Ali Atay - Yalan
Yüzbaşı.
Bakışlarını benden ayırdığında bir süre daha ona bakmaya devam ettim. Yakışıklıydı bir yüzü vardı, pahalı olduğu anlaşılan saatine baktıktan sonra yanındaki adamla konuşmaya başladı. Bir daha karşılaşacağımı düşünmemiştim. Bu bir hafta içerisinde de çok kez onu düşünmüştüm.
Hayır etkilendiğimden falan değil, kaba adamlar dikkatimi çekmezdi. Benim gibi her şeye karşı çok meraklı olan insanlar için gizemli olaylar ve kişiler işkence gibiydi. Bu adam da çok merak etmeye başladığım biriydi, o sapıkla ne gibi bir bağlantısı vardı?
Etrafımla ilgilenmeye devam ettim. Staj yaptığım hastaneden olan doktorlarla aram iyi olduğu için pek dışlanmış hissetmiyordum. Üzerimde bakışlar hissetsem bile kafamı çevirip bakmadım.
Gelen aramayla gözlerimi devirdim. Yine özel numara. Aramayı reddettikten sonra bize doğru gelen adamla kalbim hızlandı. Şimdi çoğu merak ettiğim şeye cevap alabilirdim.
Özellikle üzerinde çalışmak istediğim Tip1 Diyabetle ilgili tonlarca sorum vardı.
...
Gelen onlarca aramayı reddetmiştim. Bugünün bozulmasını istemiyordum. Aldığım notlara bakıp gülümsemeyişimi daha da büyüttüm.
Yanaklarım gülümsemekten acıyordu. Ama içimdeki mutluluk anlatılmazdı. Haftalar sonra ilk defa güzel bir şey olmuştu. Gerçekten mutlu olmuştum, bugün bana çok iyi gelmişti
Mesaj sesiyle ofladım. Engellemekten yorulmuştum ama bu adam yeni numaralardan yazmaktan yorulmamıştı.
0536 *** ****: Aramayı bir kez daha reddedersen o adamı öldüreceğim.
0536 *** ****: Faydalı biri olması umrumda değil.
Korkuyla etrafıma baktım ve bu sırada yüzbaşıyla gözlerimiz buluştu. Merak ediyor gibiydi.
Hatta kafasını ne oldu anlamında salladı. Bir an gözlüğümü takmadığım için başkasına yapmıştır diye düşündüm ama gözlerini ayırmıyordu. Merak etmeye hakkın yok yüzbaşı.
Beni rahatsız etme diyen o değil miydi? Gözlerimi onun olduğu taraftan çektim.
Ben sorgulamayı kendi içimde halledemeden telefonum çaldı.
Allah'ın belası. Düş artık yakamdan yahu! Yeter ya yeter bıktım.
"Ne var?"
"Nasılsın bebeğim? Seni özledim."
Cidden bu adamın sesini duyunca midem bulanıyordu. Yemin ederim kusacağım bir gün.
"Gerizekalı seninle konuşmak istesem açarım telefonları değil mi?"
Kahkaha attı. Manyak herif. Beyinsiz varlık.
"Of bu hırçın hallerin.. Neyse dışarı çıkmanı istiyorum."
"Dışarı çıkacağımı sana düşündüren ne hasta herif ?"
"Sanırım sana ne kadar ciddi olduğumu anlatamadım. "
"Ya seni küçük çocuklar bile ciddiye almaz pis sapık."
Bir anda patlayan silah sesiyle şok oldum. Oydu. Ve ben onu ciddiye almadığım için yapmıştı. Ya nasıl bir manyakla karşı karşıyayım ben?
Çok yakından gelmişti ama içeriye girmesi imkansızdı. Yani umarım.
"Hadi bebeğim beni sinirlendirme "
"Allah belanı versin senin!"
Telefonu sinirle onun yüzüne kapattım.
Birilerine zarar verebilir miydi? Veremezdi. Bir sürü adam vardı burada.Ayaklanan kalabalık olayı anlamaya çalışırken yüzbaşını aradı gözlerim. Ortalıkta yoktu. Ne ara kaçmıştı bu adam? En ihtiyacım olduğu anda kaybolması da bir benim başıma gelirdi.
Bir sürü insan panik halindeydi. Korumalar içeride bekliyordu.
Buraya giremezdi. Yapamazdı. Lütfen yapamasın, ölümden korkuyorum.
Peki ben nasıl çıkacaktım? Evime güvenli bir şekilde gidebilecek miydim?
Davetin sahibi etkinliğin bittiğini duyurduğunda davetliler toparlanmaya başlamıştı.
Bazıları grup halinde çıkarken bazıları tekti.
Tek çıkmamalıydım. Yanımdan geçen birkaç kişinin arasına girip bozuntuya vermeden çıkışa ilerledim.
Kapıdan çıkarken etrafa göz gezdirdim ama görünürde bir şey yoktu. Hızla bekleyen taksilerde birine yöneldim.
Taksiye binecekken bir silah sesi daha geldi. Yine çok yakındaydı. Bu sefer durmadı, art arda defalarca silah sesi geldi. Bir sürü kişi çığlık atıyordu. Kalbim korkuyla çarpıyordu. Kurtulmak istiyorum bu ortamdan.
Bir kadının yere yığılmasıyla birlikte korkarak oraya döndüm. Vücudunda kan falan görünmüyordu.
Zaten beyaz bir elbise giymişti. Vurulmuş olsaydı kolaylıkla anlaşılırdı.
Atak falan geçiriyor olabilirdi.Yerimden hareket edemiyordum. Kriz anını yönetemiyordum ve silah sesleri kesilmiyordu. Birkaç saniye daha çatışma devam ettikten sonra sesler kesildi.
Birkaç dakika öylece ayakta bekledim. İnsanlar yavaş yavaş sakinleşti. Polis arabalarının siren sesleri duyuldu.
Ben yerimden kımıldayamadım. Suçluluk duygusu içimde büyüdükçe büyüdü.
Ya benim yüzümden birileri zarar görseydi?
Birçok kişi olayı anlatmaya çalışırken, birkaç kişi de arabalarına binip gitmişti.
Ben de sakinleştikten sonra taksiye binip evimin adresini verdim. Nefeslerimi düzene sokmaya çalışıyordum, henüz korkumu atlatamamıştım. Camdan dışarıya baktığım sırada telefonuma bildirim geldiğinde çıkarıp baktım.
0539 *** ****: İyi misin?
Yüzbaşı yazmıştı.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Yangını
Teen FictionGüzel adamlar güzel severdi. ~ "Ruhumun yangını, en güzel yangınım. Bir kere göreyim yüzünü.." Bana en güzel yangınım diyordu, en acı yangınım oydu. Kendimi sıktım ağlamamak için. Kalp atışlarım kaburgamı incitti. Ben ağlamadım ama ruhum ağladı, h...