28

68 10 2
                                    

Yüzyüzeyken Konuşuruz - Battı Gemim

...

Düşünceli düşünceli odama doğru gidip hangi soruya cevap vereceğimi düşünmeye başladım.

Atlas bana çiçek almıştı, ki bulunduğumuz yerde bu oldukça zordu. İki dizinin üzerine çöküp bana onu affetmem için yalvarmıştı.

Aslında dün gece yaşanan olay için samimi bir özür dileyip çiçek almakla kalabilirdi, yine affederdim. Ama o yalvarmıştı, çünkü sadece dün için özür dilemiyordu.

Hastanede geçirdiğim günler için, taciz edildiğim için, bacaklarım kesiklerle dolduğu için, psikolojik tedavi gördüğüm için özür diliyordu.

Aldığı çiçeklere birkaç kere denk gelmiştim. Ortanca çiçeğiydi isimleri. Hatta bir hikayesi bile vardı bu çiçeklerin.

Fazla hatırlamadığım için arama motoruna yazıp çıkan sonucu okudum.

Hiç kimseden özür dilemeyen, kimsenin gönlünü almayan ve son derece gururlu Japon İmparatoru, sevdiği kızı onu bir daha hiç göremeyecek ailesinden mahrum bıraktığından ötürü, ona bir demet ortanca çiçeği gönderip özür dilemiştir. Bu yüzden de ortanca çiçekleri içten bir biçimde özür dilemeyi simgeleyen bir çiçektir.

Sırıtarak girdiğim siteden çıktım. Ben ne yapacaktım akşama kadar? Kalbimin ritmi hâlâ düzelmiyordu ve bu durumdan hiç şikayetçi değildim. Kızlara ve Kuzey'e olanları anlatmalıydım!

Kızlarla olan grubumuza girip görüntülü arama tuşuna bastım. Tepkilerini izleyerek anlatmak en iyisiydi. Beste direkt açarken Buğlem'i bir süre bekledik.

Buğlem de açınca tamamlanmıştık. Evde dağılmış görünen Beste'nin aksine Buğlem oldukça güzel ve özenli görünüyordu.

"Atlas benden özür diledi, bunlar da aldığı çiçekler!"

Hevesli hevesli anlatırken elimdeki buketi kaldırıp onların görebileceği bir şekilde tuttuğumda Beste'nin de gözlerinin parladığına anbean şahit oldum.

Buğlem de sırıtırken utanıp yüzümü eğdim. Ne diye utanıyordum yahu!

"Eh! Sonunda, özür de diledi mi?" Beste meraklı meraklı konuşurken Buğlem de bu sorunun cevabını merak ettiğini belirtti.

"Evet hem de nasıl biliyor musunuz?"

"Nasıl?"

"Nasıl?"

Aynı anda konuşmalarına gülüp konuşmak için boğazımı temizledim. Bak aklıma geldikçe heyecanlanıyorum, ne yaptın sen bana hain adam?!

"İki dizinin üzerine çöküp onu affetmem için yalvardı."

"Oha!"

"Yok artık!"

"Ben o anlara şahit olamadım mı şimdi? Kahrol dünya!" Buğlem isyan ederken Beste de ona katıldı.

"Ben de sen ve Uraz'ı yan yana göremiyorum ama!" Sitemle konuşup dudaklarımı büzdüğümde ikisi de kocaman kâhkahalar attı.

"Senin için bir sürü video çekeceğim, gözün arkada kalmasın."

"İyi iyi. Bir sıkıntı yok değil mi? Tehlikeli durumlar falan seziyorsanız bana söyleyin. Güvenliğinizden emin olmam gerek."

"İyiyiz anne rahatla biraz. Bize kimse bir şey yapmaz, ortalıkta sen varsan bize sıra gelmiyor." Beste'nin gülerek söylediği şeylere kaşlarımı çattım. İyi bir şey değildi ki bu yahu!

Ruh Yangını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin