9

123 8 0
                                    


Elyas & Taha - Sen Mavi Deniz

Ayliz

Odadan çıkınca rahatlayarak bir nefes aldım. Böyle bir ortamda böyle bir adamın yanında gerilmemek elde değildi.

Odadan çıkınca duvarda dizilmiş arkadaşlarımı ve yanlarındaki askerleri görünce suçlu akrabalarını bekleyen kişilere benzettim onları. Hepsi tedirgin tedirgin bana bakıyordu.

Buraya geldiğimizden beri yanımızda olan asker bana kaşlarını çatarak baktı. Birini hatırlamaya çalışıyor gibiydi. Sonra istediğini alamamış gibi kafasını sağa sola sallayıp gözlerini başka bir yöne çevirdi.

Üstelemeden Buğlem ve Beste'nin yanına yavaş ve küçük adımlarla ilerledim.

"Ne dedi?"

Buğlem hemen sorusunu sorarken Beste susup Baran'a ters ters bakmayı tercih etmişti.

"Düzgün bir yere geçelim anlatayım."

Kafasıyla onayladı beni. Bende kafamı çevirip Atlas'a baktım. Yanına gidip konuşmam gerekiyordu.

"Biraz bekler misiniz? Atlas'la konuşmam gerekiyor."

"Tamam bekliyoruz."

Onlardan uzaklaşıp yönümü Atlas'a çevirdim. Yanına ilerlediğimde takip etmemi istediğini gösteren bir baş hareketi yapıp önümden ilerledi. Beyfendiye bak!

Ben seninle burada konuşmak istiyorum belki adam. Nereye gidiyorsun?!

Her zaman yaptığım gibi içimden saydırıyordum, yüzüne söyleyemezdim şimdilik. Beni koruyacaktı o kadar, sonra saydırırdım.

Döndüğümüz koridorun ilerisinde bir odaya girince onun peşinden odaya girip kapıyı kapattım. Biraz sert kapatmış olabilirdim.

"Buraya gelmemize gerek yoktu. Orada da konuşabilirdik."

Duruşunu bozup duvara yaslandı. Çok karizmatik görünüyordu şu an. Yüzü çoğu zaman olduğu gibi ifadesizdi.

"Kimsenin konuştuklarımızı duymasını istemiyorum. Her şey aramızda kalacak. Üçüncü bir kişi olmayacak."

"Ben, Beste ve Buğlem bir kişi sayılırız zaten. Sorun yok o zaman. "

"Çocukluk yapma."

"Onlardan hiçbir şey saklamayacağım."

"Kimseye söylemeyeceksin Ayliz."

"Sanane be! İstediğime söylerim."

Yüzü sertleşti. Solukları hızlandı. Yumruğunu sıkıp yanıma doğru yürüdü. Odanın ortasında durduğum için yanıma varması uzun sürmemişti.

"Söylemeyeceksin."

Histerik bir kâhkaha kaçtı ağzımdan.

"Bana ne yapacağımı söyleme. "

Bıkkınca bir soluk verdi. Aramızdaki iki adımlık mesafeyi kapatınca gerildim ve bir adım geriye gittim. Bir adım daha geldi ve bir adım daha geriledim. Bana yaklaştıkça nefeslerin hızlanıyordu. Yakınlığı çok farklı bir his veriyordu. Güven, korku ve tanımlayamadığım bir duygu.

"Odamdasın ne kadar kaçabilirsin ki?"

"İstediğim kadar kaçabilirim.."

Yani inşallah kaçabilirim. Kahveleri gittikçe koyulaştı. Gözlerini gözlerime dikmişti. Kalbim hızlandı.

Ruh Yangını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin