilirim."

Gıcık gıcık konuştuğunda ona göz devirmemek için kendimi tuttum.

"Kolay gelsin o zaman sana. Hadi iyi geceler."

Elimde olmadan kolunu okşamıştım ve o da anlık olarak dikkatini kolunda olan elime vermişti. Böyle ufak bir dokunuşla dikkatinin dağılması hoşuma gitmişti.

"İyi geceler Ayın kızı."

"İyi geceler Ayliz."

Yiğit'te Atlas'ın ardından konuşup cümlesinin bitmesiyle birlikte uzaklaşmaya başladı. Atlas'ta onun yanında ilerliyordu. Atlas'a kaydı bakışlarım. Bu adam bugün ayrı bir karizmatik görünüyordu. Bir iç çekip odama girdikten sonra kapımı kilitledim.

Ruh Yangını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin