32

72 8 2
                                    

Skapova - Bi Bak Bana

...

Baran, Atlas ve diğer askerle birlikteydi. Sonunda ortam sessizleşti. Ve son günlerde mutlu olan ruhum yeniden onu yakacak olan cümleyi duydu.

"Tamam, kızı alın."

Bu cümleyi kuran kişi Atlas'tı. Nasıl söylersin bunu Atlas? Nasıl izin verirsin beni götürmelerine? Ben de istemiyorum masum insanların zarar görmesini ama olması gereken bu değil.

Hayır böyle olmamalıydı. Bu kadar kolay bırakmamalıydı beni. Umduğum şey kimse zarar görmeden kurtulmaktı. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Kötü şeyler yaşamak istemiyordum.

Yine en büyük zararı ben görecektim. Alper şaşkınlıkla komutanına bakarken ben içimdeki ağırlık yüzünden ağzımı açıp tek kelime edemiyordum.

Yemin ederim çok zoruma gitmişti. En azından anlaşma yapmaya çalışır beni bırakmaz diye düşünürken o gözünü kırpmadan beni yakmıştı.

Bu ondan dolayı ilk yanışım değildi, sanırım son da olmayacaktı. Yüreğim eziliyormuş, ruhum yanıyormuş gibi hissediyordum.

Atlas için başkaları her daim benden değerliydi, öyle devam edecekti.

Sonunda kendimi toparlayıp yüzüne baktım. Göz göze geldiğimizde gözlerini kaçırıp yere baktı. Sabah gözlerime bakarken fazla cesurdun Yüzbaşı..

Alper ve Demir hızla Atlas'ın yanına vardılar. Demir'in cümlesi içimi sızlattı.

"Öylece bırakamayız Ayliz'i komutanım."

Atlas ona sertçe baktığında Demir ve Alper'in yüzündeki hayalkırıklığını hatrı sayılır mesafeye rağmen fark ettim. Atlas beni ilk defa bırakmıyordu, onlar da biliyordu.

Bundan dolayı şaşırıyorlardı. Komutanları bunu tekrar yapmamalıydı onlara göre.

Mücahit tepkisizce olanı biteni izlerken Baran başını yerden kaldırmıyordu.

Ahmet Atlas'a sinirle bakıyordu.. Sevim korkuyla beni süzüp arkamdakine kaçamak bakışlar atıyordu. Burcu hanım oldukça endişeli görünüyordu.

"Gidiyoruz, tek hatanız kızı öldürür!"

Adam bizi geri geri yürüterek ilerlemeye başladı. Karşılık verecek gücüm veya isteğim kalmamıştı. Beni gözden çıkarmıştı. Son kez kafasını kaldırıp bana baktı. Bir şeyler mırıldandı ama duymam imkansızdı.

Atlas'ın söylediği tüm güzel şeyler kafamdan tek tek silinirken tek bir cümle beynimi işgal ediyordu.

Tamam, kızı alın..

Bu sefer her şey daha farklı olacak, çünkü o sapıktan çok daha tehlikeli insanların arasına gönderiyordu beni. Bunun bilincindeydi.

Aradaki mesafeyi arttırdığımızda yanımızda bir araba durdu. Arka koltukta başka bir adam oturuyordu. Beni tutan adam koltuğa geçmemi bekledikten sonra ön tarafa oturdu.

Uyuşmuş gibiydim. İtiraz edecek, engel olacak gibi hissetmiyordum.

Yanımdaki adama bakmadan kafamı cama yasladım. Dört araba art arda giderken kendiliğinden akan göz yaşlarımı sildim. Görüş açıma bir su şişesi girdiğinde uzatan kişiye baktım.

Yeşil gözlü adam ifadesiz yüzüyle suyu almamı bekliyordu. Suyu almayacaktım tabii ki. Adama fazla bakmadan yüzümü çevirip yeniden dışarıyı izlemeye başladım.

Yazıklar olsun Atlas, sana yazıklar olsun.

Gözlerimi kapatıp tüm bunların bir rüya olması için dua etmeye başladım.

Ruh Yangını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin