And you're spending all your time,
In this wrong situation.•
Dersin bittiğine dair zil çalınca Aras yanındaki kızla beraber ayaklandı. Ben de ardından ayaklandım. Aras'ın koluna girip "Kaç kişisiniz?" diye sordum.
Bana anlamsızca baktığında göz devirdim ve tekrarladım. "Arkadaş grubunda diyorum. Kaç kişisiniz?"
"Hee. 5-6 kişi falan işte."
"Hm. İyi."
O da beni kolumdan çekiştirip okul bahçesine çıkardı. Yine tüm gözler bizi bulduğunda ofladım. "Okulun popüler çocuğu falan mısın?"
Bana yandan bir bakış attı 'ciddi misin' der gibi. "Bunu şimdi mi anladın?" diye sordu.
"Ne?" dedim şaşkınca. "Gerçekten popüler çocuk musun?"
Göz kırptı bana. Tam önüme bakacakken sendelediğimde kolumdaki tutuşu sıklaştı. "Dikkat et." diye beni uyardığında en sonunda kendime gelmek adına gözlerimi kırpıştırdım. "Ha?"
"Düzgün yürüsene kızım."
"Ne kızım ya? Babam mısın sen benim?" dedim kabaca. Ardından gözlerimi yumdum. Neden kaza aklıma gelmişti ki yine...
"Eliz?" dedi Aras omuzlarımdan tutarak bana. "Tamam, kusura bakma öyle seslenmemeliydim."
Hafifçe yutkundum. "Önemli değil," diye mırıldandım. "Öyle bazen aklıma geliyor."
Elini omuzuma atıp beni göğsüne doğru çekti. "Aklına gelmesi normal. Ben düşünmeden konuştum, amacım sana onları hatırlatıp üzülmeni sağlamak değildi." dedi üzgün bir tavırla.
"Onları hatırlatmadın ki," dedim kafamı havaya kaldırıp ona bakarken. Gözlerim bir an çenesine kaydı. Ne kadar da keskindi... Kendime gelmek adına boğazımı temizlediğimde "Aklımdan çıktıkları yok zaten." dedim.
Konuyu değiştirmek istercesine, "Sen harbisen çok kısaymışsın bu arada," dedi şaşırarak. "Göğsüme geliyorsun."
"Kısa mıyım?" dedim şaşırarak. "Abartma. Göğüs dediğin ne ki, sanki kasıklarına geliyormuşum gibi konuştun." Boynuna yakındı boyum ama tam olarak da yakın değil gibiydi...
"He he," dedi alayla. "1.50 falan sanki boyun."
"Ne?" diye cırladım. "1.62'yim ben bir kere!"
"Aynı şey."
"Hiçte bile!"
"Benim gözümde aynı."
"Yalnız," dedim bakışlarım aşağıya inerken. "1.50 kız şu an senin şeyine denk gelirdi..."
"E sen?"
Göz devirdim. "Kör müsün?" Elimi kaldırıp başımın olduğu bölgeye yani göğsünün biraz altına getirecektim ki bundan vazgeçtim. Baklavalarına dokunma şansına sahip olmuşken bunu kaçıramazdım öyle değil mi?
Elimi biraz aşağısında karnının olduğu bölgeye, baklavalarına dokundurdum ve "Buraya," dedim yutkunup. "...geliyorum."
"Hala kısasın..." dedi ama sesi kısıktı. "Sert mi?"
"Ne?" dedim şaşkınca.
"Baklavalarım diyorum... Sert mi?"
Parmak uçlarımı hafifçe bastırdım ve cıkladım. "Yok. Biraz daha çalışman lazım. Yeteri kadar sert değiller." Aslında yaşına göre iyi gibiydi ama dile getirmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERT | Yarı Texting
Short StoryEliz Sarıdoğan ailesini Ankara'daki bir kazada kaybettikten sonra Sakarya'ya, teyzesinde mezun olana kadar kalmak için gider. Yeni okulu, yeni arkadaşları ve yeni sınıfı da vardır. Bir de başına bela olan bir üvey kuzeni... 16042023-220823 🌱 !!KÜFÜ...