1.7

32.7K 1.4K 301
                                    

önceki bölümü okumadıysanız ilk onu okuyun. keyifli okumalar ^^

In this world,
it's just us.

Pizzaları fırına koyup ellerimi yıkadıktan sonra mutfaktan çıktım. Aras büyük ihtimalle odasındaydı bu yüzden adımlarımı odasına doğru yönlendirdim.

Kapının önüne geldiğimde tıklattım. "Aras?" diye seslendiğimde cevap gelmemişti. Tekrardan kapıyı tıklattım. O sırada içeriden boğuk bir şekilde "Bekle!" diye ses duydum. Fazla bağırmıştı ve istemsizce yüzüm buruştu.

Kapıyı açtığında bana baktı. "Ne oldu?"

"Şey..." diye mırıldanıp saçımı elime doladım. "Az önce... Yani... Konuşalım mı?"

"Konuşulacak bir şey yok. Bir şey denedik ve bitti."

Ona düz düz baktım. "Tabii," gözlerimle odasını gösterdim. "O yüzden içeride işini hallediyordun."

Dediğim yere bakıp baksırını gördü ve kapıyı aralık bırakana kadar hızlıca kapattı. Ağzından ufak bir küfür çıkmıştı. "Onu ne ara gördün sen?"

"Şimdi."

Ofladı. "Ne istiyorsun?"

Kapıyı ayağımla ittirip ona bir adım saha yaklaştım. "Seni." dedim alayla ama gözbebeklerinin titreşimine de anbean şahit olmuştum.

Güldüm. Ama sahte bir gülüştü bu. "Mutfakta yaptığ—"

"Bak," dedi sinirle. Yanakları hafif kızarmıştı. "Önceden 'yok biz öpüşemeyiz' ' yok üvey kuzenler de bu etik değil' 'yok kuzenler şöyle böyle yapamaz' diyordun. Şimdi ne değişti? Kapat konuyu gitsin."

"Aras," dedim bıkkınlıkla. "Sen mal mısın amına koyayım? Dizini resmen—" O an aklıma geldiğinde yutkunmakta zorluk çektim. Cidden ben ne yapıyordum? Mutfakta olan şeyleri unutmak yerine niye deşiyordum?

"Pardon," diye mırıldandım geriye doğru adımlayıp. "Unutalım gitsin. Önemsizdi."

**

Fırından çıkan ötme sesiyle içindeki pizzaları çıkarttım ve tezgaha tepsiyi koydum. Fazla... lezzetli görünüyolardı ve umuyordum ki tadları da öyle ölacaktı.

"Aras!" diye seslendim salona doğru. "Teyzemler ne zaman geleceklermiş?"

"Birazdan burada olurlar!" dedi o da bana seslenip.

"Tamam!"

Pizzaları 4 ayrı tabağa yerleştirip masaya koyduğumda arkama döndüğüm anda gözlerime gelen şeylerle gözlerim kapandı ve öksürmeye başladım. O sırada kulaklarıma Aras'ın kahkahası dolmaya başlamıştı.

"Tipe bak!" dediğini duydum ama gözlerimi açamadım. "Amına koyayım... Tip... Tipe bak, yaşlı bun— Ah!"

Nefes nefese gülerek elimi kaldırıp kafasına vurduğumda acıyla inlemişti. Sesi önümden geldiği için vurmak çok da zor olmamıştı. Tabii biraz uzanmam gerekmişti ama o gülmekle meşgul olduğu için de görmemişti ona vuracağımı.

Gözlerimi ovuşturup "Aras," dedim sinirle. "Sen bana ne yaptın."

"Pizza."

"Bu ne?"

"Un."

Her tarafımı un yapmıştı...

"Aras! Sıçacağım ağzına yemin ederim. Her tarafım un oldu lan!"

"Gel sıç o gözlerle! Görebilirsen tabi, çirkin, aptal kuzenim."

