"Eliz hadi kalk yavrum..."
Mırıldanarak kendimi diğer tarafa çevirdiğimde "Biraz daha..." demiştim.
"Okul var daha. Hadi..."
"Teyze," dedim mırıldanıp. "Biraz daha uyusam olmaz mı?"
"Okulun var ama... Bak Aras'ta aşağıda. Hadi kalk da Eren bıraksın sizi okula."
Beni rahat bırakmayacağını anlayıp oflayarak kalktığımda teyzemde memnuniyetle gülümsemiş ve odadan çıkmıştı.
Tuvalete gidip ihtiyaçlarımı giderdikten sonra odama tekrar döndüm. Okul kıyafetlerimi hızlıca giyinip açık kahverengi saçlarımı önden perçemlerim kalacak çekilde aşağıdan topuz yaptığımda güzel olmuştum. Hafif bir makyaj da yaptıktan sonra çantamı elime alarak odamdan çıktım ve mutfağa girdim.
Herkes masada kahvaltısını yapıyordu. Aras'a baktığımda okulun beyaz gömleğinin ilk bir kaç düğmesi açıktı ve sol eliyle telefona bakarken sağ eliyle yemek yiyordu.
Aras'ın vücudu ne ara bu kadar yapılı görünmeye başlamıştı gözümde?
Aras'ın yanındaki sandalyeye kurulurken kolu koluma değince irkildim ve ona çemkirdim. "Yemek yerken koluna biraz daha sahip çıkabilir misin?"
Gözlerini telefondan ayırmadan ağzındaki zeytinle cevap verdi. "Hayır."
Göz devirerek "Rahatsız oluyorum." dedim.
Görmesem de onun da göz devirdiğini hissetmiştim. "Başladı bizim mesai," enişteme döndü. "Hadi çıkalım."
"Ben daha yeni geldim!" dedim. "Açım ve daha yemeğim bitmedi."
"Sabahtan beri seni uyandırmakla uğraşıyoru—"
Gözlerini sonunda bana çevirdiğinde cümlesi yarım kalmıştı. Ona sorarcasına baktığımda beni inceliyordu.
Eh bende erkek olsam ve benim gibi bir kızı görsem dilim tutulur, suyum düşerdi herhalde.
Kafasını iki yana sallayıp "Bugün niye böyle giyindin?" diye sordu kısık sesle. Teyzemle eniştem kendi aralarında muhabbet ediyorlardı.
"Ne varmış halimde?" dedim. "Her zamanki gibi çirkin değil miyim?"
"Yok," dedi. "Bugün ekstra çirkin olmuşsun. O etek niye kalçalarına kadar?"
Bozulmuştum ama çaktırmamaya çalıştım. "Okulun eteği böyle çünkü Aras?"
"Yok," dedi. "Sende daha kısa durmuş."
"Bacaklarım uzun ya," dedim umursamıyormuş gibi davranarak. "Belki ondandır."
"Bugün okula gitmesek mi acaba? Sen biraz suratını daha değiştir. Çok çirkin olmuşsun."
"Sanane ya?" Hiddetlenerek ayağa kalkmıştım. Enişteme baktım. "Gidelim enişte! Çok istiyorsan Aras sen kalırsın evde," kapıya giderken söyleniyordum. "Çirkinmiş! Kendisine baksın önce! Gömleğini açmış da kas yaptığı için hava atıyor! Gören de mahalle kekosu sanır."
"Mahalle kekosu mu?" Omuzumda kol hissettiğimde kaşlarımı çatarak Aras'a döndüm. "Dalga geçiyor olmalısın? Nerem mahalle kekosu benim? Ayrıca onların kası bile yok." dedi ve ikimizi de evden çıkardı. "Ayrıca çok fazla istiyorsan kas yapmak, benim gittiğime yazılırsın sende. Beraber çalışırız."
"Yok ya?" Güldüm. "Seninle hiç uğraşamam oralarda."
"Ya? Kiminle uğraşacaksın o zaman?"
Elimi umursamazsa havaya salladım. "Bulurum orada bir erkek yardım eder bana."
Ağzından bir 'hah' nidası çıktı. "Burada kuzenin var ve sen gidip elalemin oğlanlarıyla mı çalışacaksın?"
Ona yandan bir bakış attım ve omuzumdaki elini ittirdim. "En azından onlar güzel bulur beni."
"Bak," dedi sırıtıp önümdeki perçemleri kulağımım arkasına atarak. "Senin doğal halin bu. Oradakileri ne yapacaksın? Ben sana ciddi diyorum ya. Sen bana güvenmiyor musun?"
Kaşlarımı çattım. "Aras sen kafayı mı yedin?"
Geri çekildi ve ellerini pantolonun cebine attı. "Öyle ama," dedi sırıtıp.
Göz devirdim ve onu taklit ettim. "Başladı bizim mesai."
Yalancıktan kaşlarını çatıp bir şey diyecekken eniştem arabanın kilidini açtı ve "Hadi çocuklar. Binin."
Ben ön koltuğa oturmak için koşarken o da aynı amaçla koşuyordu. Tam kapıyı açacakken bileğimi tutup geri çektiğinde "Aras!" diye çemkirdim. "Ben oturacağım oraya ya!"
"Şşş," dedi kapıyı açarken. "Önce kapan oturur."
"Pisliksin ya," dedim sinirle onu ittirirken. Yerinden milim kıpırdamamıştı. "Ya gitsene ben bineceğim ön koltuğa!"
"Çocuk musun kızım? Ne bu bö—"
"He çocuğum!" dedim bağırarak. "Salak mısın nesin ya? Ben istiyorum ön koltuğa oturmak."
"İyi," dedi. "Kucağıma oturursun."
"Tövbe estağfirullah," dedim. "Sen iyice sapıklaştın. İkidir imalar yapıyorsun fark etmedim sanma."
Sırıttı. "Kabul?"
"Siktir git," dedim dişlerimi sıkarak. "Otururum ben arkaya."
Arkaya oturacakken Aras bileğimi tutup beni ön koltuğa ittirdi. "Hadi gene iyisin, kıyamadım."
Kalkmaya çalışırken kaşlarımı çattım. "Ya sen şaka mısın?"
"Hadi hadi," dedi kollarımdan tutup ittirirken. "Sende benimle uğraşmayı seviyorsun. Yemezleer."
Sinirle geri oturduğumda homurdandım. "Yomozlor."
Aras'da arkaya geçtiğinde Eren enişte arabayı sürmeye başlamıştı. Çok geçmeden okula vardığımızda aynı anda arabadan indik ve okula girdik.
•
yazar olduğumu hatırladım scmnsöaçfmöv
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERT | Yarı Texting
ContoEliz Sarıdoğan ailesini Ankara'daki bir kazada kaybettikten sonra Sakarya'ya, teyzesinde mezun olana kadar kalmak için gider. Yeni okulu, yeni arkadaşları ve yeni sınıfı da vardır. Bir de başına bela olan bir üvey kuzeni... 16042023-220823 🌱 !!KÜFÜ...