And there's no remedy for memory, your face is like a melody.
It won't leave my head.•
Ertesi sabah uyandığımda vücudumun her kemiği ağrıyordu. Kolumu kaldırdım. Kolumun ağrısı daha fazlaydı. Büyük ihtimalle üzerine yatmıştım.
Komidinin üzerindeki saate baktığımda 7'ye gelmek üzere olduğunu fark ettim. Hızlıca tuvalete girip işimi hallettim ve okulun beyaz gömleği ile kısa açık mavi eteğini giydim. Gömleğin uçlarını eteğimin içine soktum ve üzerime bir hırka alarak odadan çıktım.
Mutfakta duyduğum takırtı sesleriyle o tarafa yöneldim. Aras tabakları masaya koyuyor ve kahvaltıyı hazırlıyordu. Bu nedense kalbimi sımsıcak etmişti.
"Günaydın," dedim ona yaklaşarak. "Yardıma ihtiyaç var mı?"
Kafasını iki yana salladı ve "Yok. Sana da günaydın." dedi.
Masaya oturduğumuzda hızlıca bir şeyler atıştırmış ardından da çantamızı alıp evden çıkmıştık. Bugün otobüsle gitmeyecektik. Eniştem ve teyzem şehir dışına uçakla gittikleri için arabaları burada kalmıştı ve Aras da araba sürecekti.
Garaja doğru giderken Aras cebinden arabanın anahtarını çıkarttı ve kapıları açtı. Sürücü koltuğuna o oturdu. Yanındakine de ben.
Okula vardığımızda arabayı dışarıya park etti. İnmemi bekledikten sonra arabayı kilitleyip yanımda yürümeye başladı.
"Sınavlar yaklaşıyor." dedi okula girerken. Onu kafamla onayladım. "Zorlayacak gibi."
"Yanına oturabilir miyim?"
"Neden?"
"Çünkü... Yanına oturmak istiyorum?"
"Niye işte," diye homurdandım. "Daha ilk gün kendin dememiş miydin yanımda oturma diye?"
"Evet ama..."
"Sınav için istiyorsun değil mi?"
Yutkundu. "Ya of! Kuzenine yardım etmeyeceksin de kime yardım edeceksin amına koyayım!"
Güldüm. "Bakarız."
"Net cevap ver. Babam bu sefer notlarımı görürse değil internet, telefona dokundurtmaz bile beni!"
"Sende çalışsana o zaman gerizekalı." diye homurdandım okula girerken.
"Bu arada," dedi kulağıma eğilerek. "Melis'lerin sana yaptığı şeyi unutmadım Eliz."
"Unutulacak gibi değil zaten." dedim. Cidden öyleydi. Resmen zorbalık görmüştüm onlardan.
Aras ofladı. "Keşke karakolda sana yaptıklarını da söyleseydik."
"Cidden. Niye demedik ki?"
"Neyse. Sınıfa çıkalım şimdi. Sonraki teneffüs bizimkilerin yanına gideriz."
Onu kafamla onaylayıp sınıfa çıktığımızda ben önce, o her zamanki gibi arka sıraya oturdu. Yine saçlarımla oynamaya başladığında ise dersin başlamasını bekledik.
**
Ders bittiğinde Aras'la ilk kantine, oradan da arkadaşlarının yanına geçmiştik. Şimdi ise bir yandan tostumu yiyor, bir yandan da hafta sonu yapacakları yaz konseptli parti ile ilgili planlarını dinliyordum.
"Ya aslında çok kalabalık olmayız. Biz ve birkaç arkadaş falan..."
"Bu birkaç arkadaş tüm okul olmasın Selin? Hem Eliz'de okula yeni geldi. O da alışsın çevreye biraz. Bence biz bize olmamız daha iyi." dedi Enes.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERT | Yarı Texting
Short StoryEliz Sarıdoğan ailesini Ankara'daki bir kazada kaybettikten sonra Sakarya'ya, teyzesinde mezun olana kadar kalmak için gider. Yeni okulu, yeni arkadaşları ve yeni sınıfı da vardır. Bir de başına bela olan bir üvey kuzeni... 16042023-220823 🌱 !!KÜFÜ...