"Sensin aptal!" diye bağırdım ellerimi ileriye uzatıp onu ararken. "Gerizekalı! Tüm mutfağı batırdın!"

Kahkahası tüm evde yankılanırken aklımda mutfağı canlandırıp tahmin ettiğim yere doğru, musluğa ilerledim. Ellerimi öne uzatmıştım ve ayaklarımla da ileriyi kontrol ediyordum. En sonunda elim musluğu bulunca açtım ve hemen yüzümü yıkadım. O sırada Aras "Hassiktir!" diye bağırıp kaçtı. Bende peşinden unu alıp koştum.

Odasının kapısının sert bir şekilde kapanmasıyla odasının önüne geldim. Biraz bekledim çünkü peşinden gelmediğimi sanıp açabilirdi kapıyı. Tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Kapının önünde miyim diye bakmak için araladığında ayağımı araya koyup kapıyı tamamen açmak için zorladım. Aras da büyük ihtimalle ayağım arada olduğu için çok baskı uygulamıyordu.

"Çek lan ayağını!" diye bağırdı. "Ezileceksin! Çek!"

"Asıl sen aç kapıyı!" dedim bende bağırarak.

"Ya vallahi özür dilerim yapmayacağım bir daha ama şu unu bana atmasan olmaz mı? Yarın okul var ve saçlarımdan çıkartana kad—"

Onun boşluğundan faydalanıp kapıyı tamamen açtığımda yüzüne elimdeki un dolu kabın hepsini dökmüştüm. Aynı zamanda sesi kesilmiş, kaskatı duruyordu. Yutkundum. Beni korkutmak için mi yapıyordu? Öyleyse başarıyordu çünkü.

"Aras?" dedim sesimdek sevinç kırıntılarını engelleyemeden. "Aras? Çok mu pislik oldun?"

"Ben seni bir psilik edeceğim şimdi..." diyerek ben ne olduğunu anlamadan gözlerini açtı ve beni az önce açtığım kapıyı kapatarak sırtımın kapıya yaslanmasını sağladı. Kafasıyla kafasını hizaladığında yutkundum.

"Bence," dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan. "Şimdi yapacağım şeyden dolayı ağzını kapat."

Tam bir şey söyleyecekken saçlarını suratıma doğru sürmeye başladı. Un dolu saçları yüzümdeydi!

"Aras!" dedim bağırarak. Omuzlarından tutup onu ittirmeye çalıştım ama nafileydi. Gözlerim sımsıkı kapanmıştı ve kahkaha atıyordum. "Aras! Boynum olmaz!"

Saçlarını iki yana sallayarak yüzüme ve boynuma unlarını sürterken ikimiz de gülüyorduk. Boyunun uzunluğundan dokayı bana eğilmek zorunda kalmıştı. En sonunda dayanamayıp kafasını tuttum ve ellerimi yanaklarına koyarak yüz yüze gelmemizi sağladım. Az önceki yakınlığımızdan dolayı ayarlayamadığım mesafeden dolayo yüzleriniz fazlasıyla yakındı.

Fazlasıyla...

"Aras," dedim kısık bir sesle. "Her tarafım un oldu senin yüzünden."

"Banyo yapalım o zaman."

"Ha? Ne? Birlikte mi?"

"Öyle olmasını mı isterdin?"

"Ya sen?" diyerek topu ona attım. "Sen ister miydin birlikte banyo yapmak?"

Burnunu burnuma sürttü ama cevap vermedi. Daha sonra elini kapının kulpuna götürdü ve aşağıya indirdi. Kapıdan çıkarken ardından ben de çıkmıştım. O anda bir şeyler dediğini duydum. Çok uzağında değildim bu yüzden fısıltısını anlamak çok zor olmamıştı ama duyduğum anda kalbim kilometrelerce koşmuş gibi hızlanmaya başladı.

"İsterdim. Seninle her şeyi yapmak isterdim."

DERT | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin