Sevimo. - bu kadar güzel olmak suç değil mi?
...
İki haftadır Atlas'ı göreceğim için çok heyecanlıydım. Yarın yola çıkacaktık. Mayıs ayına girmiştik ve havalar gittikçe daha da çekilmez bir sıcak oluyordu.
Bugün de son kez birlikte dışarıya çıkıp kızlarla eğlenecektik. Onlarla ayrılacağım için üzgündüm ama stajım birkaç haftadan fazla sürmeyecekti. Yani dayanabilirdik.
Beste Baranla tartıştığı günden beri daha bir manyak olmuş bizi delirtmişti. Haklı olduğu yerler vardı tabi ama bu kadar büyütmesini beklemiyordum. Baran'a karşı olan iyi tavrını bir kenara bırakıp garip işkence yöntemleri araştırmıştı.
Baran'ın bir fotoğrafını çıkarttırıp duvara aşmıştı, yanından geçtikçe duvara astığı bıçakla fotoğrafa işkenceler yapıyordu kabul, bu hâlleri korkutucuydu.
Bu iki hafta içerisinde Yiğitle her gün konuşmuştuk, Kuzey ise arada bir yazmış geri kalan zamanlarda meşgul olduğunu söylemişti.
Atlas'a yazmamıştım, o da bana yazmamıştı.
Annem üç gün önce eve dönmek istediğini söylemişti ve bende dediğini yapmıştım, arada bir gelmek istediğini de belirtmişti gitmeden önce.
Onu özlüyordum ve arada bir yanıma gelmesi iyi olurdu. Babamla da araları düzelmişti. Ne kadar boşanması için çabalasam da bu kadın beni dinlemiyordu!
Saruhan Özkan'dan hiç haber yoktu, başıma yeni bir bela açılmamıştı. Bugün kızlarla takıldıktan sonra atölyemi kontrol edip öyle eve gidecektim. Birkaç aydır gitmiyordum ve içimde bir endişe baş göstermişti.
O adamların beni isteme sebebini tahmin edebiliyordum. Yine gerginlikle yüzüğüme gitti elim. Canım pahasına korumalıydım.
Üzerinde bordo elbisesiyle salona giren Beste'ye döndü bakışlarım. Straplez, mini elbisesi vücudunu sarmıştı. Saçlarını sıkı bir şekilde yukarıdan at kuyruğu yapmıştı. Bordo bir ruj sürmüş ve koyu göz makyajı yapmıştı.
Hadi ama! Ben Dejavu kafede takılırız diyordum. Bu kız içmeye gideceğim diye bağırıyordu resmen.
Buğlem de arkasından siyah ince askılı mini elbisesiyle çıktığında bıkkınca nefesimi dışarıya verdim. Bu iki kız bugün beni delirtmek istiyordu sanırım! Bunlar içince ne kadar çekilmez olduklarını bilmiyorlar mıydı?
Buğlem saçlarını açık bırakmış ve siyah elbisesi için mavi tonlarında bir göz makyajı yapmıştı.
Ben üzerimde pijamalarımla oturmuş elimdeki çilek tabağıyla onlara bakıyordum. Ne diye böyle güzel kardeşlerim var benim? Onları korumak çok zor!
"Kalkıp hazırlansana be! Eğlenmeye gideceğiz."
Beste üzerime doğru gelirken korkuyla oturduğum koltuğa daha fazla sindim. Bu kızın korkutucu olduğunu söylemiş miydim?
"Ama Beste ben çok kötü bir vaziyetteyim. Siz içince zor durumda kalıyorum yahu!"
"Kalk! Beni delirtme Ayliz."
"Tamam ya kızma kalkıyorum."
Daha fazla üstüme gelmemesi için hızlıca elimdeki tabağı kenara fırlatırcasına bırakıp odama kaçtım. Arkamdan gülen ikiliye bildiğim birkaç küfürü sıralayıp kapımı kilitledim.
Dolabımın önünde durduğumda kararsızlıkla askıda duran elbiselerine göz gezdirdim. Ne giyecektim şimdi ben?
Otelde kaldığım zaman aldığım koyu mavi elbise dikkatimi çekti. Giyeceğim şeyi bulmuştum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Yangını
Teen FictionGüzel adamlar güzel severdi. ~ "Ruhumun yangını, en güzel yangınım. Bir kere göreyim yüzünü.." Bana en güzel yangınım diyordu, en acı yangınım oydu. Kendimi sıktım ağlamamak için. Kalp atışlarım kaburgamı incitti. Ben ağlamadım ama ruhum ağladı, h...