5.6

12.1K 523 146
                                    

kitabı bölümleri kaldırmadan önce bitirdiyseniz buradan devam edebilirsiniz 💞

——————————

ilahı bakış açısı

"Onu gördüm," dedi Arş. Gözleri dolu, elleri yumruk haline geldi. "Siz gittikten sonra arkadaşlarım kafeye geldi Aras. Size demiştim, okulum oraya yakındı. Onlar geldi ve..." Alnını kaşıdı. "Aras çok kötüydü."

"Ne kadar kötü?" diye sordu Aras. Sesi sıkıntılıydı.

"Arkadaşlarımla normal bir sohbet ediyorduk, daha sonra... Zirve'yi gördüm. O kafede çalışıyormuş," Durdu, anlatmak çok zordu onun için. "Gözlerim ona kaymıştı; şaşkındım çünkü onu görmeyi beklemiyordum. Ona olan bakışlarımı fark etti. Beni görmemiş gibi davrandı. Bu..." Arş durdu, göz yaşları yanaklarını hızlıca ıslatmıştı. "Bu çok ağırdı."

"Ama senin ona yaptıkların..." dedi Aras'da. Arş şu an kırılmaya uygun bir oyuncak bebek gibiydi. Korkuyordu yanlış bir kelime söylemekten. "Senin ona olan davranışların da çok kötüydü Arş. Sırf parası yok diye..."

Arş onu umursamadan anlatmaya devam etti. "Onunlayken mutluydum, gerçekten. Her ne kadar onu kullanıyormuşum gibi dursa da kullanmıyordum. Bunu, o da bilmiyordu."

"Ya sonra?"

"Okulda bir dedikodu çıktı," dedi Arş. "Zirve'yi paramla satın aldığım ve onu sadece vücudu için kullandığım dedikodular..."

"Kafeyi anlat." dedi Aras sert bir sesle. Böyle şeylere tahammülü yoktu, kim olursa olsun. "Ne oldu da bu kadar yıkılmış görünüyorsun?"

"Arkadaşlarım onu fark etti," dedi, yutkundu ardından. "Onu fark ettiler... Özellikle onu çağırdılar garson olarak; Zirve'nin kendilerinden emir almaları hoşlarına gitmişti. Sonra..."

"Sonra?"

"Tarık ve Oya yemeklerinin yanlış getirildiğini söylediler. Zirve aksini iddia ettiğindeyse müdüre kadar gidip, onun parayla atılmasını sağladılar," Arş gözlerini kapattı, göz altlarından bir yaş aktı. "Paralarıyla Zirve'yi kafeden attırdılar."

Aras durmuş, Arş'ın kafasını tutarak göğsüne yaslamıştı. Arş ellerini yüzüne tutarak ağlamaya başladı bu sefer. "Onu gördüm, yüzündeki hayal kırıklığını. Babası bir fabrikada çalışıyordu onun. Geceleri çok geç gelip, sabahları çok erken gidiyordu. Annesi ise kardeşine bakmakla meşguldü. Aras onun kardeşi hasta... kardeşi kanser ve para kazandıkları bir yer yoktu." Hıçkırarak ağlamaya başladı bu sefer Arş. "Çok utanıyorum, nasıl böyle bir şey olabilir? Nasıl kovdurabilirler onu? Nasıl, nasıl, nasıl..."

Aras konuştu. "Biz ona yardım ederiz, olmaz mı?"

"Ben edemem," diye fısıldadı. "Yardımımı kabul etmez. Defalarca kez yardım etmeye çalıştım, kabul etmedi. Gururlu birisi o ve... Onu çok seviyorum Aras," Bunu ilk kez birisine itiraf etti. "Aras ben Zirve'yi çok seviyorum..."

Aras, Arş'ın daha önceden liseyi neden Zirve'ye zehir ettiğini sormadı, sorgulamadı. Arş ağlayarak uykuya dalana kadar başında bekledi ve saçlarını okşadı. Biliyordu, Arş bunları sadece kendisine anlatabiliyordu çünkü.

—————————

Eliz Sarıdoğan

"Neden sabahtır bu kadar keyifsizsin?" diye sordum Aras'a bakarak. Uyandığımdan beri morali bozuk gibiydi ve bir türlü çözememiştim.

"Bir şeyim yok, halsizim sanırım. Bugün pikniğe gidelim mi?" diye sordu.

Kaşlarımı kaldırdım. "Şimdi mi? Ama hazır bile değiliz ki."

DERT | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin